13. Bölüm

574 38 6
                                    

Burak, Baharı sandalyeye bağlamış ve onu öpüyordu. Bahar direniyordu ama savunmasızdı. Abim içeri girdi bende arkasından girdim. Abim burağı Bahar ın dudaklarından ayırıp yumruk attı. Tekrar ve tekrar yumruk attı. Burağın yüzü kanlar içindeydi. Burağı öyle görünce içim acıdı ama hak etti. Abim burağı dövmeyi bıraktı, baharın ellerini ve ayaklarını çözdü.
O: İyi misin?
B: Sence? Beni zorla öptü iyi olma ihtimalim?
Abim bahara sarıldı bahar da ona sarıldı. İkisi de birbirini seviyor ama ikiside susuyordu

Bahar'dan
Oğuz bana sarıldı ve karnımda kelebekler uçuşmaya başladı. Bende ona sarıldım.
B: Nasıl geldiniz buraya?
O: Boşver bunları geldik işte ama artık burda kalamazsın bavulunu hazırla istanbula gidiyoruz
B: Ama ben...
O: Ama diye bir şey yok bahar burda tehlikedesin
B: Tamam ben gideyim o zaman
İ: Bende sana yardıma geleyim bahar daha çabuk biter.
B: Tamam gel
İlaydayla odama gittik. İlayda bana bakıp bakıp gülüyordu
B: Pardon ama neden gülüyorsun? Ortada bu kadar komik bir şey var da ben mi göremiyorum
İ: Özür dilerim. Abimle sarılırken çok tatlıydınız. İkiniz de birbirinizi seviyorsunuz ama söyleyemiyorsunuz bu gerçekten komik çünkü aşk cesaret ister.
B: Benim kendime göre nedenlerim var Oğuz a onu sevdiğimi söyleyemem bunu yapamam.
İ: Abim de itiraf etmekten çekiniyor çünkü onu reddetmenden korkuyor. Neden diye soracaksın sen sormadan söyleyim. Abim bundan 3 yıl önce bir kızı seviyordu ve sonunda cesaret edip söylediğinde kız onunla dalga geçti onu aşağıladı ve onu reddetti.
B: Üzüldüm. Ama bana itiraf etse onu sevsemde redderim
İ: Neden?
B: Çünkü hayat bazen insanları istemediği şeyleri yapmaya mecbur bırakır.
Gözlerim doldu.
İ: Bana ne olduğunu anlatabilirsin benden sır çıkmaz
B: Üzgünüm bunu sana anlatamam
İ: Peki seni zorlamayacağım.
B: Bavulu da topladığımıza göre artık içeri geçelim mi?
İ: Olur

İçeri geçtik. Oğuz bizi bekliyordu ve biz içeri girer girmez kapıya yöneldi biz ise olduğumuz yere çakılmıştık.
O: E hadi gelmiyor musunuz?
İ: Geliyoruz abicim
İlayda yerde baygın duran burağa baktı
İ: Burağı burda böyle bırakacak mıyız?
B: Tabi ki böyle bırakmayacağız hastaneye götüreceğiz dimi Oğuz
O: Hastaneye mi götüreceğiz bu şerefsizi hastaneye falan götürmem
B: Oğuuz
İ: Abi yapma ama ben onu burda bırakmam
Oğuz İlayda nın dolan gözlerine daha fazla dayanamadı ve kabul etti. Burağı hastaneye götürdük ve onu orda bırakıp hastaneden kaydımı sildirip havaalına gittik.

İstanbula vardık. İlaydayı evine kadar bıraktık. Oğuzla apartmana doğru yürürken birden durdu ve bana bakmaya başladı.
O: Bahar bir şey soracağım ama cevabını gözlerimin içine bakarak söyle
B: Neden gözlerinin içine bakarak söyleyim?
O: Çünkü gözler yalan söylemez.
B: Tamam sor
O: Marmaris'e neden gittin? İstanbuldan sıkıldığın için gitmediğini ikimiz de biliyoruz
Gözlerinin içine baktım ama ne söyleyeceğimi bilmiyordum. Bu sefer hangi yalanı uyduracağımı bilmiyordum.
B: Yalnız kalmaya ihtiyacım vardı. Tüm tanıdıklarım İstanbulda beni rahat bırakmazlar diye marmarise gitmeyi tercih ettim.
Bunları söylerken istemsizce gözüm kaydı ve yere bakmaya başladım.
O: Peki neden yere bakıyorsun? Dur ben söyleyim çünkü yalan söylüyorsun
B: Hayır sen...
O: Dinlemek istemiyorum
İçeri girdi ve evine girip kapıyı kapattı. Bende kapısının önüne gittim.
B: Sana nedenini söyleyemem. Beni anlamıyorsun biliyorum. Hiçbir zaman da anlamayacaksın neden söylemediğimi. Ama şunu bil ki yalan söylemeye mecburum.
Gözlerimden iki damla yaşın düşmesine izin verdim ve evime çıktım. Hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladım. Kendimden nefret ediyorum. Korkaklığımdan nefret ediyorum. Odama gittim ve ağlayarak uyudum.

Sabah uyandım. Hazırlandım ve hastaneye gittim. Babam beni odasına çağırdı.
B: Ne oldu baba ne konuşacaksın benimle?
S: Ali Asaf la evlenmeni istiyorum
B: Ne? Ne diyorsun baba iyi misin sen?
S: İyiyim.
B: Baba ben Ali Asaf ı sevmiyorum ki
S: Zaten sana sevip sevmediğini sormadım evleneceksin dedim
B: Hayır evlenmeyeceğim! Çünkü ben Oğuzu seviyorum.
S: Ne? Ne dedin sen?
B: Oğuzu seviyorum dedim. Ama onun haberi yok tabi söyleyemem.
S: Neyse ki haberi yokmuş. Çabuk Oğuzu çağır bana. O çocuktan uzak duracaksın
B: Neyse ben sana Oğuzu çağırayım
Odadan çıktım ve Oğuzu çağırdım. Sonra da kendi odama çıktım. 15 dakika sonra kapı açıldı ve içeri Oğuz girdi
O: Sen söyledin dimi babana beni kovmasını sen söyledin cevap versene!
B: Ne saçmalıyorsun sen ya?
O: Bilmiyormuş gibi davranma
B: Ben babama hiçbir şey söylemedim! Bilip bilmeden suçlama ama seni neden kovduğunu biliyorum.
Odadan çıktım ve babamın odasına girdim
B: Baba Oğuzu neden kovdun?
S: Ondan uzak durman için en doğrusu buydu zaten.
B: Baba sen ne yaptığını sanıyorsun ya! Ben Ali Asaf la evlenmeyeceğim bunu kafana sok
Babam kalkıp yanıma geldi.
S: Benimle doğru konuş. Haddini aşıyorsun
B: Haddimi aşıyorsam ne yaparsın sevdiğim adamı kovduğun gibi beni de mi kovarsın?
S: Bahar!
B: Yoksa beni evlatlıktan mı reddersin ne yaparsın ha ne yaparsın? gerçi bu saatten sonra beni evlatlıktan reddetsen de üzülmem aksine sevinirim
Babam bana tokat attı ve tam tokat atarken içeri Oğuz girdi.

Gözlerim doldu. Oğuz donakaldı.
S: Özür dilerim kızım ben iste...
B: Sakın sakın bana isteyerek yapmadım deme
Ağlayarak odadan çıktım ve Oğuz peşimden geldi.
O: Bahar iyi misin?
B: Hiç olmadığım kadar iyiyim seni ben kovdurmadım anladın mı?
O: Özür dilerim ben bir an...
B: Ben bu kadar vicdansız bir insan değilim Oğuz beni tanımamışsın
O: Canın acıdı mı?
B: Benim kalbim acıyor zaten canım acısa ne olur ki
Oğuz bana sarıldı. Onu ittirdim. Anlamayan gözlerle bana baktı
B: Senden uzak durmam lazım
O: Neden?
B: Öyle işte
Odama gittim peşimden geldi.
O: Bahar yeter artık neden benden uzak durman lazım öğrenmek istiyorum
B: Söyleyemem üstüme gelme
O: Neden babana benim kovulmamın hesabını sordun?
B: Oğuz yeter dedim
O: Neden kaçıyorsun?
B: Çünkü...
O: Çünkü korkağın tekisin
Gözyaşlarım usulca yanaklarımdan süzülürken "Çünkü seni seviyorum" dedim. Bunu dediğime ben bile şaşırdım. Oğuz hareket edemiyordu. Adeta donmuş gibiydi.
B: Oğuz iyi misin?
O: Az önce ne dedin?
B: İyi misin dedim
O: Ondan önce
B: Seni seviyorum dedim
Bana sarıldı. Heyecandan kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Bende seni seviyorum" dedi ve dudaklarıma yapıştı. Önce heyecandan karşılık veremesemde daha sonra karşılık verdim. Alt dudağımı dudaklarının arasına aldı ve emdi. Ellerimi boynuna doladım ve iyice yapıştık. Dudaklarımdan ayrılmasını istemiyordum ama nefes almamız gerekiyordu. En sonunda kendimi geri çektim. Oğuz a tekrar sarıldım. Şu an yaşadıklarıma inanamıyordum.
B: Oğuz benim sana bir şey söylemem lazım
O: Söyle
B: Burak eğer benim seni sevdiğimi itiraf ettiğimi öğrenirse seni öldürür. Ben seni korumak için sustum çünkü beni seninle tehdit etti.
O: Ne? Bu yüzden mi susuyordun yani?
B: Evet burak çok tehlikeli birisi bunu sende biliyorsun söylediği her şeyi yapar.
Elimi tuttu.
O: Hiçbir şey olmayacak hiçbir şey yapamaz sen merak etme
B: Ben o kadar emin değilim bir de senin neden kovulduğunu da söyleyim. Babama seni sevdiğimi söyledim. Babam da beni ali Asaf la evlendirmek istediğini söyledi. Benim senden uzak durmam için de seni kovdu. Tam da birbirimize her şeyi itiraf etmişken karşımıza engel çıktı. Ne yapacağız biz?
O: Buldum. Benim İzmirde evim var oraya gidelim.
B: Ne yani burdan kaçacak mıyız?
O: Baban beni işe tekrar alamayacağına...

Kapı açıldı ve babam içeri girdi.
S: Oğuz seni kovmamaya karar verdim. İşinin başına geçebilirsin
Odadan çıktı. Oğuzla birbirimize baktık ve sımsıkı sarıldık.
O: Artık kaçmamıza gerek kalmadığına göre işimizin başına dönelim mi?
B: Olur
Tam kapıdan çıkacakken Oğuzu n telefonu çaldı.
O: Efendim İlayda?
İ: Abi burak beni aradı benimle konuşacakları varmış ama sen ve baharı da çağırıyor. Saat 18.00'da sizin hastanenin karşısındaki cafede.
O: Tamam geliriz şimdi kapatmam lazım görüşürüz.
İ: Görüşürüz
Telefonu kapattı.
B: Ne oldu nereye gidiyoruz?
O: Burak bizimle bir şeyler konuşmak istiyormuş saat 18:00'da hastanenin karşısındaki cafede
B: Yani esmanın cafesi mi?
O: Evet orası
B: Of ben esmayla eylül e hiçbir şey anlatmadım ki
O: Şu an tek takıldığın nokta bu mu?
B: Pardon. Haklısın
Elimi tuttu ve odadan çıktık. Koridorda el ele yürürken Eylül le karşılaştık.
E: Aaa bahar dönmüşsün ama bize haber vermeden ve Oğuzla sevgili olmuşsun hayırlı olsun ama neden bunlardan benim haberim yok.
B: ıı öncelikle teşekkür ederim. Olaylar çok karışık ve acile gitmem lazım ben sana bir ara anlatırım
E: Peki öyle olsun bay bay
B: Bay bay

Acile yürürken telefonuma mesaj geldi. İlayda nerde kaldınız diye mesaj atmış. Saate baktım 18:12
Geliyoruz dedim
B: Oğuz saat 18:12 burakla ilayda bizi bekliyorlar
O: Tamam gidelim.
Esmanın cafesine gittik. Esma beni görür görmez üzerime atladı.
Es: Kuzum ne ara döndün sen?
B: Esma dur kemiklerim kırılcak
Es: Ay pardon çok özlemişim seni her şeyi anlat bana.
B: Anlatacağım ama şu an değil burak bizimle bir şey konuşacakmış o yüzden şimdi biz onunla konuşalım ben sana bir ara anlatırım şu an tek anlatabileceğim şey (Oğuzun elini tuttum) Artık Oğuzla beraberiz dedim. Esma şoka girdi "Hayırlı olsun" Diyip sarıldı. "Teşekkür ederim Esma ama burak bizi bekliyor" diyip Burağın yanına gittik.

Bu: Hoşgeldiniz
B: Hoşbulduk ne konuşacağız çok merak ediyorum da
Bu: Ben İlaydaya ikinci bir şans vermeye karar verdim. Baharı özgür bırakıyorum. Zaten sizde sevgili olmuşsunuz hayırlı olsun
O: Size de hayırlı olsun bittiyse biz kalkalım
Bu: Tabii buyrun biz tutmayalım sizi
Oğuz elimi sımsıkı tuttu ve cafeden çıktık
O: Acıktın mı?
B: Evet
O: O zaman benim eve gidelim bende sevgilime kendi ellerimle yemek hazırlayım
Sevgilim lafını duyunca bir tuhaf oldum garipsedim ama sevgiliyiz sonuçta fazla garipsenecek bir şey değil ama ne bileyim bi garip hissettim işte.
B: Sen yemek yapmayı biliyor musun?
O: Tabi ki de biliyorum sen beni ne sandın?
B: Burdan bakılınca pek öyle gözükmüyor ama bekleyip görmek istiyorum hadi gidelim sevgilim.

Kalp Atışı (oğbah)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin