Topuklu ayakkabıların geçtiğin koridoru inletirken sana rastlayan çalışanlar kısa bir süre duraksayıp selam veriyordu.
Yorucu bir gün olmuştu. Toplantıdan toplantıya, görüşmeden görüşmeye koşturmuştun. 20'li yaşlarında şirket başkanı olmak zor olsa da sen konumundan ve işinden oldukça memnundun.
"Yarının programını akşam mail olarak atmayı unutma Baekhyun." Arkandan seni takip eden asistanına ayrıca en yakın arkadaşına hitaben konuştun.
"Yatmadan önce atarım efendim." Baekhyun esnemeden önce konuştuğunda kıkırdayarak ona baktın.
"Eve gider gitmez uyuyacak gibi bir halin var." Otoparka geldiğinizde Baekhyun sızlanıp saçlarını karıştırdı.
"Bu hafta hiç dinlenemedik ki. Haliyle yorgunum. Programı atmayı unutursam azarlama hakkına sahip değilsin. Yürürken bile düşecekmiş gibi hissediyorum." Sen arabanın kilidini açıp şoför koltuğuna otururken o da yolcu koltuğuna oturmuştu.
"Tamam tamam. Hatta şöyle yapalım, sen yarın öğlene kadar gelme." Arabayı çalıştırırken konuştun. Bunun üzerine Baekhyun'un gözleri parlamıştı.
"Ciddi misin?!" Evrak çantasını göğüsüne bastırarak konuştuğunda tekrar kıkırdamana engel olamadın.
"Evet ciddiyim. Zaten öğlene kadar proje tasarımlarıyla meşgul oluruz. Eh tek başıma idare ederim." Otoparktan çıkıp ana yola saptığında Baekhyun evrak çantasını kucağında atıp tutarken sevinçten kahkaha atıyordu.
"Sen tanıdığım en iyi patronsun!"
***
Üzerine rahat bir şeyler giydikten sonra sana yürüme mesafesinde olan sahil yoluna gittin.Ne kadar yorgun olursan ol her akşam en az yarım saat yürüyüş yapmaktan geri durmazdın. Ağır bir iş tempon vardı evet ama vücudunu spor yaparak dinç tutuyordun.
Elindeki su şişesinden bir yudum aldığında köşedeki banktan gelen bir hıçkırık sesi duydun. Kaşlarını kaldırarak oraya yöneldin. Bank ağacın biraz önünde kalıyordu. Fakat ağacın dalları sarktığı için bankın önünü biraz kapatmıştı.
Dalları çektiğinde bankta oturmuş iç çekerek ağlayan bir kız çocuğu gördün.
"Merhaba?" Yumuşak bir tonda konuşup çocuğa yaklaştın ve korkutmamak için fazla sokulmadan banka oturdun.
Kız çocuğu gözlerini silip sana baktı "Mer-haba." Ağlamaktan kesilen sesi ile konuştuğunda gülümsedin.
"Adın ne güzelim?"
"Hei." Kısık bir ses tonu ile konuşup hala nemli olan gözlerini kuruladı. Gülümseyerek ona baktın.
"Bir sorun mu var Hei? Neden ağlıyorsun?" Hei iç çekerek seni süzdü. Büyük ihtimalle güvenip güvenemeyeceğine karar veriyordu.
"Galiba kayboldum." Yüzüne gelen saçları şöyle bir çekip konuştu. Iç çekerek ona baktın. Çok savunmasız ve kırılgan gözüküyordu. Annen seninde küçükken böyle olduğunu anlatırdı.
"Bir yakınının numarasını biliyor musun? Istersen gelip seni alması için arayabiliriz." Cep telefonunu çıkarıp ona gösterdiğinde düşünürmüş gibi bir surat ifadesine büründü.
"Amcamın numarasını biliyorum." Tekrar akan burnunu çekerken konuştu. Gülümseyerek tuş kilidini açtın ve telefonu ona uzattın.
"Hadi ara da gelip seni alsın." Hei bir sana bir telefona baktı ardından tekrar burnunu çekip telefonu aldı ve numarayı tuşladı. Kısa sürede karşı hattan yanıt gelmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Mafya [Yixing OC]
FanficZhang Yixing tatlı gülümsemesi ve büyüleyici gamzesi altında büyük bir sır ve farklı bir kişilik taşıyordu. O bir Mafya Babası'ydı. Hemde en tehlikelilerinden. Ve tek sorumluluğu abisinin ölümünden sonra ona kalan konum değildi. Ayrıca onun canınd...