Hümeyra'yı okulun mescidinden çıkarken gören Elif, öğle arası Hümeyra'yı aramak için sınıfımıza gelmişti. Elif'te başörtü takıyordu fakat, taktığı örtünün aksesuardan hiçbir farkı yoktu. Hatta daha çok dikkat çekiyordu. Oysa ki ne demişti Hümeyra, "tesettür dikkat çekmemeliydi. Çünkü tesettür bakışlardan korunmak içindi."
Oysa ki Elif'in giyindiği pantolon, renkli kıyafetleri, başörtüsü, makyajı... Herşeyi dikkat çekiyordu. Zaten din ile ilgili bilgisi yoktu. Neden inandığını, neye inandığını bilmiyordu. Bazen onunla böyle sohbetler yaptığımda, bana inandığın yaratıcıyı kanıtla dediğimde susup kalıyordu. Cevap vermiyordu. Zorlasam inancından bile vazgecerdi. Hatta bir kere sınıfın kızlarıyla konuşurken aile zoruyla tesettüre girdiğini söylemişti. O Hümeyra gibi değildi. Bilgisi de, inancının getirdiği davranışları da Hümeyra gibi değildi.
Tam Elif sınıfın kapısından çıkacakken Hümeyra sınıfa girmişti. Elif ona gülümseyip,
"Hümeyra, sana sormak istediğim birkaç soru var. İznin ve vaktin varsa eğer sorabilir miyim?" dedi.
Hümeyra,
"Tabi ki kardeşim. Gel oturup konuşalım." deyip sırasını işaret etti. Elif sayısal öğrencisiydi. Sınıflarımız farklıydı. Fakat bu okulda ki herkes kıyafetinin farklılığından dolayı Hümeyra'yı tanıyordu.
Hümeyra'nın sırasına oturduklarında Elif hızlıca bir nefes alıp,
"Hümeyra ben, ben dinimi öğrenmek istiyorum. Bana İslamı öğretir misin?" dedi.
Hümeyra hiçbir şey söylemeyip gülümsemekle yetindi. Elif konuşmaya devam etti,
"Öncelikle namaz, namazdan başlamak istiyorum öğrenmeye. Çünkü annem söylemişti imandan sonra en önemli konu namazmış İslam da. Benim rabbime imanım sonsuz Hümeyra. Sadece Rabbimin emirleri konusunda yetersizim." dedi.
Bu sözlerden sonra sınıfta ki diğer kızlarda Hümeyra'nın başına toplandı. Dilem hemen Hümeyra'nın yanına oturdu. Hümeyra Elif'e,
"Namaz kılmayı biliyor musun?" diye sorunca Elif,
"Evet, evet biliyorum." dedi.
"Peki, aksatmadan kılıyor musun?" diye sorunca Elif başını yere eğdi.
Dilem Hümeyra'ya,
"Hümeyra, eğer izin verirsen senin anlattıklarını Elif'e ve diğer kızlara anlatmak istiyorum dedi.
Nasıl yani, Dilem de tıpkı Hümeyra gibi İslamı mı anlatacaktı? Açıkçası gerçekten merak etmeye başlamıştım. Evet, Dilem de büyük bir değişim vardı. Fakat bu kadarını beklemiyordum ve bu beni şaşırtmıştı.
Hümeyra'nın,
" Tabi ki Dilem, bu beni çok daha mutlu eder." demesiyle Dilem kısık bir sesle,
"Euzübillahimin eşşeydanirrac'im Bismillah'irrahmanir'rahim." diyerek anlatmaya başladı.
"Bazıları için günde 1-2 vakit, bazıları için cumadan cumaya, bazıları için bayramdan bayrama, bazıları için ise kandilden kandile olan namaz..
Oysa neydi namaz? Günde 5 vakit tüm müslümanlara farz olan, Allahın bizleri huzuruna çağırdığı, her koşulda vazgecmeksizin yapılması zorunlu olan ibadet değil miydi namaz?
Allah'a imandan sonra gelen en mühim mesele değil miydi namaz?
Namazınız olmazsa, diğer amellerinize bakılmayacak denilen ibadet değil miydi namaz?
Cenab-ı Hak Kuran-ı Kerim'de "Sana vahyolunan kitabı oku ve namazı kıl. Şüphesiz namaz hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı bilir. (Ankebut/45)" demiyor mu kardeşim?
