Alaska'da av olmak

216 23 142
                                    

Hayata döndüren umutlar katildir

3 yıl sonra

Bir sabah hayatında inandığın şeyler değişebilir. Bir sabah aniden dostların düşmanın, düşmanların dostun olabilir. En güvendiklerin seni sırtından vurabilir. Gözünü açtığında gözlerine miller çekilebilir. Kulaklarını kapadığın an kulaklarında sesleri yankılanabilir.

Bedenine dökülen sular her zaman seni temizlemeyebilir. Çakalların etrafını sardığı aslan tahtından olabilir. Sustuğum her an kafamdaki çarklar susmayabilir. İhtimaller yeniden doğabilir ve kafamdan geçen her düşünce, masum kalmayabilir.

Bedenimi gevşetip kulaklarımı boğuk seslere teslim eden suya başımı biraz daha gömdüğümde önce kapalı dudaklarım suyla buluştu, ardından burnumun küçük kemeri. Nefesimi tuttuğum anları hatırlamaya çalıştım. Aklıma çocukken gittiğim birkaç tatil görüntüsü gelirken suyun altındaki dudaklarım gerildi. Gülümsedim.

Açık yeşil bikininin içinde kumsalda oradan oraya koşturan küçük Melisa göründü önce. Adı üstünde küçük, yani çocuk... Hiçbir şeyden haberi yok, dudaklarından çocuksu kıkırtılar eksik olmuyordu.

Kıyıya koşturup kumdan kale yaptı, dalga gelip yıktı. Hevesle bir kez daha yaptı. Yine yıkıldı. Hevesi bir parça kırılsa da tekrarladı. Yıkıldı. Bundan sonra ardında kimi sağlam kale bellediyse yıkılacağını o an bilmediğinden yorulana değin yeniden yaptı. Dalga yorulmadı, gene yıktı.

Burnuma dolan su, beni telaşlandırırken ellerim beyaz küvetin kıvrımlı kenarlarına temas etti. Sıcak suya rağmen ellerimde hissettiğim soğuğun tezadı beni amansız düşüncelere teslim ettiğinde ölümün sıcak nefesinin yanı sıra buz kesmiş elleri yanı başımdaydı. O eller henüz yanımdaydı. Belki yarın... Boğazımı saracaktı.

Uzun süre nefesimi tuttuğumu hiç anımsamıyorum. En fazla on ya da on beş saniye... Ama şu an muhtemelen on beş saniyeyi geçti.

Bedenim gevşedi. Kapalı gözlerim, bir daha açılmayacak gibiydi. Ellerim küvetin kenarlarına kelepçelenmiş sanki... Ciğerlerim telaşlı, istedikleri hava bir türlü gitmiyor. Beynim mutlu, sonunda üç yıldır hayal ettiği huzura kavuşuyor.

Ellerime odaklanmayı denedim. Onlardan güç almayı... Gözlerim bir türlü verdiğim savaşta yanımda olmadı, suyun altında açılmadı. Doğrulmak, ciğerlerime biraz hava doldurmak istiyorum. Olmuyor. İstemekle kalıyorum. Küvetin kenarlarına sarılı parmaklarım uyuşmaya başladı. Onları hissedemiyorum. Başım ağırlaşıyor.

Küvetin zeminindeyim ama daha da dibe çökebilirmişim gibi geliyor o an. Biteceğini düşünüyorum. İnandığım şeyler, artık aklıma bile gelmiyor.

Yapacak çok şeyim vardı. Yaşayacağım güzel günler, gezeceğim onlarca yer, hayallerim... Şimdilerde en önemli gördüğüm şey, sonunu getireceğim romanım... Geride kalacaktı. Ben suyun altında olacaktım, onlar yüzeyinde olacaktı. Onlara hiçbir zaman ulaşamayacaktım.

Bitti.

Artık sadece burnumdan değil araladığım dudaklarımdan da sular doluyordu. Ciğerlerim havayla dolmak istiyordu ama ben isteklerini yerine getiremiyordum. Her daim dönüp duran tilkiler, bu kez ölüm uykusuna yatmış gibiydi. O an anladım. Bu kez gerçekten bitti.

Sağ elimin üzerinde bir el hissettim. Varla yok arası... O el öylece bekledi. Korkuyordum. Suda boğularak öleceğimi düşünürken kurtarılacak ve belki de daha acınası bir ölümle sona erecektim.

Korkuyla nefes almayı denedim. Suyu çektim içime. Parmaklarımı hareketlendirmeyi düşündüm. Kısmen başardım. Ne olduysa o an oldu. Burnuma dolan suya rağmen parmaklarım daha sıkı sarıldı küvetin kenarlığına. Bitti dediğim yerde kulağıma fısıldadı: Bitmedi.

Pars | Ben Katil DeğilimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin