7.Bölüm: II.GALAKSİ SAVAŞI:PART-I(Yeniden Doğmak)

56 5 3
                                    

  Bu bölümün etkisini daha iyi hissetmek için sağ üst köşedeki Aa tuşuna basarak ortadaki siyah arka planı seçerek okuyunuz lütfen. 
 
  Başlangıç

  Sarj olmuştum. Yeni umutlarım vardı. Yeniden başlamak istiyordum. Artık ödül avcılığı yapmak istemiyordum. Savaşa asker olarak katılmak istiyordum. Bir Yıkım Askeri(A Raze Soldier) olarak.
    Ütopya SuperDestroyer kravazöründe BSYM Savaş Konseyi kuruldu. Alt şubelerine de benim isteğimle Raze Soldiers masası eklendi. Bizlere rütbeler verildi. İlk defa yüksek rütbeli bir subay  olmuştum. Bana Albay, Selahattin ve Barış'a Yarbay, Ronnald ve Tek tabancaya Binbaşı rütbeleri verilmişti. Beni yüksek rütbelendirmelerinin birkaç sebebi vardı. O kurula girebilmek için minimum rütbe seviyesinin Albay olması, savaş sırasında çılgın emirlerimin daha az sorgulanması, bir masa komutanı olmam, Jewelary'nin yaptıklarımla bunu hak ettiğimi düşünmesi vs. Doğrusunu söylemek gerekirse o zamana kadar sahip olduğum aşağılık duygusunu yitirmiştim. Artık idealleri olan biriydim. Büyük bir savaşta Albay olucaktım.
    23 Nisan 1928 tarihinde DEAD, resmi olarak anlaşmayı yırtıp yoksaydıklarını ve BSYM devletlerine savaş açtıklarını duyurdu. Hemen ardından ilk BSYM Savaş Kurulu SuperDestroyer'de toplandı. Üyeler arasında Jewelary, Kantov Zoid, Bruss Brokinas, Krista Kılemın, Tayli Tressa, Lovaki Asterian, Jeniffer Noksaya ve geminin kumandanı General Vaskov gibi üst düzey yetkililerin isimleri vardı. Jewelary sakince ayağa kalktı. Şöyle bir etrafını süzdü. Sakince sözlerine başladı:"DEAD tüm gücüyle Shile kapısına yüklenmeyi planlıyor. Diğer bölgeleri de korumakla yüklü olduğumuzu unutmamalıyız." dedi. Komutan Asterian da onayladı:"Shiel için adil bir savaş olmasını planlıyoruz. Şartlar eşit." dedi. Prenses Kılemın:"Bu cepheyle Raze Soldier ve Brokinas ın şubelerinin ilgilenmesini öneriyorum." dedi. Kral Zoid:"Evet ben de onaylıyorum" dedi. Kraliçe Jewelary bana dönerek:"Albay Altınkaya şubenin komutanı olarak kabul ediyor mu?" diye sordu.
    İnsanların hepsi bana dönmüş bakıyordu. Susuyordum. Jewelary şaşırmıştı. Kral Zoid istemediğimi düşünmeye başlamıştı. Sonunda soru işaretlerini geride bırakarak:"Kabul etmiyorum." dedim. Salona bir soğukluk çöktü. Sanki bir anda şiddet ve öfke rüzgarları esti:"Bu şartlar altında... Kabul edemem." dedim. Kimse ne olduğunu anlayamamıştı. Kral Brokinas:" Bu şartları beğenmiyor musunuz Albay?" dedi soğukkanlılıkla. Sakince:"Evet." dedim. Biraz bekledim. Sindirmeleri için. Sonra devam ettim:"Çünkü burada adil bir savaştan bahsediyoruz." dedim. Jewelary sinirlenmişti. Onun doğasına aykırıydı:" Ne demek bu şimdi? Neden bu durum seni rahatsız ediyor?" dedi. Basitçe açıklamaya çalıştım. Adil bir savaşın, zafer olmadığını aksine yenilgi anlamına geldiğini. Çünkü yenilgi ve zafer eşit uzaklıktaydı. Tabiki kabul etmediler ve ben de kendimi Shiel Cephesinde buldum.

    1. Shiel Cephesi

    27 Nisan 1928, hayatımda daha önce bu kadar çok savaş gemisini bir arada görmemiştim. Kuvvetlerimizin çok zayıf olduğu hissine kapıldım. Ozoidler, Vokarlar, Saturlar, Pruyalılar, Krumsalar hepsi birlikte gelmişti. Kapının önünde sadece Brokinler ve Krozoidler vardı. Ronnald:"Bu kadar çok gemi yoktu planda." dedi. Biliyordum! Onları uyarmıştım. DEAD tüm gücüyle yüklendi kapılara. Brokinlerin zırhlı gemileri ve Krozoidlerin üstün teknolojisiyle onları uzayda 3 ay tutabildik ancak. Shiel A ve Shiel B gezegenine indiler. Hızla ilerliyor, durmuyorlardı: "Ateş et Selahattin, durma!" diye bağırdım. Ozoid tanklarını patlatıyordum. Kalkanın etkin olmasını sağlayan merkez ağır hasar almıştı. Onu umutsuzca korumaya çalışıyorduk. Herkes bana güveniyordu. Yenilgide suçlanacak olan bendim. Savaşın koşullarını kabul etmeyen de... Barış yaralanmıştı. Bağırdım:" Lanet olası ateşi Ozoid tanklarına yönlendirin!!" diye. Vokarlar aniden saldırıya geçti. Ölümüne merkeze mermi yağdırdılar. Onları vurmaya çalıştım. Çalıştım. Denedim. Merkez ağır ağır yıkıldı ve kalkanıp yavaş yavaş kalkıp kana susamış gemilerin masum halkların olduğu gezegenlere doğru hücum edişini izledim. Kendi tutamayıp:"Lanet olsunn!!! Hayııırrrrr!!! Hayyııırrrr!" diye avaz avaz bağırdım. Kaybetmiştik. Neden miydi? Çünkü hiç adil değildi. İki yıldır savaşıyorduk karada.

Bir Yıkım Askeri (A Raze soldier) "Düzenleniyor"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin