2.bölüm - Eskiden olduğu gibi

114 3 0
                                    

Çalan alarmın sesiyle irkildim. İrkildim çünkü uykuya dalalı en fazla bir saat olmuştur. En yakın arkadaşımın kuzenini düşünmekten uyku tutmadı ki. Adını bile bilmediğim biri yüzünden bakınız ne haldeyim. 

Hey bir dakika... Bugün pazar ve ben alarm yüzünden uyanmıştım! Heralde dün gecenin yorgunluğuyla kapatmayı unutmuşum. Şuan camdan atlasam kendimi daha iyi hissedicem. Pazar günü sabahın köründe uyanmak nedir ya? Hiç bir öğrenci bunu haketmemeli. Düşmanıma yapmam bir kere.

Daha fazla depresyona girmemek için uyumaya çalıştım. bir sağ bir sol bir yüzüstü bir sırtüstü.. sayılan koyunlar da cabası ama uyku denen şeye ne zaman ihtiyacım olsa ya gider ya da gelmez. 

Oturma odasına geçtim. Televizyonu açtım. Hay açmaz olaydım karşıma magazin programı çıktı. Bir haberi o kadar uzatıyorlar ki bunalıyorum ve sıkılıyorum. Az sonra Az sonra diye diye 2 saati geçiştiriyorlar bir haber vermek için. - tamam belki abartmış olabilirim ama çok bekletmiyorlar mı?- 

Ders çalışmak geldi aklıma bir an. Yarın sınavım yok o zaman ders çalışmaya gerekte yok. 

- sakın benim yapığımı siz yapmayın bu benim kötü bir alışkanlığım- 

Ben böyle ne yapsam ne etsem derken telefonuma mesaj geldi. Bu saatte kim uyanır ki? diye düşünmeden duramadım. Mesaja baktım. '' Görüşmemiz gerek '' yazıyordu. Gönderen kişiye baktım ŞOK ŞOK ŞOK  gelen mesaj oktay'ındı. Bensu'nun kankası. Bizi Bensu tanıştırmıştı. Üçümüz çok iyi anlaşıyorduk eğleniyorduk taa ki Oktay'ın beni çok sevdiğini benim yanımdayken kendini çok iyi hissettiğini hep yanımda olmak istediğini söyleyene kadar. Oktay' seviyordum ama o anlamda değil. O yüzden onunla sevgili olamazdım ve kabul etmedim. Ela gözleri dolmuştu. Kendimi çok kötü hissettim. O günden beri hiç konuşmadık. Sanırım 7 ay oldu ve bana şimdi mesaj atıyor. 

'' olur '' diye mesajımı gönderdim.

'' 2 saat sonra kapındayım '' dedi 

2 saat benim hazırlanmam için yeterli bir süre. Hatta fazla bile. Kahvaltımı yapmak için mutfağa gittim bir güzel doyduktan sonra dişlerimi fırçaladım. Dolabımın yanına gittim ve ne giyeceğimi düşündüm. Siyah pantolonumla kırmızı gömleğim bugüne uygun hemen onları üstüme çektim. Bir kaç bileklik taktım. Saçlarımı dağınık topuz yaptım ve hazırdım. Parfümüm annemin odasında kalmıştı almak için odasına gittim. Parfümü alıp çıktım. Geri geri yürüyerek tekrar odasına girdim neden diye sorarsanız annem yoktu. Bu saatte nereye gider ki? telefonumu çıkartıp annemi aradım.

''Anneciğim nerdesin?''

'' Defne teyzenlerdeyim kızım. Birazdan pazar'a gideceğiz.''

'' tamam anne öptüm. Defne teyzeye de selamlarımı söyle.''

Gelmesine 10 dakika vardı. Yanıma bir miktar para ve anahtarlığımı alıp dışarıda bekledim. Çok bekletmeden yanıma geldi. Görmeyeli değişmiş sanki.. Saçları.. parfümü..

'' Nasılsın Buket?''

'' Çok iyim. Sen nasılsın? '' 

'' Ben de çok iyim.'' Çok iyim derken kelimeyi hafiften bastırarak söyledi. 

Bir süre sessizlikten sonra konuşmaya başladı.

'' Buket bir hata yaptım ve seni kaybetmek istemiyorum. Eskisi gibi arkadaşın olmayı istiyorum'' dedi.

Tam cevap verecektim ki Bensu koşarak yanımıza geldi ( kafe'den görmüş olmalı) 

'' Selam millet! napıyorsunuz? Oktay sana aşk olsun dün doğum günüme gelmedin''

'' Halam nişanlandı yoksa gelecektim'' dedi.

 biz Bensu'yla sanki anlaşmış gibi aynı anda '' Aa hayırlı olsun'' dedik. 

Üçümüzde birbirimize bakıp gülümsedik.  Sahile doğru yürümeye koyulduk. Fazla uzak değil yürüme mesafesiyle on dakka sürüyor. Havadan sudan konuşarak sahile geldik. 

'' siz burda bekleyin ben geliyorum hemen '' dedi oktay ve yanımızdan ayrıldı. Biz de Bensu'yla Denizi görebileceğimiz bir yere oturduk. 

'' Kızım noluyor Oktay falan kapıda konuşmalar falan hıı? yoksa çıkıyor musunuz! ve bana söylemiyorsun Buket  bu yaptığın çok ayıp bana nasıl söylemezsiiiin''

'' Hayır bensu ya bir sakin ol. Bana mesaj attı görüşmemiz gerektiğini söyledi ben de tamam dedim.  Bir hata yaptığını beni kaybetmek istemediğini ve eskisi gibi olmamızı istedi. '' dedim ve sustum.

'' Eee sen ne dedin çatlatmasana insanı söyle '' 

'' o sırada sen geldin. ''

Bensu yüzüme şaşkın şaşkın baktı ve '' hay ben beni ya.. '' dedi. 

Gülerek cevap verdim '' Kelime dağarcığın beni büyülüyor Bensu ''

'' Gülme bana pislik '' dedi ve sırıttı. O sırada Oktay yanımıza geldi. Elinde üç tane simit vardı. 

'' Alın bakalım afiyet olsun'' dedi. 

'' Sahilde simit yemek.. güzel fikir '' dedi Bensu ve Oktay'a gülümsedi.

'' teşekkür ederim '' dedim.

gülerek karşılık verdi. 

Simitler çıtır çıtır ve sıcacıktı. Anlaşılan Oktay nerden ne alınacağını iyi biliyor. Normalde sahilde böyle çıtır simit bulamazsınız. 

'' Eee Oktay dersler, sınavlar, kızlar falan anlat bir şeyler '' dedi Bensu gülerek. 

'' Derslerim şimdilik iyi. Sevgilim olup olmadığını soruyorsan var adı da seda'' dedi.

'' Oha bana şimdi mi söylüyorsun! ne zamandan beri?''

'' 2 ay oldu '' dedi.

Aslında Oktay adına sevindim gerçekten. Mutlu olmayı hakediyor. 

Sessizliği tekrar Bensu bozdu '' Dün abim 1 haftalığına ankara'ya gitti. o giderken ben de balkona çıkıp arkasından su döktüm. Balkondan..'' dedi gülmesini tutarak.

Aldı mı Oktayla beni bir gülme... 

Gülmekten konuşamıyorum '' Ben.. Bensu sana inanamıyorum balkondan su mu dökülür ahaha ''

'' Bilerek yaptım tabi.. Gider ayak beni sinir etmişti haketmişti yani... '' dedi.

Biz böyle tatlı tatlı konuşurken saat geç oldu ve eve gitmem gerekiyordu. 6 saattir dışardaydık!

'' Gençler sizinle çok eğlendim çok güzel bir gün geçirdim ama artık gitsem iyi olur '' dedim.

Onlarda günlük limitlerini bitirmişler anlaşılan ve biraz da yorgundular .

'' Hadi gidiyoruz o zaman benimde evde bir kaç işim var '' dedi Bensu. Bizim sokağa vardığımızda gülümseyerek '' Gençler ben eve çıkıyorum sonra tekrar görüşürüz'' dedi ve ikimize de sarılıp eve çıktı. 

Bir kaç adım attıktan sonra bizim binanın öündeydik. Oktay bana bakıyordu. Cevabımı merak ediyor anlaşılan. 

'' Tabiki de eskisi gibi arkadaşız '' dedim ve gülümsedim. O da gülümsedi.

'' O zaman başka bir gün tekrar görüşürüz '' dedi ve gitti. Giderken hala güldüğünü fark ettim. 

Ben de kapıda daha fazla beklememek adına eve çıktım. Annem gelmişti. Kapıyı açtı. 

'' Benim kızım bugün nerdeymiş? ''

'' Dışardaymıış ''

'' kimleymiş''

'' Arkadaşlarıyla''

'' Napıyormuş''

''Sahilde eğleniyormuuş''

Annemle bu mişli muşlu konuşmamız bittikten sonra odama çekildim. Kulaklığımı takıp müzik dinlemeye başladım. Ve bugünden itibaren Oktayla tekrar arkadaştık. Eskiden olduğu gibi. 

BİTMEYEN DOSTLUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin