33.Bölüm~Gökyüzü Yandı❤

8.3K 575 423
                                    

İnsanın kalbi acır mıydı sizce?

Oradan çıtırtı sesi gelir miydi?

Kalbi de acır, acıyınca da o ses gelirdi. O sesi bir tek bu durumu yaşayan kişi ve Allah duyar. Tıpkı şuan Fatoş'un duyduğu gibi...

Hazar'ın ağzından çıkan o üç kelime Fatoş'un sol yanında bir yerlerin çıtırdamasına neden oldu. Duyduklarına inanamıyor gibiydi. Yutkunmakta zorlandı. Sanki o yutkunma soluk borusunda toz toprak altında kalmış gibi acı vericiydi.

Serkan'ın olmadığı bu dünyada ilk nefesini boğazları yana yana aldı ve geri verdi bu kirli dünyaya.

Dizleri üzerine düştüğünde telefon ellerinden kayıp gitti. Geri kalanını duymaya bile gerek yoktu. Ama Hazar hala bağırıyordu.

-"Siktir." Küfür savurduğunda annesi ve babası da yanındaydı. Bahar mı? Bahar Hazar'dan haberi alır almaz evden uçtu. Olabildiğince hızlıca Fatoşların kapısına geldi. Bu acının ne demek olduğunu biliyordu çünkü. İnsan taze olan acıdan dolayı yaptığı hareketlerden bir şey anlamazdı. Etrafında konuşan insanlar duyulmazdı. Sadece beyninde şu cümle dolaşıyordu insanın: 'Şehit oldu.'

Fatoş dizleri üzerine çökmüş acının geçmesini beklerken kapı büyük bir gürültü ile çaldı. Ama duymuyordu bile. Sadece gözlerini duvara dikmiş Serkan'la olan anılarını görüyordu. Serkan'ın ona seslenmelerini, konuşmalarını...

-"Fatoş. Aç kapıyı." Bahar sonunda sesini duyuramayacağını anladığında çilingir çağırdı. Kapıyı açtırdığında parayı ödedi. İçeri girdi ve kapıyı kapattı. Karşısında gördüğü manzara karşısında yüreği sıkıştı. Fatoş yerdeki soğuk parkede yatıyor ileriye bakıyordu. Yaptıklarının farkında olmadığını Bahar da anladı. Eğilip onu kollarından kavradığında Fatoş'un dikkatini çekti.

Fatoş Bahar'a baktığında gözlerinin kıpkırmızı olduğunu ve ağladığını görünce akmayan gözyaşları oluk oluk akmaya başladı. Kendini tutamayıp hıçkırıklara boğuldu. Bahar'ın boynuna sarıldı.

-"Canım çok acıyor Bahar. Ölüyorum." Bahar sarı ördeğe gücü yettiğince sarıldı. Çektiği acı kendi acısını gözleri önüne getirdi. O da böyleydi. Yiğit'in haberini alınca sığınacak böyle liman aramıştı. Yiğit'in annesi ile sarılıp ağlamışlardı. Şimdi bu ördeğin de ihtiyacı vardı işte. Aslında limanı sevdiği adam olması gerekiyordu. Ama yoktu işte. CENNETE KOŞA KOŞA GİTMİŞTİ O KAHRAMAN ADAMLAR...

Fatoş'u ayağa kaldırıp oturma odasına götürdü Bahar. Mutfağa gidip bir bardak su ile geri döndü. Fatoş'a içirdi ve onu koltuğa yatırdı.

Gözlerini tavana dikip yaşadığı anları bir bir diriltiyordu Fatoş. Sesini kulaklarına kazıyordu her bir tonuyla. Gün gelince yine yine dinlemek için. Duruşunu, gülüşünü göz bebeklerinin her bir noktasına kaydetti. Unutmamak için.

Peki ya kokusu?

Hadi sesini videolardan dinler unutmazdı, hadi resimlerini duvarın her bir köşesine asar unutmazdı da o kokuyu nasıl muhafaza edecekti?

Yüzünü acıyla buruşturdu ve koşarak yatak odasına gitti. Serkan'ın kıyafetlerinin olduğu bölümü açıp katlı duran tişörtünü çıkardı. Daha bu sabah çıkardığı tişört... O tişörte yüzünü bastırarak derin bir nefes çekti içine. Gözlerini kapattığında o kokuyla birleşen hayal Fatoş'un gülümsemesine neden oldu. Bir an kapıda Serkan'ı görür gibi oldu. Gülümsüyordu. O kısılmış zeytin gözleri, kara saçları yine dalgalı bir şekilde. Gözlerinin altında yorgunluğunu belirten halkalar vardı. Sonra bir anda Serkan'ın o güzel gülümsemesi ile fısıltısını duydu.

Beni Sever Misin? (Çevikçi Serisi-2)🇹🇷Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin