Sabah her zaman ki gibi mutsuz uyandım. Neden mi çünkü hayat çok uzun ve ben bu uzun hayatta büyü gücüm olmadan yaşayacağım. Gücü olan insanları gördükçe nesillerce büyü gücü olmayan ailemin kötü ölümü geliyor aklıma. Artık alışmıştım içimde biriktiriyordum ve patlayacağım günü bekliyordum. Kalktım ve duşumu aldım çıkıp kurulandım ve üstümü giyindim. Sonra aklıma geldi bugün okulun son günüydü o yüzden günlük kıyafetlerle gidebilirim. Hemen dediğimi yaptım ve evden çıktım. Okula vardığımda sınıfıma çıktım pek arkadaşım yok bu sene nasıl bu kadar hızlı geçti anlamadım. Sıkıcı konuşmaların ardından okul bitmişti ama daha gitmiyordu lise 1 dekiler çünkü onlara güçlerini aktaracakları aletler verilecek. Benim gibi önemsiz kişilere de büyü gücümüzün olmasını sağlayacak aletler kısacası bu aletler olmadan işe yaramazın tekiyim. Herkese aletleri verilince sıra bana geldi hoca "Ayaz gel bakalım buraya." dedi bende gittim sonra sordu "Kategorin nedir ?" diye sordu. Kategori dediği büyü gücüm var mı yok mu diye soruyor. Ben cevap veremeden okulun serserileri "Yeteneksiz." diye bağırdı. Ben bir şey demedim sinirimi yatıştırmak için sıkıca gözlerimi kapadım. Hoca beni alet seçmem için bir odaya getirdi. Ama aletlerin hiç biri bana göre değildi. Sonra raflarda bir yüzük gördüm adeta bana gel diyordu bende onu seçtim sonra deneme odasına götürdü beni hoca gücüm gelmiş mi diye . Hoca "Elinde silah olduğunu hayal et ve yüzük olan elini silah şekline getir. Sonrada ateş eder gibi yap." dedi ben de yaptım tabi bir şey olmadı sonra hoca şaşkınca bana baktı ve sırayla bütün her şeyi denetti ama hiç bir şey olmadı. "Çok ilginç neden olmuyor. Gücü olanların aletlerini deneyelim bir de." dedi bende şaşkınca onu takip ettim. Raflarda parlak bir taş vardı mavi renkliydi hocaya onu göstererek sordum "Hocam o taş bu aletlere dahil mi?" "Evet ama o taş çok eski yıllardan kalma ve efsaneye göre sahibini kendisi seçermiş." "Deneyebilir miyim ?" "Tabii!" dedi. Taşı elime aldım ve bir şey olmasını bekledim ama olmadı "AH bıraksana asla gücüm olmayacak." dedim sinirle. Dediğim gibi kas katı kesildim kıpırdayamadım ama düşmüyordum da. Taş çok fazla parlıyordu kör edebilecek derecede. Uçuyordu ve bana doğru yaklaştı gözümün hizasında durdu ve ikiye bölündü sonra birden gözlerimle bir oldu yaklaşarak . Acı çok fazla acı vardı yere yatarak bağırmaya ve ağlamaya başladım hiç bu kadar acı hissetmemiştim her organınızın siz uyanıkken teker teker söküldüğünü hayal edin hayır o bile yetmezdi bu acıya öğretmen korkuyla etrafımda dolanırken acı kesildi gözlerimi açtım hoca donup kaldı. " Ayaz gözlerin mavi olmuş." "Ne? Nasıl yani ??" " Bildiğin tamamen mavi olmuş beyazlıklar bile her yeri mavi olmuş." "Aman Allah'ım buralarda hiç ayna filan var mı ?" "Evet var. Yan odada." dedi koşa koşa gittim oda arkamdan geliyordu ayak seslerini duyuyordum. Aynaya baktığımda gördüğüm manzarayla şok oldum.
Hoca "Ah Tanrım nasıl unuturum? Bu taşın adı Briphoenixin Gözleri. Ayaz sen şuan evrenin en güçlü büyücüsüsün." Bir anda havaya uçacak gibi oldum mutluluktan. Ben artık büyücüyüm hemde en güçlüsü.
Umarım beğenmişsinizdir . Şuana kadar hiç bir gücü olmayan ve kendinden umudunu kesmiş bir insanın bir anda evrenin en güçlü büyücüsü olması sizce de çok ilginç değil mi . Yorum ve Votelerinizi bekliyorummm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özel Okulum
FantasyBüyücülerin dünyasında gücü olmayan kişilerden biriydi Ayaz.Belki de o böyle biliyordu.