Ben her insana kolay kolay bağlanmam. Çoğu insana değer yüklemem. Biraz konuştuktan sonra o insanın ne olduğunu çözer ve ona göre hareket ederim. Her insanın gözüme batan bir kusuru olur mutlaka. İyi biri ama çok konuşuyor, iyi bir sırdaş ama çok çocuksu. Etrafımdaki insanlar hep böyle. Hiçbir zaman bu insanın kusurları gözüme batmıyor, bu insan bana mükemmel geliyor,onu hayatımdan çıkarmak istemiyorum, demedim ben.
Hiçbir zaman bir insana bu kadar çok bağlanıp her bir kusuruna kör olmadım ben.
Bir insanla aramda iletişim kopukluğu olduğu zaman hiç üzülmedim çünkü zaten ona benzer birini bulmak zor değildi benim için.
O gitseydi başkası gelirdi değil mi?
Bir benzeri gelirdi ve onunla da aynı konular hakkında konuşur aynı şeyleri yapardık.
Sonra da gideni özleyen olmazdı. Neden olmazdı? Çünkü zaten gelenin de gidenden bir farkı yoktu. Bu yüzden onun yokluğunu aratmazdı.
Ben ilk defa bir insanın kusurlarını görmüyorum, ilk defa o insan hayatımdan çıkarsa ben ne yaparım diye düşünüyorum. İlk defa bir insanı kendi canımdan değerli görüyorum.
Bu insanın bir benzeri yok, olmayacak. Bu insanla yaptıklarımı hangi insanla yaparsam yapayım aynı hissi vermeyecek. Bu yüzden ilk defa bir insanın hayatımdan çıkma ihtimali beni bu kadar çok korkutuyor.
Çünkü o insan hayatımdan çıkarsa, kalbimde kapladığı o kocaman yere koyabilecek hiçbir şeyim yok.
Onun verdiği küpeyi bile sırf o verdiği için koyacak yer bulamadım. Onu bir yere koymak bile istemedim. Bu yüzden üstümde taşıyorum -atletimde iğneli- tenime değsin istiyorum. Ben nereye gidersem gideyim yanımda senden bir parça da benle beraber geliyor.
Bu bana huzur veriyor, yanımda olduğunu hissetmek...bana huzur veriyor.
Lütfen hayatımdan hiç çıkma.
Kralı olmayan bir tahtın ne önemi vardır ki?
^^^^^
Kadın artık adamın kendisini bilmesini istiyordu, tam anlamıyla bilmesini. Onu ne kadar çok sevdiğini bilmesini istiyordu. Onunla bir yerde oturup saatlerce hiç durmadan konuşmak istiyordu.
Kadın artık bu yazdıklarını onunla paylaşmak istiyordu. Bir kere de olsa aşkını içine gömmek yerine ona sunmak istiyordu.
Ona bir mektup yazacaktı.
^^^^^
Kralım,
Ben sarayınızın soğuk ve karanlık mahzenindeki yazar kız.
Bu gece gökyüzü nasıl? Yıldızlar bulutların arkasına saklanıp kendilerini göstermiyorlar mı? Bugün ay dolunay mı?
Kralım beni bağışlayın ama size bir sualim var...
Bu gece sizin terasınıza gelebilir miyim?
Bir gece de olsa mahzende soğuk taşların üzerinde uyumaktansa, o meşhur manzaralı terasınızda sizinle beraber gökyüzünü izleyebilir miyim?
Kralım biliyorum haddimi aştım, beni mazur görün.
Basit bir yazar kızın, bir kralı sevmesi zor iş.
Cevabınızı beklerim, bugün geceyi sizinle izlemek isterim...
^^^^^
Kadın mektubun sonuna adını yazmadı. Adamın kendisini tanımasını istiyordu.Evinin nerede olduğunu biliyordu ve bu mektubu bizzat kendisi adamın evinin kapısına koyacaktı.
Mektubu kapının önüne koyduktan sonra üstüne bir de not yapıştırdı.
Cevabınızı evinizin yanındaki söğüt ağacının dibine koyun.
Sanki cevap verecekti de...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akşamüstü Olduğu Zaman
RomanceKadın deri kapaklı defterini çıkarır ve yazmaya başlar.