BİZ BİRBİRİMİZİ SABAH NAMAZINA KALDIRIYORUZ

244 22 2
                                    

"Bugün de sabah namazına kaldırdı değil mi seni sevgilin? Ya da zaten hafta sonu diye vakit girene kadar uyumayıp, konuşup “Hadi kılalım namazı da öyle yatalım.” diyerek kapattınız belki de telefonu. Ne hoş maşaAllah, özenilesiniz gerçekten!

Bu aralar en sık duyulan cümleler sanırım, kulağımızda en çok çınlayan cümleler..

" Biz birbirimizi Allah rızası için seviyoruz."

"Biz birbirimizi sabah namazına uyandırıyoruz."

Hadi canım! Neden mesajlarınız o tarz değil o zaman? Neden konuşmalarınız namazdan namaza Allah’ı hatırlatıyor acaba. Gerçi orası da muallak. Yoksa sen kız arkadaşın dindar diye mi kıldın o namazı? Yok canım yapmazsın o kadar. (!)

Vicdanın yalan söylemez bir ona danışsana. Mantık doğrultusunda gidelim. Allah rızası için seviyorum diyorsun ama Allah’ın emrettiği doğrultuda yaşamıyorsun ilişkini, onu ne yapacağız?

Şeytanın insanlar üzerindeki en büyük etkilerinden biridir haram sevda...

İnsan, yaşantısı boyunca hep elde etme çabasındadır. Başkalarının “Senin sevgilin yok mu?” sorularına cevap verebilmek için başlayan muhabbet lezzet verici bir hâle gelir. Artık sadece onunla ilgilenmeye başlar ve hiç bitmeyecek gibi devam eder. Ta ki o ayrılık gelene dek. Artık lezzet verdiği sandığı ilişkisi merhametsiz bir azaba bırakmıştır yerini. Peki böyle süren ilişkilerde evlilik gerçekleşmiyor mu? Evet, fakat evlenmeden önce aldığı lezzet artık sıradanlaşıyor ve kendisini ayrılığa bırakıyor.  Üstadım bu konuda: Gayr-ı meşru bir muhabbetin neticesi, merhametsiz azab çekmektir. (1) kaidesiyle, insanın fıtratındaki ALLAH’ın zât ve sıfat ve esmasına sarf edilecek muhabbet ve marifet yeteneğini ve şükür ve ibadet cihazatını, nefse ve dünyaya meşru olmayan bir şekilde sarf edildiğinde cezasının çekildiğini belirtmiştir.

Bu haram sevdaların temelinde sadece duygu değil birlikteliğin getirdiği kıskançlık elemi de vardır. Aralarında evlilik hukuku olmayan kişiler birbirlerine eşleriymiş gibi bakar, öyle görür ve birlerinin hayatlarına müdahale etmeye başlarlar. Bu müdahale bir süre sonra tarafları sıkıntıya sokar. Ayrılık elemi de en acısıdır. Çeşitli sebeplerle ayrılık yaşadıklarında, aylardır veya senelerdir yaşadıkları lezzet verici anlar yerini kötü hatıralara bırakıyor. Yine Üstadım bu noktada: "Haram sevmekte bir kıskançlık elemi ve firak elemi ve mukabele görmemek elemi gibi çok ârızalar ile o cüz’î lezzet, zehirli bir bal hükmüne geçer." diye ifade etmektedir.

Haram birlikteliklerin insanları sıkıntıya soktuğu doğruydu. İnsanların fıtratında olan doğruyu, güzeli isteme isteğini bir süre sonra kontrol edememe haline gelip akıl almaz şekilde zarara sürüklüyordu. Üstadım bu konuda ne demiş bakalım: “Eğer sefahete sarf etse, nasıl ki bir dakika hiddet yüzünden bir katl, milyonlar dakika hapis cezasını çektirir. Öyle de gayr-ı meşru dairedeki gençlik keyifleri ve lezzetleri, ahiret mes’uliyetinden ve kabir azabından ve zevalinden gelen teessüflerden ve günahlardan ve dünyevî mücazatlarından başka, aynı lezzet içinde o lezzetten ziyade elemler olduğunu aklı başında her genç tecrübe ile tasdik eder.”  Yani yaşanan bu lezzetten sonra gerçekleşen sıkıntıların hepsi bu dünyada değil ahiret hayatında da gerçekleşmektedir.

 “Ama biz Allah rızası için seviyoruz birbirimizi.” de. Oldu be gülüm. Senin dediğin neye benziyor biliyor musun? “Büyük ikramiyeden çıkan parayla, Cami yaptırmaya çalışıyorsun.” Sana bir sevap yazılmaz da hani ama oynadığın kumarın günahı sana kalır ya öyle bir şey.

Yazık etmeyin birbirinize. Haram kollarda huzur arayıp huzuru da haram etmeyin. Birlikte sevaba gireriz diye düşünürken, ebedi hayatınıza mal olmasın bu durum. Hem “Kişinin namazı, orucu sizi aldatmasın. Dileyen oruç tutar, dileyen namaz kılar. Fakat güvenilir olmayanın dini de olmaz.” diyen Efendimiz (s.a.v) bize apaçık bir mesaj vermemiş mi?
Karşındaki kişi namazını kılıyor, seni sabah namazına da kaldırıyor oruçlar da motive ediyordur ne güzel ama bir taraftan da aklınca Allah’ı aldatmaya çalışmıyor mu?

Yoksa Allah rızası için seviyorum sanırken, bilmeden ya da bilerek Cehennem için mi çabalıyoruz? Gayri meşru bir muhabbetin neticesi MERHAMETSİZ bir azapla sonuçlanacağını mı unutuyoruz?

Evet ALLAH’ın bize verdiği sonsuz sevme kabiliyetini fani aşklara harcayarak şeytanı sevindirmeyelim ve diyelim ki: “ALLAH’ım, bizlere öyle bir sevda ver ki o sevda bizi sana ulaştırsın."

Unutmayalım ki;

"Hakkın Hatırı Âlîdir. Hiçbir Hatıra Feda Edilmez."








ATEİST İMAMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin