29 🌸 keşke, şakaydı diyebilsem 桜

3.7K 359 498
                                    

"Sessiz bir gece, yorgun adımlarım.
Hiç haberi yok gibi, ıslak kaldırımların.
Kimse görmüyor mu? Kimse duymuyor mu?
Durup önünde kalbinin,
kimse durdurmuyor mu?"


Kliniğin havalandırmasından gelen hırıltılı ses, bekleme salonunun boş duvarları arasında yankılanırken sırtını mavi plastik koltuğa yaslamış Sujin çok tedirgindi. Az önce kan verdiği sağ kolunun damarından gelen sızı düşüncelerine bir toz bulutu gibi çökerken, morumsu teni, gözlüklü genç hemşirenin ona pek de nazik davranmadığının kanıtıydı. Ancak ne yazık ki, tahlil sonuçlarından çok, verdiği kararların sorumluluğundan korkuyordu. Yapacağı ya da yapmak zorunda kalacağı fedakarlıklardan, vazgeçeceği parlak bir gelecekten.

Yanında oturan Rae Yun kestane rengindeki gür saçlarının arasına elini daldırmış, en az arkadaşı kadar düşünceli gözükürken yine de gülücük saçmayı ihmal etmiyor, ne yaşanırsa yaşansın desteğini asla ama asla ondan esirgemiyordu. Ona kalırsa, sorumluluk sahibi yalnızca Sujin değildi. Kuzeni her ne kadar kariyerinin parlak noktalarına doğru gitse de, bu o küçük bebeğin babası olduğu gerçeğini değiştirmiyordu.

İçinde tuttuğu bu sırla birlikte büyüyen endişesi her geçen gün onu yiyip bitirirken, Sujin'in açmadığı her telefonun ardından yaptığı sahte açıklamalar, sunduğu geçersiz bahaneler ve daha birçok şey, genç kızı yoruyordu. Yine de, arkadaşı istemediği sürece bu işe karışamayacağının gayet tabii farkındaydı. Yalnızca bir üniversite hayaliyle geldikleri bu şehirde karşılaştıkları şey, hayal güçlerinin ötesindeydi.

Kadın doğumun girişindeki küçük ekranda beliren isimle birlikte gözlerini kapatıp tavşan uykusuna yatmış Sujin'i uyandıran Rae Yun, onun her geçen gün kilo almak yerine zayıfladığının farkındaydı. İştahı yoktu, sürekli kusuyordu ve gözlerindeki o gerçek ışık, artık solgun bir kırık beyazdı. Sujin bir süre gözlerini kırpıştırdıktan sonra ayağa kalkıp ona elini uzatmış olan Yun'un elini tuttu ve birlikte odadan içeri girdiler. Okullarının başlamasına bir hafta kala, Sujin ilk randevusuna işte böyle gelmişti. Üzerinde krem rengi nakış detaylı tişörtü, altına giydiği koyu renk kot pantolonu ve omuzlarına kadar kestirdiği sütlü çikolata rengindeki saçlarıyla, onu hayallerinden koparan yeni bir umut parçasıyla tanışmaya böyle gelebilmişti.

Belki de benim için en doğrusu budur, düşüncesi ona kuvvet verirken elini hiç bırakmayan Rae Yun siyah deri koltuğa otururken o da karşısındakine kurularak nihayet bakışlarını masanın ardındaki doktora çevirebildi. Dalgınlıktan mıydı, yoksa en başından beri gördüğü şeyi yalanlayan beyni miydi bilmiyordu Sujin, ama karşısındaki siyah saçları gürleşmiş, gözüne yerleştirdiği kemik gözlüklerle onun dosyasını inceleyen tam olarak Hee Chan'dı. Tek kelime etmeden ona bakarken, genç adam da dosyadan çektiği bakışlarını ona sabitlediğinde ağzı açık kalmıştı.

"Aman Tanrım!" dedi gözlerine inanamayan bir tavırla. "Sujin?"

Rae Yun, yalnızca ismini duyduğu için doktoru tanıyamazken, Sujin, veterinerlik yapan bu adamın, Busan'dan bir yıl önce ayrılan ve irtibatları bir şekilde kopan arkadaşı olduğunun farkındaydı.

"Hee Chan!" diye sonunda şaşkınlığına esir düşen Sujin, çoktan ayağa kalkıp ona kollarını açan bu eski arkadaşına sarılırken, "Tebrik ederim." dedi. "Jinekolog olacağını hiç düşünmezdim."

Küçük bir kucaklaşmanın ardından yerlerine oturan ikili hayretle birbirlerine bakarken, Hee Chan gülümseyerek Sujin'i o kısık gözleriyle baş başa bıraktı. Bu bile, genç kızda ağlama isteği doğururken, "Evet, teşekkürler." diye yanıtladı. "Açıkçası ben de düşünmezdim. Bir şekilde gaza gelip parasına aldandım diyelim."

cherry blossom | pjm Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin