Tamam Anılın geni güzel dedik de bu kadar da olmaz canım!
Okulun ilk haftası hiç bu kadar boktan geçmemiştir. İlk günü öyle böyle atlatmıştım ancak ikinci gün:
Normal olarak okula geldiğimde sırama oturmuş idim ki dikkatimi sınıftaki embesillerden çok Sıramın üzerindeki zarf çekmişti. Üzerinden adım yazıyordu. Zarfı açıp baktığımda içinde yalnızca 'Anıldan uzak dur!' Yazıyordu.
İlk önce bana bu mektubu bırakanın anılı soran yellozlar olduklarını sanmıştım. Ama onlar daha okula gelmemişti bile. Sonra da saçma bir Çömez şakası olduğunu düşünüp takmamaıştım. Bu yüzden o gün de normal bir ben olarak hayatıma devam etmiştim.
Ancak okulun üçüncü günü:Yine sırama oturmuş sınıfın dolmasını ve dersin başlamasını beklerken aynı zarf yine karşımdaydı. Bu sefer içinde. 'Sana Anıldan uzak dur demiştim!' Yazıyordu.
Bu sefer biraz ürksem de yine umursamamaya çalıştım.
Ama ertesi günü gelen üçüncü mektup ile cidden korkmaya başladım.
'Bu sana son uyarım. Anıldan uzak dur!'
Bundan Yıldıza bahsettiģimde bana 'korkma kimse sana hiçbişey yapmaz' deyip sakinleştirmeye çalışmıştı.
Ama beşinci gün tam iki ders tuvalette kapalı kalınca birinin bana rahatlıkla bişi yapabileceğini anladım. Tuvaletten çıkınca gözüm ne Akını gördü nede Yıldızı. Tuvaletten beni çıkaran Nurdu. Kapı açılınca hemen kendimi dışarı atıp çantamı almak için sınıfa gittim. Çantamı aldıktan sonra da kendimi okuldan dışarıya attım. O sıra sinirden ve korkudan da ağlamaya başlamıştım. Bu halde eve gidemeyeceğim için de nereye gittiğimi bilmeden yürümeye devam ettim.
Bugün günlerden Pazar idi. Yarın hiç okula gidesim yoktu. Bu hafta sonu hiç odamdan çıkmamıştım. O kadar kötüydüm ki Anılın telefonlarını Bile açmamıştım. Artık siz tahmin edin.
Annem de bu halimi görünce Anılla ayrıldığımı sanmış ve bu şekilde de Anılla oynadığımız sevgilicilik oyunu resmen bitmişti.
Yani anlayacaģınız iki gündür hiç üst değiştirmemiş, yataktan temel ihtiyaçlar dışında çıkmamış ve aklımdaki düşüncelerle başbaşa kalmıştım.
Acaba bana mektubu yazanlar kimdi?
Yarın da tehdit mesajları alacak mıydım?
Anıldan gerçekten uzak durmam mı gerekiyordu?
Acaba bu hafta sonu izlemediģim dizilerde neler olmuştu?
Ah ben o mektubu yazan kişiyi bir bulsam. Ben korkutan bu kişinin kim olduğunu bilmememdi.
Odama pat diye dalan Yıldız ve Rana abla ile kısa bir süreliğine düşüncelerimden ayrıldım.
Bunlar nasıl girmişti içeri ya? İki gündür kimse girmesin diye kilitliyordum kapıyı. Açık unuttum herhalde.
"Bana bak lan parazit. Ne bok yiyosun burda?"
Rana ablaya göz devirip suskunluğumu korudum.
"Ya Eylül böyle durma hiç çekilmiyosun. "
"Ya yarın Napcam bennnnn!"
"Ya yarın yanında biz varız merak etme. "
"Söz mü lan!"
"Söz lan!"dedi ikisi de. Sonra Yıldız konuştu.
"Anıl da iki kere yanına gelmiş ama açmamışsın. Ece teyze de benim anneme söylerken duydum ayrılmışsınız. "
"Ya bunu size daha önce de anlattım. Zaten gerçekten çıkmıyorduk. "
"Ya biliyorum. Oyun bitmiş yani o yüzden söyledim."
"Öyle oldu. Rana abla sen naptın seninkiyle?"
"Napayım ya. Onun çalıştığı kafeye gidiyorum işte. Sınıfta da uzaktan uzaktan izliyorum anca."
"Yani aynı durum. Platonik. "
"Aynen öyle."
Uzun bir sessizlikten sonra deriiin bir öf çekip 'Allahım sen şu aciz kullarına yardim et' dediğimde ikisi de 'amiiin' deyip bana katıldılar.
.....
Ve herkesce lanetli sayılan gün. Pazartesi.
Bugün çok erken gitmiştim okula. Bakalım bugün mektup gelecekmiydi.
Ama gelmedi. Ben de pes edip gittim sırama oturdum. Bu sefer de Sıranın altından bir zarf çıktı. Mektupları bırakan kişinin hayalet olma olasılığı?
Zarfı açıp okudum 'umarım uyarılarımı dikkate alırsın'.
"Hassiktir ordan" deyip Zarfı top haline getirdim ve direk Anıl ların sınıfına çıktım. Anıl ve Yıldız gelmişti. Onların dışında sınıfta üç kız daha vardı.
Elimde top haline getirdiğim kağıdı Yıldızın önüne atıp bağırdım.
"Yeter ya! Yıldız valla yeter. Bekledim bugün gelsin diye. Yok! Kimse gidip benim sırama oturmadı. Ben oturdum bi baktım zarf Sıranın altında!"
Yıldız kağıdı açıp okurken Anıl konuştu.
"Noluyo kızlar?"
Anıla dönüp sinirle bağırdım.
"Sen sus! Hepsi senin yüzünden zaten!"
Neden bu kadar Yakışıklısın ki?
"Eylül sakin ol! Bulucaz kim yazdıysa. "
"Yıldız görmedin mi Cuma günü olanı! Nasıl sakin olıyım?"
"Bana biri ne olduğunu anlatabilir mi? Ne benim yüzümden?"
Araya girmek senin suçun Anıl. Başladım bağırmaya.
"Bir haftadır peşimde olan manyak senin yüzünden beni tuvalete kitledi beni. Ben senin yüzünden hafta sonunu korkuyla geçirdim be! Neden bu kadar yakışıklı olmak zorundadsin?!"
Anıl bana şaşkınlık içinde bakarken ne dediğimi hiç bilmiyordum.
Yıldıza döndü.
"Hemen bulalım şu Sapıģı."
Haklı olarak çıkıştım.
"E bi zahmet!"
Umarım beğenmişsinizdir. Bir sonraki bölümde görüşmek üzere.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAN KOMŞUM 2- VELET
Ficção AdolescenteEylül. Annesi kadar güzel ve kırmızı saçlarıyla oldukça dikkat çekici. Anıl. Babası kadar yakışıklı ve annesinden aldığı mavi gözleri ile bir o kadar da etkileyici. Bu iki velet küçüklüklerinden beri birbirlerine karşı olan elle tutulur cinsten çe...