Beni Sever Misin? (Çevikçi Serisi-2)🇹🇷

14.Bölüm~Kayınvalideciğim❤

Fatoş'un alnından öpüp geri çekildiğinde genç kız utanarak baktı adama. Hediyelerini çok beğenmişti. Özellikle o bandanayı çok sevmişti. Aslında sadece bu bir bahaneydi. Bu adam ile ilgili olan her şeyi seviyordu. Memleketini severdi, içtiği suyu, yediği ekmeği, taşı toprağı bile severdi onun için. Sevmek bir bütün olarak geliyordu Fatoş'a. Sadece bedenen veya ruhen değil. Kızların genelinde vardı bu huy. Sevdiği adamın sevdiği yemeği hatta burcunu bile severlerdi.

Bankta oturup önlerinden geçen insanları izleyip denizin mis kokusunu ciğerlerine çektiler. O anlarda Serkan o kokuyla değil Fatoş'un kokusuyla ilgileniyordu. Burnunun deliklerinden o şekerli koku geldikçe istem dışı derin derin soluyordu. Tabi Fatoş farkında bile değildi. Etrafına bakınıp içindeki heyecanı atmaya çalışıyordu. Utanıyordu. Bir anda Serkan çenesinden tutup kendi yüzüne çevirdiğinde de heyecanını dizginlemeye devam ediyordu.

-"Hadi gidelim. Saat epey geç oldu. Annenler merak etmesin." Başını aşağı yukarı sallayıp onayladı ve beraber banktan kalktılar. Serkan bu defa ona elini uzatıp izin istemedi. Direk elinden tutup kızın elinden kutuyu aldı rahat yürümesi için. Bir süre yürüyüşün ardından ikili arabanın yanına kadar geldiler. Sessizlik içinde arabaya bindiler ve evin yolunu tuttular. Çok uzun sürmeyen yolculuğun ardından Fatoş'un evinin önüne geldiklerinde Serkan kızı kendine hafiften çekip alnını öptü.

-"İyi geceler sarı ördek. Tekrardan doğum günün kutlu olsun. Kaynanama teşekkürlerimi iletirsen sevinirim." Fatoş bir anda kendini geri çekip karşısındaki adama şaşkınca baktı.

-"Ne?" Kahkaha attı Serkan.

-"Teşekkür ettiğimi söyle diyorum."

-"Ni- niye?"

-"Bana bir tane sarı ördek verdiği için tabi ki. " Fatoş şefkatle baktı adama. Ne yaptım ben acaba seni kazanmak için? Diye kendi içinden geçirdi. Başını uzatıp yanağından öptü. Öperken hiçbir şekilde tiksinme yoktu. Karşısındaki adama güveniyordu zira.

Serkan Fatoş'un kendisini öpmesine şaşırıp kalırken genç kız çoktan arabadan inmiş, binaya girmişti. Hızlı adımlarla merdivenlerden çıkarken Rabia'ların evinin olduğu kata geldiğinde bir anda kapının açılması ile çığlık attı. Bedenini karşı duvara çekip yaslandığında Rabia sırıtmakla meşguldü.

-"Yakaladım seni sarı ördek. Neredeydin sen bakalım cevap ver?"

-"Be- ben mi?" Yakalanmanın verdiği etki ile kekeliyordu.

-"Evet sen." Kendini toparladı.

-"Sen bana hesap mı soruyorsun gotik kız." Sırıtarak söylemesi üzerine Rabia'nın yüzü düştü. Suratını asıp iki elini beline yerleştirdi.

-"Bana şunu deme."

-"Sende beni korkutma. Niye sıkıştırıyorsun?"

-"Merak ettim."

-"Eve gidince peşimden gelirsen sana anlatırdım." O sırada konuşurken arkasında sakladığı kutuyu yanlışla düşürünce Rabia'nın gözleri yerdeki hediyelere kaydı. O asık suratı anında yerini sırıtmaya ve heyecana bıraktı.

-"Onları sana yavuklun mu aldı?" Mavi gözleri ışıl ışıl oldu ve bunu Rabiş fark etti.

-"Evet."

-"Bandana ya bayıldım ama."

-"Bende." Eşyaları toplamış Rabia'nın elinden kurtulmaya çalışıyordu.

-"Ben çıkıyorum eve gel yukarı otururuz."

-"Misafir var gelemem." İki kız vedalaştıktan sonra Rabia eve girmiş, evdeki akraba kadınlara çay dağıtmak için oflayarak mutfağa girmişti. Fatoş ise kapının önüne gelmiş anahtarını arıyordu çantasında. O anahtarı bulamadan annesi kapıyı açmıştı. Gülümseyen bir yüz ifadesiyle bakıyordu genç kadın. Ayakkabısını çıkarmak için eğildiğinde kutuyu yere bıraktı. Önce ayakkabısını çıkardı ardından tek kelime etmeden kutusunu da alıp odasına geçti. Yatağın üzerine bıraktığı kutuyu inceledi bir süre. Hayatında aldığı özel hediyelerden bir tanesi olmuştu bu hediye. Yeniden kapağını açtı ve tek tek göz gezdirdi. Hatta o yetmedi. Bandanayı başına takıp kendisine baktı aynadan. Yakışmıştı. Başından çıkardığında istem dışı burnuna götürdü. Kokladığında Serkan'ın kokusunu duyumsadı. Nasıl da sinmişti. Bandanayı tekrar kutuya koydu ve kutuyu dolabının içine koydu. Üzerini değiştirip pijama ve tişörtünü giydi, yatağa yattı. Başucundaki gece lambasını açık bıraktı ve mutluluktan uyuyamadı. Hayatında babası ile yaşadığı doğum günülerden sonra ilk defa bu kadar mutlu bir gün geçirmişti. Yüzündeki gülümseme ile uyuyakaldı.