5.Bölüm: SON ÖZEL ZAMANLAR

50 5 2
                                    

    I.Galaksi Savaşı bittikten sonra bir boşluğa düşmüş ve sanki amaçsızlaşmıştım. Tam bir çöküş yaşıyordum. Yavaşça yataktan doğruldum. Sadece birkaç saat uyuyabilmiştim. Sanki birileri beni izliyormuş da uyandığımı görünce gelmek istercesine odamın kapısı çalmıştı. Bitkin bir şekilde:"Girin." dedim. Gelen Jewelary idi. Gülümsedi. Halimden anlıyor gibiydi. Yatağa yanıma oturdu:"Her şey bitmiş değil. Biliyorsun sen hala bir ödül avcısısın. Yani savaş bitti ve sen işine devam edebilirsin." dedi. Sözünü bitirir bitirmez ayağa kalktı ve odadan çıkarken bana göz kırptı. En başta ona yalan söylediğimi biliyordu. Ben de dediklerini sadece birkaç dakika düşündükten sonra kendi kendime "Neden olmasın?" dedim. Odadan ışık hızıyla çıkıp iletişim kurabileceğim bir yerler aramaya başladım. Ne kadar aradım bilmiyorum ama sonra umutsuzca odama döndüm. Zırhıma baktım. O an hatırladım. Resmen "Ahhh ne salağım!" diye odada bağırdım. Zırhımda bir tür iletişim cihazı vardı. Selahattin'e, Barışa, Ronnald'a ve Tek tabancaya haber gönderdim.
    Toplanmamızın şerefine o gece yetmişlikleri devirdik. Hem de üçünü beşini birden. Ertesi sabah akşamdan kalmış bir halde Bliem'ın mezarının başına yetmişliklerin şişelerini bıraktık. Bir tanesi sonuna kadar doluydu ve üzerinde "We did not forget to you!" yazıyordu. Yani seni unutmadık yazmıştık. Sonra bir iş bulmak için o meşhur gezegene döndük.
    Oliban, üzerinden milyonlarca kotov akmış ve koca bir galaksi savaşı geçirmiş olmasına rağmen pekte değişmemişti. Bana daha önceden ayarladıkları odada buluştuk. Biz aramızda oraya "Taktik üssü" derdik. Eskiden lider Bliem idi ancak ölümü üzerine oy birliği ile beni yeni lider olarak seçmiştiler. Bir süre iş araştırması yaptıktan sonra elim boş Taktik Üssü'ne döndüm. Oluşturduğumuz beş kişilik yuvarlak masaya oturduk.
    Tek tabanca söze girdi:"Belki de farklı yerleri denemelisin."
Barış Umut:"Savaş sonrası herkesin bir boşluk içerisinde olması muhtemel kardeşim. "Ronnald:"Gizli amaçlar ve emeller sona erdi. İşler de battı." batmış olamazdı. Ödül avcılığı bu galakside ilelebet yerini bulacaktır. Çıkışarak: "Hiçbir şeyin battığı yok Ronnald!" dedim. Hazır cevap hemen yetiştirdi:"O zaman neden elin boş döndün?" işte burada haklıydı. Ayağa kalkıp eşyalarımı topladım. Kapıya doğru hızla adımlarla yürüdüm. Ben çıkarken Selahattin:"Nereye gidiyorsun böyle?" diye sordu. Şaşkın gözlerine baktım. Ona en nazik ve sakin sesimle dedim ki:"Bize iş bulmaya gidiyorum, eski dostum."  
    Bu tabiki size ilginç gelecektir. Neden yüz yüze konuştuğum yoldaşıma "Eski dostum" diyeyim ki? Sebebi Rüştiye'den beri dost olmamızdandır. İş bulmak için gemime atladım ve doğruca daha önce bahsettiğim o Rüyaların Ülkesine,Ütopya'ya, doğru yola koyuldum. Çaresiz ve umutsuzca Kraliçe Jewelary'nin kapısını çalmaya gidiyordum.
    Eski dönemin gemileri "Gear S-1"ler şuan kullanılamaz haldeydi. Yeni bir model olan "White Rabbit" kod adlı üstün teknoljilere sahip bir gemiydi bu. Oraya giderken ne diyeceğimden bile emin değildim. Yardıma ihtiyacım vardı.
    Ütopya, galaksinin en gelişmiş gezegeni. En güçlü ordu, en mutlu halk, tam bir süper güç. Jewelary ben oraya vardığımda meşguldü. Oturup bekledim daha önce kaldığım odada. Bir süre sonra geldi. Kapıda öylecene dikiliyordu. Ona baktım. Düşünceli görünüyordu. "Seni böyle bırakmamıştım." dedim. Trip atan genç kızlar gibi "İşlerim başımdan aşkın." dedi. İşe ihtiyacım olduğunu söyledim. "Beni kullanmaktan yorulmadın mı?" dedi. Apışıp kalmıştım. "İş istiyorum. Sen işveren değil misin?" diye karşılık verdim. Hemen alnıma yapıştırdı cevabını: "Sana değilim." şeklinde. Noluyordu yahu? "Bu da ne şimdi?" dedim. "Sana karşı ne hissettiğimi bilmiyorsun!" diye bağırdı. Şaşırdım bir anda. Ne demeye çalışmıştı ki? Sadece sormakla yetindim:"Bunun anlamı da ne demek oluyor?" diye. Gözlerini kısarak:"Sanki bilmiyorsun!" dedi. Sonradan fark ettim. O aslında en başından beri tek bir şey istiyordu. O da bendim. Beni istiyordu. Ama o evli bir kadındı. Onu geçtim bir Kraliçe idi ve Kral vardı işin içinde. Ayağa kalktım. "Bu konuyu derhal kapatalım. Sen evlisin. Ben senden iş dışında bir şey istemiyorum. Eğer vermeyi red ediyorsan DEAD ile görüşücem." dedim. Gözleri sulandı birden. Çok mu sert konuşmuştum? Bana baktı ve:" Kapının önündeki muhafızla görüş." dedi. Sonunda bir iş bulduğuma sevinmişim. Jewelary umrumda bile değildi. Çünkü o evliydi. Evli. Bunun ne demek olduğunu herkes bilir. Bu saygıdır. Bu son özel zamanlarımızdı onunla.
   

    II. Ödül Avcılığı Dönemi 

    Angoryalılar Mavota'yı işgal etmek istiyorlardı. Ütopya, biz ödül avcılarını kişi başı 500.000 kotov karşılığı Mavota yerleşik üslerine gizlice sızarak tespit edilemeyen özel bombaları yerleştirmemizi istediler. Doğrusu başta biz de anlamamıştık. Tabii ileride lazım olucağını sonradan öğrenicektik. Sızmak zor olmamıştı. Üsse(Fragmandaki üs) tespit edilmeden sokmuştu bizi usta pilotumuz. İşi büyütüp Glaive Mk-3 isimli gelişmiş elektronik sistemlerine sahip eskort gemisiyle girmiştik.
    Mavota, De Lasim denilen bir uzaylı ırkı tarafından korunuyordu. Oranın yerliysiydiler. Ana savaş ve gezegeni kontrol eden üslerin kanalizasyon tarzı alt kısmındaki yerlerdeydik. Yine bombaları yerleştiriyorduk. Kendimce söylendim:" Bu bana Ozoid Fabrikasını ve Bliem ı hatırlattı." Ronnald:" Bana da kardeşim... Bana da." Selahattin araya girip melonkolik havayı bozmaya çalıştı:" Beyler istiyosanız peçete veriyim? Kızlar gibi şurda oturup ağlayın" diyerek. Pek etkisi olmamıştı. Bombaları yerleştirdik ve çıkışa yöneldik. Pilotumuza haber yolladık. Barış Umut:" Eğer bu adamlar bizi tespit edemiyse burayı da savunamazlar ki." dedi. Çıkışa ulaşmıştık. Ronnald telsizine konuştu:" Nerde kaldın lan sayın becereksiz pilotumuz? Yine çatışmadayım filan deme, o bahanelerin yok şuan." Pilot korkuyla cevapladı:"Angoryalılar geldi." ilk defa korktuğunu anlamıştık hep birlikte. Artık nasıl bi filoyla geldilerse... (Fragmandaki saldırı) Gemi vardığında biz de hemen atlayıp Angorya filsonun geldiği yönün tersinden çıktık. Sakince Barış'a cevap verdim:" Bu neden tespit edilmediğimizi açıklıyor." yüzüme baktı:" Hemen boz beni zaten. Aşağılık herif." Gülüştük ve sistemden dışarı çıktık.
    Angoryalılar bütün De Lasim halkını askeriyle, polisiyle kadınıyla çocuğuyla katletmiş ve tarihin en korkunç soy kırımını yapmıştı.(Resimde görünen saldırı) Dışardaki De Lasim vatandaşları olanları haberlerden hayretler içinde izlemişlerdi. Neden orasıydı ki? Jewelary ve onun gibi yüksek rütbeli bahriyeliler ve o zekaya sahip olanlar cevabı biliyordu. Orası Ütopya'ya karşı üs olarak kullanılıcaktı. Düşünmesi o kadar da zor değildi ama uzaydaki konumları herkes çok iyi bilmiyordu elbet. Her neyse anlıyacağınız (Evet anlayacağınız değil) DEAD anlaşmayı bozuyordu. BKK ile irtibata geçildi. Başka kıyım ve can kaybı olmaması için BSYM devletlerine göz yummaları gerektiği söylendi. Bu sırada De Lasimliler boş durmuyor protestolar,mitingler düzenliyor; yetkilileri bu korkunç soy kırıma misilleme yapmaya çağrıyorlardı. Sesleri duyuluyordu. Ama dinleyen yoktu.
    Ben ve arkadaşlarım yuvarlak masanın etrafına oturduk. Heyecanlıydım:"Yeni bir savaş yaklaşıyor."dedim. Uzun bi süre savaş beklememi söylediler. Haklıydılar. Çünkü DEAD çok yaralıydı. Toparlanmaları zaman alıcaktı. Aslında savaş sonrası herkes yorgundu. Dinlenmek lazımdı.
    Drokojan&Skies savaşlarına katıldık. Bir süre oralarda takıldık. Cepheleri çok genişti ve 260 yıldır savaştaydılar. Size bunları anlatmaya kalksam tarih romanı mı bu dersiniz. Ben sadece çatışmanın yoğun olduğu yerleri ve neden savaştıklarını anlatıcam.

   ""-Savaş, insanların psikolojisini bozmuştu. Ben de bundan nasibimi almıştım elbette ki. Ara vermeden acımasızca savaştım. Çok yorulmuştum artık. Bir süre sonra tatil için Jewelary'e gidecektim.-""

   Yazarın Notu; Sayın okuyucularım, romanımı yazdığım taslağım evde olduğu için bir sonraki bölümü haftaya pazara kadar yazamıycam ne yazık ki. Şuan ünivrsite öğrencisiyim ve yurtta kalıyorum. Haftaya memlekete dönüp defterimi alıcam. Vize dönemim bittikten sonra daha seri bölüm gelir. 2018 Nisan ayında tamamlamayı planlıyorum romanımı. Evet o zamana kalıcak.(Kalacak değil)
   

Bir Yıkım Askeri (A Raze soldier) "Düzenleniyor"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin