14. Bölüm

174 23 1
                                    

         

Multi Güney

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Multi Güney

Rüyadan irkilerek uyandım gördüğüm rüya beni benden almıştı ormanda deli gibi koşuyordum ve tanımlayamadığım  sesler duyuyordum uzaklaştıkça sesler değişmişti ve o sesi duymaya başlamıştım bir kurt uluması ve nefes alışlarına kadar duyuyordum o tanıdık koku onun kokusu burnuma dolmuştu aynı zamanda garip kokuyordu garip ama tanıdık ayağım takılıp düşünce karşılaştığım kehribar gözler bana onu hatırlatmıştı ve uyanmıştım korkuyordum uzun bir aradan sonra ilk defa bu kadar çok korkuyordum hem korkuyor hem heyecanlanıyordum nedensizce ... bu his beni çoktan ele geçirmişti aklımda iki soru o kurt Aras mıydı? ve bu rüya gerçek olacak mıydı?  

     Yatakta doğruldum hava kararmıştı ayaklarımı sarkıtıp bir süre boş boş pencereden görünen göle baktım simsiyah görünüyordu tıpkı onun gözleri gibi yine aynı yere dönüyordum galiba bu rüya beni o zamanlara götürmüştü bunları düşünmemeliydim hemen kalkıp perdeyi çektim ve kapıyı açıp aşağı indim bu kadar aptal olmamalıydım ama o kehribarlar aklımdan çıkmıyordu nereye baksam o gözleri görüyordum gözlerimi sımsıkı yumdum ovuşturup tekrar açtım yine sanki karşımdaymış gibi tam karşımda bana bakıyordu merdivenler bitince koltuklara yayılmış Güney 'le karşılaştım "ooo bakıyorum  uyayan güzel uyanmış dinlendin mi bari? "evet dinlendim de diğerleri nerede?"omuz silkip mutfakta yemek yarışındalar "sorgular bir şekilde ona bakınca "evin gözdesine ki benden sonra ki gözdesine kendilerini beğendirme çabasındalar benim böyle bir ihtiyacım yok tabi "ona gözlerimi devirip mutfağa ilerledim biri isyan ediyordu ve Alev ise onu uyarıyordu mutfağa girer girmez Alev beni gördü "heyy uyanmışşın bak sana yemek yapıyoruz bizde  "ona yardım etmek için ben ne yapacağım demeye kalmadan "sen içeri geç  ilk gün mutfakta yemek yapmak benim işim sonrasına bakarız  inan bu koca ayıları doyurmak güç "dedi gülerek ardından Rüzgar ve bay soğuğa baktım salata yapıyorlardı ve Alev'in onları burada zorla tuttuğuna adım gibi emindim onlara gülümserken Rüzgar'ın yalvaran bakışlarına kahkaha atıp elinden bıçağı aldım Alev bana ters ters bakınca umursamayıp ikisine çıkın dedim ve kaçarak çıktılar bu halleri bana daha da komik geldi ve kahkaha attım "söylesene Alev onları nasıl ikna ettin kocaman adamlar sonuçta"sinsice gülüp sonuçta ben bir kadınım ve ikna konusunda oldukça iyiyimdir sürekli bana az konuş diyorlar bende onlara bu akşam az konuşacağım eğer salata yaparsanız ve masayı hazırlarsanız dedim önce sevinip işe koyuldular sonrası ise benim konuşmamla sustular sonrasını zaten biliyorsun "dedi gülerken "büyükannem nerede hala odasında mı?"başını evet anlamında sallayıp "biraz yorgunmuş bana sadece kahvaltıda görüşürüz torunuma iyi bakın dedi  bende bu kadar biliyorum yolda yorulmuş olmalı bu aralar halsiz " dedi ona üzgün bir şekilde bakınca "meraklanacak bir şey yok büyükannen gayet iyi durumda onun yaşıtlarının çocukları bile mezarda ayoll" söylediğine ufak bir kahkaha attım . 

   Herkes sofraya oturunca yemeğe koyulduk Alev gerçekten döktürmüştü sarma ,çorba vs. bayağı karnım doymuştu yemekten sonra Alevle ortalığı toparladık bu evde yardımcı neden yoktu ki kocaman evi tek başına mı temizliyordu Alev öyle olmadığını anlamam kısa sürdü çünkü zil çalmasıyla beraber beş on kadın evin her yerine dağıldı Alev yanıma gelip haftada sadece bugün eve gelirler iki saatte bütün evi temizlerler bu saatte mi dersen evet çünkü onlar hep beraber evde olmadığımız zamanlar yani gündüz eve gelmeleri yasak çünkü onlar insan ve gündüzleri hep daha fazla aç oluruz ama sende bunu ilerleyen zamanlarda öğrenirsin hadi gel filmi çoktan seçmişlerdir mısır patlatalım " kolumdan  çekip mutfağa götürdü "bugün film günü her hafta mısır patlatır film izleriz "ben tabakları hazırladım Alev'de mısır  patlattı sonra tabakları alıp yan eve geçtik erkekler film seçmişler koltukta oturuyorlardı aklıma Aras'la geçirdiğim muhteşem gün geldi onu kafamdan attım  pisliğin teki yüzünden kendimi daha fazla üzmeyecektim mısırları sehpaya koyup koltuğa çöktüm diğerleri bir şeyler konuşuyordu ama onları duymazdan geliyordum yine olmuştu işte yine aklıma girmişti tekrar o kehribar rengi gözleri gördüğümde kafamı dağıtmak için en olası kişiye sataştım yanıma oturmak üzere olan Güney' bağırıp orası dolu görmüyormusun?"bana garip bir şekilde bakıp "asıl sen görmüyormusun boş"kafamı iki yana sallayıp "orada senin egon oturuyor yer kalmadı sen yerde otur "bana ağzımı yamışlayıp dalga geçip sözlerimi tekrarladı ve dibime girip oturdu kulağıma eğilip "baştan söyleseydin korktuğunu ve elimi tutmak istediğini sana izin verebilirdim belki ama yine de elimi tutmak istiyorsan buyur "elini kaldırınca ona göz devirip dev ekrana baktım ve film başladı ilk sahnede kadın ormanda nefes nefese  koşuyordu her tarafı kan içindeydi bir ağacın arkasında soluklanırken tam o sırada kafasına inen baltayla aniden  yere yığıldı ve ben çığlığı bastım o sırada içimden tekrarlıyordum gerçek değil ki bunlar hem bu sahne çekilirken insanlar gülüyor olabilirdi Alev "sakin ol Mahi "o sırada elimi tutan ve başımı göğsüne yaslayan Güney'e baktım  baş belasısın ama iyi kızsın sana komik anılarımdan ve kızlardan bahsedeyim bu filmi zaten izlemiştim "dedi kulağıma gözlerimi yumdum "teşekkür ederim "aslında izlemek istemiyorum diyip çıkabilirdim ama daha beraber izlediğimiz ilk filmde oyunbozanlık yapan mızıkçı çocuk olmak istememiştim o yüzden de başım Güney'in göğsünde kulağım onda  komik anılarını kızlara yaptıklarını dinliyor gülümsüyordum bu insanları özellikle de Alev ile Güney'i sevmiştim umarım onlar da beni severler önümüzde koca bir hayat var.

  Film boyunca kıkırdayıp Güney'i dinledim aslında çok egolu olsa da iyi birisiydi yan eve geçtiğimizde kadınlar bizim çıktığımız eve girdiler banyolar , spor salonu ve film odasındaydı sıra yanımızdan geçen uzun boylu kahverengi saçlı siyah gözlü kadın bana dik dik baktı neden öyle bakmıştı ki anlam veremsem de umursamadım beraber salonda oturup sohbet ederken işleri bitmiş olmalı ki  hepsi kapını yanına geldiler gözüm o kadında taılı kalmıştı sürekli bir şeyler arar gibi etrafa bakıyor inceliyordu gözleri bizi buldu bir süre bize baktı Alev yanlarına gidip para verdi kadına kadın diğerlerini dışarı gönderdi bende Alev'in yanına gittim karşımda bana bir Alev'e baktı bu kadında bir şey vardı şüphelenmiştim ardından çantasını açtı ve parayı cüzdana koyarken gündüz çıkardığım tişörtümün kadının çantasında poşetin içinde olduğunu fark ettim hemen çantaya uzandım beni engellemeye çalıştı içinden poşeti çıkarıp tişörtü içinden çıkardım banyoya kire attığım tişörttü bu kadın benim  tişötümü niye almıştı ve ne yapacaktı elimden asıldı poşeti elime dokununca bir şeyler gördüm bu kadın kurttu onlardan dı elini iyice tuttum beynimde bugün yaşadığı her şey bir film şeridi gibi geçti-- uyandığı bazı adamlarla konuştuğu temizlik yaptığı büyükanenemin odasına girip -- elini aniden bırakıp "onu hiçbir yere göndermeyin herkes ayaklanmıştı ben deli gibi koşturarak büyükannemin odasına gittim kapıyı aniden açıp içeri baktım yatakta yatıyordu hemen yanına gittim ve gözlerini açtı ne zaman tuttuğumu bilmediğim nefesimi bıraktım bana şaşkınlıkla bakıp neler oluyor ona bir çırpıda her şeyi anlattım ve beraber aşağıya indik diğerleri kadını  sandalyeye bağlamış ve bir ot tutuyorlardı burnuna kadın çığlık çığlığa bağırıyordu kesinlikle bir kurttu   ve evimize kadar gelmişti onun farkına varamamıştık büyükannem böyle bir şeyin nasıl olduğunun şaşkınlığını bize yansıtıyordu evi titretecek derecede bağırdı "bu ne cürett" kadın yerinde huzursuzca kıpırdandı "büyükannem diğerlerine bakıp siz bunu nasıl fark etmezsiniz "herkes kafasını önüne eğdi büyükannemin elini tutum sinirden titriyordu bende titriyordum ama korkudan ona bir şey oldu hayatımdaki tek kalan ailem olan büyükannemi kaybettim sanmıştım ve hala daha titriyordum kadına dikkatli bakınca ceplerinde bir şeyler olduğunu fark ettim ve yanına gidip cebine attım elini kıpırdanmaya başladı bay soğuk buz gibi bir sesle bağırdı "kıpırdamayı kes "kadın aniden durdu cebinden  içi dolu küçücük bir şişe ve bir kaç ot tutamı çıkardım büyükannem  onun sayesinde fark edememişşiniz demek  dedi ardında Rüzgar'ın elinden otu aldı kadının boynunda tuttu damarlar belirginleşince kadın bağırmaya başladı bu ot ona zarar veriyordu büyükannem ona otla oldukça zarar verse de kadın ne için geldiğini bir türlü anlatmıyor benim tişörtümü neden aldığını ise beğendim aldım diye saçma bir yalan atıyordu bu büyükannemi daha da sinirlendirdi ve anlşatın bu olay nasıl oldu dedi ve Alev  anlattı ardından "m-Mahi kadının elini tutunca bir şeyler gördü ve sana o yüzden haber verdi "diyince büyükannem bana telaşla baktı ve donalkaldı onu sakinleştirmek için "nasıl oldu bilmiyorum ben tişörtü alırken oldu bir anda "büyükannemse "bu bu olanaksız imkansız bir şey diye sayıklıyordu "on dakika boyunca öylece durdu ve hep aynı şeyi söyledi  onu koltuğa oturttuk bende yanına oturdum diğerleri kadının yanında  dikiliyorlardı "büyükanne ne oldu iyi misin ?" beni elimden tuttu gözlerime garip bir şekilde baktı "bu imkansız daha önce hiç kimse böyle bir şey duymadı görmedi ben de öyle ama bu gördüklerim beni çok şaşırttı Mahi "neler diyordu anlamıyordum ama bir şeyden şüphelenmeye başlamıştım eğer şüphem doğruysa bundan sonra ne olacaktı ne?  başım dönmeye başladı .

  En sonda duyduğum o kadının GELİYORLAR demesiydi ve etraf karardı...

Evet sevgili okurlar nasıl gidiyor kitabım başlarken bu kadar geniş bir şekilde yazabileceğim aklıma gelmedi öyle bir anda esmişti ve yazmaya başlamıştım şimdi 14 bölüm oldu ben yazmaktan oldukça keyif aldım ilk defa böyle bir işe kalkışıyorum umarım sonu hayırlı olur sizler memnun kalırsınız çünkü bu benim için oldukça önemli başlarda sadece eğlenmek için yazdığım kitap şimdi hayatımda önemli bir yere sahip seviliyorsunuz ... <3<3

O GeceHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin