Hastaneden çıktıktan sonra hep beraber eve döndüklerinde herkesin yüzünde güller açıyordu. Özellikle Göknur Hanım'ın. Fatoş onun yüzündeki gülümsemeyi, mutluluğu görünce daha da çok seviniyordu. Serkan'ın annesi onun da annesiydi ve onu hep böyle görmek istiyordu genç kız. Eve girdiklerinde Nebahat Hanım meraktan ölüyordu. Kapıdan girer girmez sorularını sıralamaya başladı.
-"Cinsiyetleri ne kuzum? Ona göre yelek, hırka öreyim. Kızım konuşsana." Kadın Fatoş'un yüzündeki o ışık saçan gülümsemeyi görünce ister istemez gülümsedi.
-"Erkek anneanne. İki tane erkek..." İkisi de birbirlerine sarılıp bu güzel haberi kutladılar. İçeri girdiklerinde Bahar mutfağa geçip hemen çay suyu koydu. O sırada Fatoş yatak odasına gitti. Dolaptan kendine tişört ve eşofman aldı. Giyindiğinde Serkan'ın komodin üzerinde duran fotoğrafına bakakaldı. Eline aldığında gülümseyerek öptü.
-"İki erkekmiş." Elini fotoğraf üzerinde gezdirdi.
-"Keşke sende görebilseydin." O sırada kapıdan Bahar'ın sesi duyuldu.
-"Görüyor zaten." Sonra açık kapıdan içeri girip Fatoş'un yanına oturdu. Kolunu onun omzuna atıp kendine çekti.
-"Hadi şimdi üzülmenin sırası değil Sarı Kafa." Beraber yatak odasından çıktıklarında iki kız mutfaktaki sofraya kahvaltı hazırladılar. Hepsinin yüzlerinde bir gülümseme ile yaptıkları bu kahvaltı Fatoş'un mutlu olmasına sebepti. Uzun zamandır böyle mutlu olmamıştı, böyle gülmemişti. İnanıyordu bu bebekler ona bir nebze mutluluk verecekti. Kahvaltının ardından kadınlar mutfakta oturmuş sohbet ederlerken Fırat Bey de içeride oturmuş televizyonda spor kanalı izliyordu.
-"Çocuklara örmeye başlayayım gözüm görüyorken." Diye konuşmaya başlayan Nebahat Hanımı Fatoş susturdu.
-"Anneanne. Sen neden zahmet ediyorsun? Alırız hazır yelek, hırkalardan." Nebahat Hanım kaşlarını çattı.
-"Sus bakayım. Sen ne anlarsın bu işlerden. Torunlarıma yelek hırka öremeyecek kadar düşmedim Allah'a şükür. Ben ölünce onlara hatıra kalsın."
-"Anneanne." Fatoş ölüm lafı geçince kendini tutamamış ağlamaya başlamıştı.
-"Ağlama hemen. Sen hamile oldun olalı ne sulu göz oldun böyle."
-"Sizde ölümden bahsetmeyin." Sonrasında bu konu kapandı ve Göknur Hanım ile Nebahat Hanım internetten bebek yeleği, hırkası modellerine baktılar. İki kadın kendi arasında çocuklara ne öreceklerini paylaşıyorlardı. Bahar ile Fatoş ise kahvelerini alıp terasa çıktılar. Salıncağa oturan kızlar birbirlerine bakıp gülümsediler.
-"Bebeklerin cinsiyetini öğrendiğinde ne hissettin?" diye sordu Bahar. Fatoş gülümsedi.
-"Çok mutlu oldum."
-"Erkek istiyordun." Diye sorarcasına söyledi.
-"Evet. Serkan'a benzeyen bir erkek bebeği... Ama şanslıyım ki Allah bana iki tane evlat verdi."
-"Sana benzesin istemiyor musun hiç?"
-"İstemiyorum. İkisi de Serkan gibi olsun. Onun gibi kara saçlı, kara gözlü ve babalarının yolundan giden iki delikanlı..." Sustu Bahar. Bir şey diyemedi.
Kahvelerini bitiren kızlar boş bardaklar ile aşağıya indiler. Mutfakta oturan kadınların yanına tekrar oturdular. Bu sırada Fatoş'un telefonu çaldı. Arayan: Ceren;
-"Efendim."
-"Nasılsın güzellik. Ne yapıyorsun?"
-"Evdeyiz canım oturuyoruz hep beraber. Siz ne yapıyorsunuz? Asena nasıl?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Sever Misin? (Çevikçi Serisi-2)🇹🇷
ChickLitKüçük bir taşra kasabasında yaşayan Fatoş'un küçük yaşta babasını kaybetmesiyle başlayan, ardından üvey abisinin ablasını öldürmesiyle kabus gibi günleri başladı. Annesinden nefret etti, herşeyden herkesten kaçmak istedi. Annesi ve anneanesiyle İsta...