Walsha Akademisi: Gölge İblisi

Bir Aynayı Yaktım (Böyle birşey mümkün mü?)

"Herkese merhaba, benim adım Kora Flushkin (Kora Flaşkin) sizin büyü sanatları öğretmeniniz olacağım." dedi 1.70 boylarında uzun sarı saçlı bir adam kürsüye doğru yürürken.

Büyü sanatları dersliği orta boylu bir amfitiyatro gibiydi. Ardı ardına sıralanmış koltuklar her sırada bir kat yükseliyordu. Bu sayede herkes kürsüde neler olduğunu görebiliyordu. Ne olur ne olmaz diye en ön sıralardan birine oturmuştum çünkü dersi çok merak ediyordum. Bu Walsha Akademisinde gördüğüm ikinci dersti. İlk dersim matematikti. Matematiği sevmeme rağmen hocanın anlattığı matematik orta son seviyesindeydi. Zaten adım gibi bildiğim için çok sıkılmıştım. Ama büyü farklıydı. Bu zamana kadar büyü bana deli saçması, yolcuların sürekli anlattığı yaratıklar ve iblisler ise sadece masaldan ibaret gibi görünmüştü. İşte bu yüzden yeni birşeyler öğreneceğim diye çok heyecanlıydım.

Hocamız kürsüye çıktı ve tam ortasında durdu.

"Öncelikle şunu söylemeliyim ki bu ders büyü gücü olanlar içindir. Büyü gücünüz yoksa büyü tekniklerini öğrenmeniz hiç bir işinize yaramaz." dedi kürsüde volta atarak.

Gözlerini öğrencilerin üzerinde gezdirdi. Herkese bakıyor ama bazılarına daha uzun süre bakıyordu. Bana baktığında içimde bir huzursuzluk hissettim. Sanki çıplak mışım da vücudumu inceliyormuş gibi rahatsız olmuştum. Kalp atışlarım hızlandı ve nefesimi tuttum. Birkaç saniye göz göze baktıktan sonra başka bir birine döndü. Derin bir nefes aldım ve çılgınlarca atan kalbimi sakinleştirmek için elimi göğsüme koydum.

Huzursuz kıpırdanmalara bakarak bu bakışların mağdurunun sadece ben olmadığımı anladım. Sanki içimize bakıyordu. Sanki sınıftakilerin büyü gücü olup olmadığına bakıyordu. Tabi böyle birşey mümkünse. Ardından;

"Bu yüzden hepinizin büyü gücü olup olmadığını ve hangi büyü alanında daha güçlü olduğunuzu gösterecek bu aynayı getirdim. Bu ayna sayesinde en güçlü olduğunuz alanı öğrenip ona yönelebilirsiniz." dedi ve açıklamaya devam etti.

"Tüm büyüler 3 başlık altında toplanır. Bunlar;

1) Değişim Büyüleri,

2) Hareket büyüleri,

3) Yaratma Büyüleri,

"Tabi bu başlıklar kendi içlerinde birsürü alt başlığa ayrılıyor ama şimdilik bu kadarını bilmeniz yeterli. Büyüler amaçlarına göre sınıflandırılır. Amacınız bir yerden bir yere gitmek mi. Bunu yapabileceğiniz sayısız yol var ve tüm bu yollar hareket büyüsü altında toplanır."

"Bir maddeyi herhangi bir şekilde yapısını, görüntüsünü veya özelliklerini değiştirmeyi planlıyorsunuz bu bir değiştirme büyüsüdür."

"Veya kısaca bir madde yaratmak istiyorsanız, işte adı üstünde yaratma büyüsü. Anladınız siz onu." Volta atmayı kesti ve eliyle arka tarafına doğru gel hareketi yaptı. Kürsünün arkalarından bir ayna uçarak geldi ve sahnenin ortasına kondu.

"Şimdi sırayla kürsüye geleceksiniz ve hangi alanlarda daha iyi olduğunuzu göreceğiz." demesiyle birlikte herkes heyecanla kürsüye doğru itişe kakışa koşturmaya başladı.

Kora hoca öğrencileri sakinleştirmeye çalışırken bende onların arasından geçip kürsüye ulaşmaya çalışıyordum. O sırada gözüme birşey takıldı. Aynadaki yansıma dalgalanmaya başlamıştı. Ayna tavanı gösterecek şekilde eğimli konulmuştu ama tavanın yansıması değildi artık o görüntü. Başka bir yere benziyordu. Korkunç bir yere, karanlık bir mağara gibi bir yere. Görüntü titredi ve yansımada bir silüet oluşmaya başladı. Aynanın üzerine gölgelerin yansıması düşüyordu. Evet gölge yansıması. Çok saçma geliyordu ancak tek açıklama bu gibi görünüyordu. İnsan şekline benzeyen karanlık öbekleri ışığın parladığı yerde duruyordu. Üstüne ışık vuruyordu ama ışığı emiyor gibiydi.