Mektup

994 47 4
                                    

Eylül ve Ali tam bahçeden çıkmak üzereyken Güney ve Songül onları görür.

Güney: Hoop gençler. Nereye?

Ali: Valla bugün hiç ders dinleyecek halim yok biraz dolaşalım dedik. İsterseniz siz de gelin.

Güney: Bilmem. Aşkım ne dersin?

Songül: İyi tamam.

Eylül: Süper. Ne yapalım şimdi?

Güney: Bence lunapark'a gidelim.

Songül: Yuh oğlum. Kaç yaşındayız farkında mısın.

Güney: Ne var kızım bizim yaşdakiler neler neler yapıyor.

Eylül ve Ali gülmeye başlar.

Ali: Tamam, tamam. Bence park'a felan gidelim. Piknik yaparız.

Songül: Bak bu fena fikir değil.

Güney: Benim fikrim daha iyi'di ama neyse..

Herkes yeniden gülmeye başlar.

Eylül: E hadi o zaman, gidelim.

Songül, Güney, Ali ve Eylül ilk önce markete uğrayıp sonra park'a giderler.

Güney: Ne iyi ettik de geldik.

Ali: Bence de bugün hocayı hiç çekemezdim.

Güney: Al benden de o kadar!

Birden küçük bir çocuk gelir yanlarına.

Eylül: Ablacığım ne oldu? Aç mısın, yemek yemek ister misin?

Çocuk hiç bir şey demeden masaya bir not bırakıp gider.

Ali: Bu not ne ki şimdi?

Ali notu masadan alıp okur.

Ali: "Çok yakında...". Bu ne demek şimdi?

Eylül: Birileri bizimle dalga mı geçiyor?

Güney: Küçük çocuk işte ne olabilir ki, hadi yemeye devam edin.

Songül: Aynen hadi.

Yemek yedikten sonra sahil'de yürümeye giderler.

Songül: Hava da mis gibi.

Birden biri Songül'ün omuzuna dokunur.

Adam: Pardon bu sizin içinmiş.

Adam küçük bir not uzatır.

Songül: Bu notu size kim verdi?

Adam: Bilmiyorum küçük bir tane çocuk geldi rica etti ben de verdim.

Adam gider.
Songül notu okur.

Songül: "Çok yakında bütün..".

Eylül: Biri bizimle baya eğleniyor belli ki.

Ali: Niye böyle bir şey yapsın ki biri?

Güney: Valla demin bir şey yok dedim ama bu notları gönderen baya bir psikopat çıktı.

Eylül: Benim tadım iyice kaçtı. Gidelim mi?

Ali: Tamam hadi, biz sizi yurda bırakalım.

Güney ve Ali kızları yurda bırakmak için yola koyulurar. Yurda geldikleri zaman tam Ali ve Güney gidecekken yurttan bir kız onların yönüne doğru gelir.

Eylül: Eyvah biz bittik Songül, Neriman hanım kesin bizim derslere girmediğimizi öğrendi.

Songül: Sakin ol kızım anlarız şimdi.

Kız yanlarına gelir.

Songül: Bir şey mi oldu Leyla?

Leyla: Hayır Songül abla. Bugün yurda bu zarfı postacı getirdi. Vereyim dedim.

Songül şaşırmıştı. Kimden gelebilirdi ki bu?

Songül: Tamam sağol...Eylül burda sadece benim adım yazmıyor. Senin, Meralin, Kaderin, Cemrenin, hatta Güneyin, Serkanın ve Alinin bile ismi yazıyor!

Güney: Nasıl yani?

Ali: Ne alaka?

Herkes şaşkın şaşkın bakıyordu birbirlerine.

Eylül: Aç'da öğrenelim ne olduğunu!

Songül zarfı açar ve mektubu içinden okur. Songülün yüz ifadesi değişir birden.

Güney: Songül ne oldu söylesene.

Songül dilini yutmuş gibiydi.

Songül: G..Güney.

Güney Songülün elinden zarfı alır ve sesli okur.

Güney: "Çok yakında bütün foyanızı ortaya çıkaracağım. Hakkınızda her şeyi biliyorum, bütün sırlarınızı. Ben sizin yerinizde olsaydım dikkatli olurdum. Bana inanmadınız değil mi?
Eylül, Kemalin sana neler yaptıklarını biliyorum.
Songül, baban hapiste ve daha neler neler biliyorum sen ve diğer kızların hakkında.
Ali, amcan diyorum susuyorum.
Güney, Kaderin annesinin senin baban ile ilişkisi var'dı değil mi?
Serkan, senin annen gerçek annen değil'di değil mi?
Bütün bunları gazete'de görmek istemiyorsanız dediklerimi yapacaksınız! He bu arada, polise giderseniz olacaklardan ben sorumlu değilim."

Güney mektubu elinden düşürür. Herkesin yüz ifadesi değişir. Bu kişi kim'di ve daha önemlisi: Bu kadar bilgiyi nerden biliyordu?

Çözümüm Yok Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin