Gün 12

22.3K 1.3K 299
                                    

Uyandığımda saat 10'du ve yarım saat geçmesine rağmen yataktan kalkmamıştım. Gece geç saatlere kadar oturmama rağmen erken uyanmıştım ve kendimi gerçekten kötü hissediyordum.

Yaklaşık 5 dakika önce annem ailecek dışarı kahvaltı yapmaya gideceğimizi söylemişti ama kabul etmemiştim. Suratımın halini görmemesi için kafamı yastığa gömerek uyumak istediğimi söylemiştim ve o da bir süre sonra ne halin varsa göre deyip çıkmıştı.

Yataktan çıkıp aynadaki yansımama baktım. Gözlerimin altı uykusuzluktan hafif morarmıştı ve ağlamaktan gözlerim şişmişti. Kafamda oldukça dağılmış bir topuz vardı ve üstümde ise en sevdiğim şortlu pijama takımım vardı. Birkaç saniye daha aynadaki yansımamda gözlerimi gezdirip odamdan çıktım. Gerçekten kötü gözüküyordum.

Önce tuvaletteki işlerimi hallettim sonra ağzıma bir parça ekmekle bir zeytin attım. Yemek yiyemeyecek kadar kötü hissediyordum kendimi. Rahatamam lazımdı. Düşünmeyip rahatlamam lazımdı.

Salona gidip televizyonu açtım ve tam koltuğa oturacağım sırada kapı çaldı. Bir yandan annemlerin ne unutmuş olabileceğini düşünürken bir yandan da suratımın halini görünceler ne diyeceğimi düşünüyordum. Kapıyı açtığım gibi
"Ne unuttunuz anne?"
Diye mırıldandım ve bakışlarımı annemlere çevirdiğimi sandım. Evet sandım. Karşımda Egehan vardı.

Karşımda beni bu halde gören bir Egehan vardı.

Şaşkınlıktan ağzım açılmıştı. Kapıyı yüzüne kapatmak için ittiğimde eliyle kapıyı tuttu.
"Git"
Diye tısladığımda güçlü kollarıyla kapıyı itti ve eve girdi.
"Gitmeyeceğim"
Dedi ve kapıyı kapattı. Ayakkabılarını çıkarırken şaşkınlıkla onu izliyordum. Acaba hâlâ rüyamı görüyordum. Uyanmamış olma ihtimalim kaçtı? Ayakkabılarını çıkarmış ve sırtını kapıya yaslayarak bana bakan Egehanın o güzel gözlerine bakıp kolumu cimcikledim. Hayır, uyanıktım.

"Evime bu şekilde giremezsin, seni tanımıyorum sadece üst komşumsun"
Onu çok fazla iyi tanıyordum.
"Hah"
Diye bir ses çıkarttı ve salona doğru ilerlemeye başladı. Salonun kapısından girerken alayla
"Sen mi beni tanımıyorsun"
Demişti. En sevdiğim koltuğa oturan Egehana bakıp derin bir nefes aldım. Bu kadar zeki olup bilinmeyenin ben olduğumu bulmasını beklemiyordum. Ah, kimi kandırıyorum ki? Evet, bekliyordum. Ama bu kadar erken olmasını gerçekten beklemiyordum.

Salondaki ikili koltuğa yavaş yavaş ilerledim ve oturdum. Şu an karşı karşıyaydık. O benim korkunç gözüken halimi izlerken ben de annemin çok severek aldığı halıyı izliyordum.
"Pijamaların güzelmiş"
Dediğinde gülümsedim. Ama sanırım bu gerçekten uzak bi gülümsemeydi. Hatta çok uzak.

Bir süre hiç konuşmadık ve bu sürenin ne kadar sürdüğü hakkında hiçbir fikrim yok. Arada bir Egehan ağzını açıp kapatıyordu. Sanırım ne diyeceğini bilmiyordu. Ben de onun konuşmayacağını anladığımda kendimden beklemediğim bir hareket yaptım ve konuştum.
"Nasıl anladın?"
Bakışlarımı ona çevirdim ve yüzünü inceledim. Sakalları iyice uzamıştı. Onu bu kadar çok sakallı hiç görmemiştim. İçimdeki sakallarına dokunma isteğini bastırıp sırtımı koltuğa yasladım.
"İlk günlerde sen olduğun aklımın ucundan bile geçmiyordu. Ama baktım okulda bile hiç karşılaşmadığım kızla son günlerde ya asansörde karşılaşıyorum ya da bu kız beni pencereden izliyor, dedim acaba bilinmeyen Beril mi"
Aslında onu okulda da izliyordum ama o kadar kalabalıkta fark etmemesi normaldi. Tam konuşacağım sırada elini durmam için kaldırdı ve devam etti.
"Ayrıca asansörde karşılaşmalarımız mesaj attığın gün başladı ve zaten bundan önce sürekli seni pencereden bana bakarken görüyordum"
"Ya beni fark ettiğini bilsem bakmazdım ki, nasıl gördün beni?"
Dediğimde güldü. Vicdansız çok güzel gülüyordu.
"Ben senin orada olduğunu göz ucuyla görüyordum ama sen televizyon izler gibi beni izliyordun"
Kafamı yere eğdim. Haklıydı.
"İlk zamanlarda pencereden dışarı bakarken beni gördüğün için bana baktığını düşünüyordum ama baktım 2 3 gün asansörde de karşılaştık bu işte bir iş var dedim. Tabi bir de gelen mesajlar var"
Dediğinde kafamı aşağı yukarı salladım.
"Anlamayacağımı mı sanıyordun?"
Diye sorduğunda kafamı iki yana salladım.
"Sadece bu kadar çabuk olacağını tahmin etmemiştim"
Kafasını aşağı yukarı salladı.
"Ne zamandır?"
Bakışlarımı ona çevirdim. Ne demek istediğini anlamamıştım.
"Ne zamandır beni seviyorsun?"
Yutkundum. Cidden şu an oturmuş onla beraber ona olan sevgim hakkında konuştuğumuza inanamıyordum.

Acaba ne deseydim? Doğruyla yalanı söylemek arasında kalmıştım.

Derin bir nefes alıp verdim. Acaba seni ilk gördüğüm andan beri dese miydim? Aklıma onu ilk gördüğüm an gelince gülümsedim. Yaklaşık 2 sene önceydi. Bitince 10. sınıfa başlayacağım yaz tatili bitmek üzereydi ve biz bu siteye taşınmıştık. Tarihi adım gibi hatırlıyordum. 4 Eylül 2015. Bu siteye ilk adım attığım ve onu ilk gördüğüm tarih. Elimdeki büyük kutunun ağırlığı hakkında söylene söylene asansöre binmiştim ve tam asansörün kapısının kapanacağı sırada biri buna engel olmuştu. Bu, Egehandı. Onun o kahverengi gözlerini ilk kez o zaman görmüştüm. Ona ilk görüşte aşık oldum diyemem ama ilk gördüğüm andan beri kalbimin hızlı atmasını sağlıyordu. Neyse ya, tamam kabul ediyorum, ilk görüşte aşık oldum. Her ne kadar bunu kabullenmem uzun sürsede oldum.

"Beril?"
Onun ağzından ismimi duymamla kafamı iki yana sallayıp kendime geldim.
"4 Eylül 2015"
Derken bakışlarımı ona çevirmiştim.
"2 senedir mi?"
Diyerek gözlerini büyüttüğünde kafamı aşağı yukarı salladım.
"Ben 1 2 aydır sanmıştım"
Dediğinde omuz silktim. İlk zamanlar fark etmemesi normaldi. Profesyonel bir şekilde aşkımı içimde yaşıyordum. Son zamanlarda ise her gün biraz daha büyüyen aşkımı saklayamaz oldum. Sanki patlayacakmış gibi hissettiğim için ise bu şekilde belli etmiştim.

Tam konuşacağı sırada konuşarak sözünü kestim.
"Söz veriyorum bir daha seni rahatsız etmeyeceğim, şimdi lütfen git"
"Beril"
"Lütfen gider misin? Bir daha mesaj da atmayacağım eskisi gibi içimde saklayacağım söz veriyorum"
Ayağa kalktığımda o da kalktı. Ben dış kapıya doğru yürürken o da arkamdan geliyordu. Kapıyı açtım ve geçmesi için yol verdim. Ama o kapıyı kapattı ve kolumu tuttu. Dokunduğu yerin uyuştuğunu hissedebiliyordum.
"Bir daha benim yüzümden bu hale gelmeni istemiyorum"
Dediğinde
"Hangi hale"
Dedim inadına.
"Bir daha asla ağlamayacaksın"
Dedi ve devam etti.
"Ayrıca bu konuşma burada bitmedi Beril"
Kapıyı açıp gitti. Arkasından kapıyı kapatmayı da unutmamıştı.

Sırtımı kapıya verip yere oturdum ve dizlerimi kendime çektim. Şimdi ne olacaktı? Her şeyi öğrenmişti. Artık 2 yıldır onu sevdiğimi biliyordu ve şaşırmak dışında başka bir tepki vermemişti. Gerçi nasıl bir tepki vermesini bekliyordum ki?

Kollarımı dizlerime sarıp başımıda kollarımın üstüne yan bir şekilde koydum. Bugünden sonra ne yapacağım hakkında en ufak bir fikrim bile yoktu. Sadece üzerimden bir yük kalktığını hissediyordum. Hemde büyük bir yük.

×

Ve sonunda Egehan öğrendi. Gerçi 4 Eylül 2015'ten beri olduğunu Egehanla beraber siz de yeni öğrendiniz. Her neyse. Uzun bir bölüm geldi ve ben rekor vote bekliyorum. Bölüm hakkında yorum yapmayı da unutmayın. Sizi çok seviyorum♡ Yeni bölümde görüşmek üzere!

Asansörde 90 GünHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin