℘13℘ ┊AŞKIN OLMASA┊

6.8K 756 164
                                    

Multi:

Gökhan Kırdar - Aşkın Olmasa

13. BÖLÜM: "AŞKIN OLMASA."


Ölümün soğukluğuyla sarmalandı bedenim. Toprağın eşsiz kokusuyla doldu ciğerlerimi. Havanın kasveti dolandı zihnime. Keskin bir bıçağın ucu boynuma dayanmış, nefesimi kesmek için yemin etmişçesine sıkıyordu şah damarımın üzerini. Pes etmedim. Yok, etmeye çalıştığı gönlümdeki izleri kurban etmedim parmak uçlarındaki ölümümü isteyen metale.

Saatlerdir açık olan zihnime zıt olarak gözlerim kapalıydı. Elimi alnıma atarak ağrıyan başımı ovuşturdum. Yine tek başınaydım. Hazel ve Güney'in acil çıkan işlerinin sonucu olarak erken dönmek zorunda kalmışlardı. Yataktan çıkarak ilk defa özenerek giyinmek istedim. Yıllar sonra ilk defa güzel olmak istedim. Fakat hava artık tamamen soğumaya başladığı için şartlar sınırlıydı. Siyah dar paça pantolonu giyip, üzerine siyah olup bedenime yapışan boğazlı bir badi giydim. Göğsündeki küçük yırtıkla güzel bir detaya sahipti. Altın sarısı saçlarımı dağınık bir şekilde örüp bordo ruju dudaklarımda gezdirdim. Gözlerimin dışına likit çekip, rimelle dolgunlaştırdığımda artık hazırdım. Aynaya baktım. Fazla siyah olmak her zaman sarı saçlarımla fazla asil dururdu. Derin bir nefesi alıp verdikten sonra eşyalarımı alarak odamdan çıktım.

"Gidiyor musun?"

Annemin seslenmesiyle mutfağa uğradım.

"Gidiyorum. Akşam gecikebilirim." dedim sıcak çıkarmaya özen gösterdiğim sesimle.

Gözleri kısaca beni süzdüğünde mutlulukla gülümsedi.

"Ne kadar da güzel olmuşsun sen.. Meleğim benim."

Yanıma gelip yanaklarımı öptüğünde bende onu öptüm. Canım annem.

"İyileşeceğiz bebeğim. İyileştirecekler."

Neyi ima etti bilmiyorum ama şu sıralar her şey rayından çıkmıştı zaten. Fazla kafa yormama gerek yoktu. Olacakları kestirmek benim için imkânsız bir hal almıştı artık. Ruhum gibi bedenimde yorulmuştu.

"Görüşürüz." dedim evden çıkarken. Bugün staja gidecektim yalnızca. Durdurduğum taksiye binerken çantamdan çıkardığım kulaklığı taktım. Sadece on beş dakika sonra varacağım yerdeydim. Hastanenin kapısından gireceğim an gözlerim koridorun başındaki adama takıldı. Tek eliyle duvara tutunmuş acı çeker gibi bir hali vardı. Birkaç adımda yanına vardığımda eliyle koluna dokundum.

"Beyefendi iyi misini..."

Sesimi duyup bana döndüğünde cümlem yarıda kalmıştı. "Ekin?" dedim şaşkınlıktan ne diyemeyeceğimi bilemeyerek.

Gözleri kayarken olduğu yerde duvara sürtünerek yere düştü. "Canım acıyor." dedi acı çektiğini anladığım boğuk sesiyle. Kelimeler ağzından zorla çıkmıştı. Gözlerinin beyazı tamamen kırmızıya boyanmış, gözlerinin altı mosmordu. Sol tarafına yerleştirdiği eliyle tuttuğu yeri var gücüyle sıkıyordu.

"Sedye getirin!" diye bağırdım yere çöküp yüzüne bakarken.

"Çabuk sedye getirin!"

Elimle yüzünü kavradım. Kalbim son hızla atarken doğruca gözlerinin içine bakıyordum. Gözelerinin yeşili solmuştu. Donuk bakıyordu.

"Neyin var?" dedim düz tutmaya çalıştığım sesimle. Çünkü eğer şu an kalbimin attığı kadar endişeli davranırsam günlerdir kendimi ettiğim temkini yerine getiremezdim.

DESTİNA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin