Çıkma Teklifi

1K 51 6
                                    

Ali için büyük gün gelmişti. Eylül'e çıkma teklifi edecekti. Nasıl yapacağını bilmiyordu. Güney'den yardım istemeye gitmişti.

Güney: Sen şimdi ciddi ciddi Eylül'e çıkma teklifi mi edeceksin?

Ali: Evet, ben Eylül'ü çok seviyorum.

Güney: Vay vay vay.

Ali: Ama nasıl yapacağımı bilmiyorum. Düşünüyorum, düşünüyorum ama aklıma bir şey gelmiyor. Bana yardım edebilir misin?

Güney: Tabi ederim oğlum, ne sandın?

Ali: Çok sağol. Bir fikrin var mı?

Güney: Aslında var. Bence sen Eylül'e okulda herkesin önünde çıkma teklifi et. Çok güzel olur. Yarın tiyatro dersi yok mu? Var. Küçük bir söz hazırla ve çıkma teklifi et. Kabul eder zaten. O da seni seviyor belli.

Ali: Abi bilemedim ki..olur mu acaba?

Güney: Olur, neden olmasın?

Kızlar okula gitmişti. Serkan da ordaydı. Sadece Güney ve Ali gelmemişti daha. Birinci ders tiyatro dersi idi.

Meral: Sizinkiler nerde?

Meral Eylül ve Songüle bakıyordu. O sırada Güney ve Serkan içeri girer. Ali çok tedirgin gözüküyordu ve elinde çicek vardı.

Öğretmen: Çocuklar nerde kaldınız?

Ali: Özür dileriz hocam, ama çok önemli bir şey demem lazım.

Öğretmen: De bakalım.

Ali derin bir nefes aldıktan sonra Eylül'e bakar.

Ali: Eylül..biliyorsun ben senden çok hoşlanıyorum, seninde bana karşı bir şeyler hissettiğini biliyorum. Ben senin hep yanında olmak istiyorum. Ne olursa olsun. Böyle süslü püslü sözlerden de hiç anlamıyorum zaten...kısacası...benimle çıkar mısın?

Eylül donup kalmıştı. Ali ona resmen çıkma teklifi etmişti!

Eylül: E...evet!

Herkes aklışlamaya başlamıştı.

Meral: Yürü bee!

Kader: Yaa çok tatlı.

Güney: Ben sana demedim mi kabul eder diye?

Songül: Nasıl yani sen biliyor
muydun?

Güney: Biliyordum tabi, ne sandın?

Songül: Ulan Leonardo yine Leonardoluğunu yapmışsın.

Eylül Ali'ye sarılır. İkisi de çok mutluydu.
Eylül Ali'nin gözlerinin içine bakar. Alinin gözü parlıyordu.
Serkan dışarı çıkıp kapıyı çarpmıştı.

Meral: Ah ah, buna noldu şimdi?

Ali: Ben onun karın ağrısını biliyorum ama neyse, şimdi çok mutluyum hiç bir şey veya hiç bir kimse beni kızdıramaz.

Ders bittikten sonra kızlar, Güney ve Ali kantine giderler.

Güney: Bakın orda Serkan oturuyor. Hadi gidelim yanına.

Cemre Serkanı görünce tadı kaçmıştı.

Cemre: Kızlar benim sınıfa dönmem lazım daha çok işim var. Ödevimi yapmayı unutmuşum da. Sonra görüşürüz.

Meral: Görüşürüz canısı.

Kader: Görüşürüz canım.

Serkanın yanına giderler.

Güney: Kanka sen neden çıkıp gittin?

Serkan: Şey..biraz hastayım o yüzden çıktım

Güney: Geçmiş olsun.

Serkan: Sağol..Bu arada tebrik ederim sizi.

Eylül: Teşekkür ederiz.

Serkan Eylül ve Ali'ye bakar. Sahte bir gülücük atıp eve gitmek istediğini söyler.

Serkan: Ya ben kendimi iyi hissetmiyorum. Size iyi dersler, ben kaçar.

Songül: Tamam o zaman, geçmiş olsun.

Eylül: Ya kızlar ben Büşra'yı çok özledim ama eve gitmek istemiyorum. Annem ve Kemali görmek istemiyorum.

Kader: Canım benim ya..Annenle en son uçurum olayından önce konuşmuşdun değil mi? O olayda bile "Kemalim yapmaz" dedi, pes yani!

Songül Kader'i dürter.

Songül: Ne biçim konuşuyorsun kızım!

Kader: Ya Eylül özür dilerim, çok özür dilerim. Boş bulundum bir an. Kusura bakma.

Ali: Bir dakika...Uçurum derken?

Eylül titremeye başlamıştı ne zaman bu olay konuşulsa çok kötü oluyordu. O kadar çok şey yaşamıştı ki.
Artık Ali'ye de yaşadıklarını anlatmak zorundaydı...

Çözümüm Yok Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin