Enesin öleceğini bildiğim her gün çizgili defterde yamuk yumuk eğri büğrü yazılan yazı gibi,saçma ve anlamsızdı.Bunun üstesinden gelmeliydim ama.Çünkü ben tek başına Enesin ailesiydim,ve kolay kolay yıkılamazdım.Enesle derince sessizliğe gömmüştük bütün harflerimizi.Her saniye konuşmamız gerekmezdi zaten.Müziği yapan notalar değil notalar arasındaki sessizliktir diye boşuna dememişler.Bizde Enesle notalar yerine notaların sessizliğini seçmiştik.Enes uyuklamaya başlamıştı.Uyurken arada gülüp arada ağlıyordu.Çoğu zaman ağlıyordu ama.Her ağladığında ona sadece sarılıyordum.Sabah kalktığımda kahvaltı hazırladım.Her kahvaltıda mutlaka 5 zeytin yada daha fazlasını yiyebiliyordu.Uyandığında gözlerimle gözlerine derince baktım ve ona şunları söyledim;
-Günaydın yaşamım,kahvaltı hazır kalkta yiyelim.
Tamam anlamında başını salladı.
Çayını bardağına koydum ve masaya oturdum.Onu bekliyordum.Oda masaya geldi,kahvaltıda sohbet etmeyi çok seviyorduk.Birden Enesin telefonu çaldı;
-Alo,buyrun?
-Enes beyle mi görüşüyorum?
-Evet
-Uygun donör bulundu,ameliyat için hastanemize gelip burada bir kaç gün kalmanız gerekiyor.
-Peki,teşekkürler.
-Ne oldu yüzün gülüyor Enes?
-Uygun donör bulunmuş,bir kaç eşya toplayıp hastaneye gideceğim.
-Tamam bende geliyorum.
-Tamam. Enesle birlikte hastaneye gittik.Çok mutluydum
---1 gün sonra---
-Donör kararından vazgeçti,üzgünüz.
Enes sanki bu haberi bekliyormuş gibi hiç şaşırmadı ve sadece
-Sorun değil dedi.
Hastaneden çıktık.
-Nasıl sorun değil Enes?
-Takma kafana boşver.
O an kaç haftadır beklediğin diziyi tam izleyecekken cekmeyen kanala olan siniri yaşıyordum.O donör çekmeyen kanaldı,bense diziyi bekleyendim.
-Ne olucak şimdi Enes?
-Bekleyeceğiz.
-Anladım.
Eve gelmiştik,yorgunluktan ölüyordum,direk yatağa uzandım,Eneste yanıma uzandı.
-Seni kaybetmek istemiyorum Enes
-Kalk seninle bir yere gitmemiz gerek.
-Nereye?
-Sen kalk sadece
-Peki
Yola çıkmıştık,beni mezarlığa getirdi.Sadece ağaçlara bakan sessiz ve karanlık bir yer buldu.
-Böyle bir yerde uyumayı seviyorum,biliyorsun.
-Gidelim Enes.
-Hayır! Ölürsem burada yatmak istiyorum.
-Evlenelim.
-Ne?
-Eğer ölürsen sadece ailen mezarına bakıp temizler değil mi? Evlenmek istiyorum.18 olduk zaten.
-Olmaz.
-Senden sadece bunu istiyorum!
-Olmaz Ronay.
-Mutlu olmak istiyorum Enes,parmağımda her baktığımda seni hatırlatacak,unutmamamı sağlayacak bir yüzük istiyorum.O yüzük benim dünyam olucak,anlıyor musun?
-Bunu bana yapma Ronay
-Lütfen
Ne kadar dirensede evlenmeyi kabul etti.Bir hafta içinde nikah salonunda tek başımıza evlendik.(uzatmadan sadete geliyorum arkadaşlar.) Bir hafta içinde de donör bulunamadı.Enesin durumu cok ciddiydi,hastanede kalıyordu artık.Onu o makinelere bağlı görmeye dayanamıyordum.Artık vakti gelmişti, fedakarlık yapmam gerekiyordu.İsimsiz donörlük için hastanedeki doktorla konuştum,ve işlemleri başlattı.Enese donör bulundu diye haber vermeye gidiyordum ki tüm doktorlar Enesin odasına doğru koşuyordu. Enesin beyin ölümü gerçekleşmişti. Ve ölüm saatide bir kağıt parçasına yazılmıştı.
O an neler hissettiğimi anlatamam.Enesin cesedi morga doğru gidiyordu. Sanki yön duygusu olmayan ve Türkiyeden Amerikaya giden birisi gibiydim.
Yokluğun cehennemin diğer adıdır,üşüyorum kapama gözlerini...
Enes artık toprağın içindeydi,o mavi gözlerinde bir daha boğulamayacaktım. Sadece yürüdüm,dinlenmeden, sessizce yürüdüm,insanların yüzüne baktım.12 saat hiç dinlenmeden yürüdüm.Yastığı taş,tavanı gökyüzü olan bir sürü sokak çocuğu gördüm. Enes ya üşürse? Ben olmadan uyuyamaz ki o. Hemen onun yanına gitmeliyim.
Enesin mezarına gelmiştim.Mezar taşına yattım ve toprağına sımsıkı sarıldım.
-Üşüme sevgilim,ben geldim. Yalnız değilsin.. O an yağmur yağmıştı. Toprağı huzur kokuyordu. Ben gitmedim,burdayım der gibiydi... Toprağını öptüm,sanki yanağını öper gibi...
Ben içine sen doldurulan bir kese kağıdıydım.En sonunda yırtıldım ve mavinin en sıcak tonlarında kaybettim seni...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Manyak Mısın?
Teen FictionHayata ölmek için geliyoruz.Ve ben sevdiklerimi teker teker kaybediyorum.