Hikaye Yeni Başlıyor

373 16 9
                                    

(Multimedyada Güneş var.)Sabah pencereden vuran güneş ışığıyla uyandım. Saate baktığımda daha 8.30du. Yatağımdan kalkıp aynaya doğru baktığımda turuncu saçlarım arkadan vuran güneş ışıklarıyla daha çok parlıyordu. Gerçekten güzel bir kızdım. İzmir'de çoğu kişi peşimden koşardı. Turuncu saçlarımın mavi gözlerimle ahengi çoğu kişiyi büyülerdi. Benim kalbim ise Deniz'e atardı. Ne kadar çabuk unutmuştum onu ya da unutmamıştım sadece görmediğim ve sesini duymadığım için böyle acı çekmiyordum. Aynanın karşısından çekilip odadan çıktım. Merdivenlerden sessizce inip mutfağa girdim. Babama güzel bir kahvaltı hazırlamak istiyordum. Dolaptan birkaç tane yumurta çıkardım. Yumurtalı patates yapacaktım. Patatesleri soyup küp küp doğradım. Tencerenin içindeki yağı biraz kızdırdıktan sonra patatesleri içine attım. Patatesler kızarırken salatalık ve domatesleri doğrayıp mutfaktaki masanın üstüne kahvaltılıkları koydum. Patatesler kızarmıştı. Ocağın altını kapattım. Yumurtaları bir kap içerisinde çırpıp içine biraz karabiber kekik koydum ve patateslerin üstüne döküp pişmesini izliyordum ki duyduğum sesle irkildim.

"Günaydın canım kızım. Bana kahvaltı mı hazırladın bakalım sen?" diye sordu babam gülerek.

"Evet babişim" dedim.

"O zaman ocaktan alda patatesler yanmasın" dedi babam ve ekledi."Kahvaltıdan sonra alışveriş merkezine gidicez."

"Nedeeen?" dedim yumurtalı patatesleri tabağa koyup yemek masasına otururken.

"Alışveriş yapmayı çok sevdiğin için canım kızım" dedi babam.

"Vay be. O zaman birazcık hızlı yiyelim çünki sadece alışveriş yapmak istemiyorum. Buz pateni de yapmak istiyorum." dedim.

"Sanırım bugün benim için  hayli masraflı olacak ama benim minik kızıma değer." dedi babam.

Gülümseyip "Tabii minik(!) kızına değer." dedim.

"Ne kadar büyürsen büyü benim minik kızım olarak kalacaksın." dedi babam. Kahvaltı masasını toplamaya başladık.

"Sen çık üstünü değiştir ben bulaşıkları yıkarım " dedi babam.

"Pekii babacım" diyip merdivenleri koşarak çıktım.

Dolabımı açıp şöyle bir göz attım. Mini şort ve üzerinde smile  yazan turkuaz bir sporcu atleti giydim. İnce vücudumda çok güzel durmuştu. Saçımı dağınık bir topuz yaptım ve gözlerimi ortaya çıkaracak şekilde bir kalem çektim. Üstüme beyaz desenli bir ceket alıp babamın yanina indim.

"Sonunda teşrif ettiniz küçük hanım" dedi babam gülerek.

"Ya baba öyle deme lütfen. Kıyafet seçerken zorlanıyorum. "

"Bilmez miyim? Bu kadar güzel olmasana kızım. Valla biri laf atarsa benim kızıma olay çıkartırım." dedi babam ve evden çıkıp arabaya bindik.

"Baba sen beni kıskanıyor musun? " dedim kahkaha atarken.

"Evet. Minik kızımı kıskanıyorum." dedi babam.

Kocaman bir kahkaha attım. Arabadan inerek alışveriş merkezine girdik. İlk olarak formanın üstüne giymek için hırkalar aldım. Daha sonra etek,elbise,yüzücü atletleri, bluzler bir sürü şey aldım. Kasaya geldiğimizde tam olarak yarım saat boyunca barkot okuttuk ve 800 lira tuttu aldiklarımız. Çok  ucuza almıştım aslında. Babam fiyatı duyduğunda gözleri yerinden fırlatacaktı.

"Anlamadım ? Bir daha söyler misiniz?" dedi babam gözlerini kocaman açarak.

"800 lira efendim. Aslında aldiklarinıza göre bayağı ucuz tuttuğunu düşünüyorum çünki hepsi indirimli fiyat." dedi kasiyer.

"Peki bakalım. Kredi kartından geçelim o zaman." dedi babam.

"Tabi efendim. Şifreyi giriniz." dedi kasiyer.

Babam kafasını sallayıp bana ters bir bakış attı. Poşetleri alıp mağazadan çıktık.

"Babacığım poşetleri arabaya koyalım. Buz patenine gidicez değil mi? dedim en şirin halimle.

"Gitmeyecegiz Güneş. Sende yeterince para harcamadık mı? dedi babam.

" Ama baba?" dedim dudağımı sarkıtıp birazda tiyatro yeteneğimi kullanarak gözlerimi yaşarttım. Babam o halime dayanamayıp "Peki bakalım. Ver sen şu poşetleri ben arabaya bırakayım sende buz patenine gidip kayıt ol bir sonraki seansa. İki kişilik " dedi babam.

"Canım babam benim. " diyerek buz pateninin oraya koşuşturdum. 16-17 yaşında kızdım ama hala ufak bir çocuktan farkım yoktu. Buz patenine 2 kişilik kayıt yaptırıp ayakkabı numaramıza göre paten aldım. Bu sırada babam geldi. Yeni seans başlamak üzereydi. Patenlerimizi giyip piste çıktık. Kaymaya ilk başladığımda popomun üzerine çakılıverdim. Babam bana kahkaha atarak bakıyordu. Bana gulerken dengesini kaybedip kendi çakıldı piste. Sonunda ikimizde dengemizi sağlayıp düzgünce kaymaya başladık. 1 saat nasıl geçti bilmiyorum. Seansın bittiğini haber veren zil çaldı ve pistten çıktık. Fark ettim ki üşümüştüm.

"Teşekkür ederim babacım beni kırmadığın için." dedim sırıtarak.

"Önemli değil canım kızım." dedi babam. Bu sırada babamın telefonu çaldı." Sen arabaya doğru ilerle ben geliyorum "dedi babam.  

" Peki babacım." dedim. Arabaya doğru yürürken telefonumun mesaj sesiyle irkildim. Tuhaftı ama anonim biri tarafından yollanmıştı.

"Güneş baban niçin senin yanında konuşmadı. Biliyormusun? Ben biliyorum. "

Kimdi bu acaba neden benim aklımı karıştırmaya çalışıyordu.

Yazarın ağzından

Anonim ha. Immm. İlgi çekici. Belkide bildiği bir şey vardır Güneşciğim. Olamaz ? Baban gerçekten bir şey saklıyordur belki de.

TayinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin