*14*

396 22 5
                                    

Medya min ah 😍

Min ah dudaklarının üzerine baskı uygulayan wonhonun dudaklarına gözleri fal taşı şeklinde baktı. Hareket edemiyordu aniden neden böyle birşey yaptığını da bilemiyordu. Wonho min ah tan ayrıldı ve onun gözlerinin içine bakmaya başladı.

Şaşkınlık ıçinde olan min ah tek bir kelime dahi edemiyordu. Wonho ellerini yanaklarına koydu min ah 'ın. "Sensiz bir dakika dahi yaşayamıyorum ölüyormuşum gibi hissettiriyor..." min ah onun gözlerinde gerçek aşkı görüyordu. Yalan değildi gerçekten seviyordu "be..ben...bendr seni seviyorum... bu ... bunu kendime bile itiraf edemedim... utanıyordum..."

Wonho hiçbir şey demeden onu kendine çekti ve sarıldı sonra da kulağına doğru fısıldadı kızın "yani artık sevgiliyiz" utandı ve kıkırdamaya başladı. Sonra da bir çocuk gibi yerinde zıplamaya "bir sevgilim oldu bir sevgilim oldu..." min ah ona gülerek bakıyordu. Bir yandan da utanmıyor değildi.

Kihyun mutluluk ile başını yastığa koydu. Onu hatırlıyordu min ah ,avucunun ıçinde sıktığı kolyeye göz attı. Min ah o gün bunu düşürmüştü ve kihyunda o zamandan beri yanında taşıyordu. Min aha dair kalan tek anı buydu. Ama şimdi kendilerine ait yeni anılar yapabilirlerdi değil mi? Huzurla yasladı başını yastığa gözlerini kapadı ve her şeyin iyi olmasını diledi.

Min ah yatağa uzandığında bir türlü uyuyamiyordu sürekli bir o yama bir bu yana donup duruyordu yatakta. Kalbi bir türlü uyumasına izin vermiyordu. Kalbini tuttu ve sesli bir şekilde nefes verdi sonra da yastığı kafasına bastırdı ve minik bir çığlık attı. Yatakta tepinmeye devam ederken aniden yataktan aşağıya düşmüştü. Ama umrunda değildi kızardığını hissediyordu.

Aynı şeyler tabiki wonho içinde geçerliydi. Ne kadar uyumaya çalışsa da gözüne uyku girmiyordu bir türlü. Yorgani üstünde yete attı ve kollarını iki yama açarak yatakta yayıldı. Sonra da bacaklarını çapraz yaparak yatakta oturur konuma geldi. Yanaklarına vurdu. "Kendine gel wonho kendine gel" eline telefonunu aldı ve min ah a mesaj attı..

Won Won ~~

-özledimmmmmmmmm ❣

Min ah hızla telefonu eline aldı. Wonhodan mesaj geldiğini görünce iki katı heyecanlanmıştı ayağa kalktı ve odayı turlamaya başladı. Ne cevap vermeliydi bilmiyordu. Sanki wonho onun şans meleği gibiydi o yanında olduğunda kendini cok şanslı hissediyordu..

Böyle bir sevgilisi olduğu için şans artık onun yüzüne gülmeye başlamıştı belki de.. yıllardır yaşamadığı sevgiyi onunla yaşıyordu.. o min ah 'ın şans melegiydi... bir melek kadar da mükemmeldi.. Ama sevgilerini bir süre insanlardan saklamaları gerekecekti.

En azından wonhonun ve diğer üyelerin iyiliği için bunu yapmalıydı. Eline telefonu aldı ve wonhoyu çok fazla bekletmeyerek mesaj yazdı.

Min Min~~

- Bende özledim 😶

Wonho gelen mesaj ile yatakta tepinmeye başlamıştı. Kalbi deli gibi çarpıyordu. Çıkardığı gürültü yüzünden rahatsız olan jooheon odaya girdi ve delicesine yatakta zıplayan oğlana baktı. "Kesin kafayı yedin başka açıklaması olamaz." Wonho jooheonun sesini duyamayacak kadar heyecanlıydı.

Jooheon biraz daha yaklaştı ve elindeki telefonu hızla çekti mesajları görünce ağzı yarım karış açılmıştı. "Oha s*ktir ...." yatağın kenarına hızla oturdu jooheon "her şeyi anlatıyorsun" dedi wonhoya ve wonho da yanında oturan jooheona nasıl olduğunu anlattı..

Sabah çok erken çıkmak zorunda oldukları için min ah ı göremeyecekti. Bu gerçekten kötü hissettirmisti wonhoya. Saat sabahın 5'i olmuştu uykulu gözlerle onun evine baktı belki bi ümit çıkardı dışarıya. Ama ne kadar beklese de çıkmadı mecburen akşamı bekleyecekti.

Şirkete geldiğinde soyunma odasında üzerini değiştirdi wonho ve çıktığında kapının kenarında kollarını birbirine bağlamış bekleyen eun ho'yu gördü. Arkasını dönmek için hamle yaptığında kolundan tuttu kız. "Özür dilemelisin" wonho kendinden kısa olan kıza gözlerini dikti "Ne için dileyecekmişim?"

Bu kız gerçekten de utanmazdı gerçekler bile ona işlemiyordu adeta. "Ne için mi özür dile hemen shin hoseok" wonho bi anlığına güldü sinirlenmeyi gerçekten istemiyordu "shin hoseok mu senden kıdemli olduğumu unutmuş olmalısın defol" hızla arkasını döndü ve gitmeye başladı wonho o sırada kız arkasından bağırıyordu "en sevdiğin şeyi elinden alacağım bekle ve gör"

Yine trajik kıskanç onu seven kızlardan birisiydi. Aldırmadı sadece min ah'ı düşünüyordu. Şu an uyuyor olmalıydı onun uyurkenki hali gözünün önünde canlandı ve istemsizce gülümsemeye başladı wonho.

Saatlerce dans çalıştılar. Yeni gelen comeback yüzünden konserlerde artmıştı. Soluklanmadan dans ediyorlardı aynanın karşısında kendine baktı wonho hala kaslıydı sonuçta... mola vaktinde kihyun kahve almak için dışarıya çıkmıştı..

Aslında kahveden kastı min ah ile geçmiş hakkında konuşarak yaklasmaktı. Dün gerçekten büyük bir adım attığını düşünüyordu. Min ah ve wonhonun çıktığını bile bilmeden.. kafeye girdiğinde neredeyse boş olan ortama göz attı. Tezgahın arkasındaki min aha ilişti gözleri.. saçlarını at kuyruğu bağlamıştı ona bu saç stili hep yakışırdı.

"Merhaba bi latte alabilir miyim?" En içten sıcak gülümsemesi sergiledi min ah "tabiki hoşgeldin. Sen otur ben getiririm." Kafasını salladı ve arka taraflarda cam köşesinde bir masaya oturdu. Kısa bir süre sonra min ah elinde kahve ile kihyuna doğru yaklaştı. Kafe boş olduğu için sohbet etmelerine kolay olacaktı. "Otursana" dedi kihyun.

Tam karşısında olacak şekilde oturdu min ah. "Çok değişmişsin.. eskiden daha kısaydın ve yüz tipin değişikti." Sesli bir şekilde güldü kihyun "öyle ergenlikten sonra fazlasıyla değiştim..." acaba aynı liseye gittiğimizi biliyor mu diye düşündü kihyun aklını kurcalayan bir çok şey vardı.

"Aslında beni kurtardıktan sonra seni lisede göreceğim aklıma gelmezdi. Aynı okulda okumamız tuhaf tesadüf gibi.." dedi kihyun ve min ahta kendini düşünmek için biraz zorladı "aynı lisede okuduğumuzu bilmiyordum seninle hiç karşılaşmadım." Ne diyecekti bu lafın üzerine benimle karşılaşma diye sürekli senden saklandım diyemezdi ya..gülümsemekle yetindi sonuçta bir şeye cevap veremezse kaçacağı en iyi şey gülümsemekti.

Wonho kafeden içeriye girdi. Kihyun ve min ahın konuştuğunu farketmişti ikisi de gülüyordu. Wonhonun ardından da minhyuk girmişti içeriye. Wonho yavaşça onlara yaklaştı ve gülerek kihyuna döndü "hey kihyun sevgilime öyle bakmaz mısın?" Kihyun bi anlığına donup kalmıştı. Minhyuk ise kihyunun o kızı sevdiğini bilen tek kişi olarak ikinci bir şok yaşıyordu..

Kihyun mutlu olamadı ya 😢😢 merhaba sevgili okurlarim yb geldi. Okul zamankinden önce bitirmeye çalışıyorum. Hatalarım varsa kusuruma bakmayın 👋👋

LAST PIECE //wonho//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin