Katil Olmak , Kamp

223 19 3
                                    

   İşte beklediğim an "Pagída págou" diye bir kelime çıktı ağzımdan. Sonra gözlerim parlamaya başladı ve etraf soğuyup sisleniyordu sonra sağ ayağımı yere vurunca ayaklarımdan ve ellerimden yayılan soğukluk yere akın etmeye başladı ve deydiği yeri dondurarak Ateş'e doğru ilerlemeye başladı. Buzlar Ateş'e vardığında Ateş'in boynundan aşağısını buz kütlesi sardı. Bu olduktan sonra herkes beni alkışlamaya başladı Ateş ne kıpırdayabiliyordu ne de gücünü kullanabiliyordu.  

Ateş ve ben bir süre bakıştıktan sonra kılıcı vermek için adamın yanına gittim. Adamın yanına giderken kılıcın buz tuttuğunu fark ettim , önüme düşen bir miktar saçtan da saçlarımın beyazladığını. Kılıcı adama verdikten sonra tam arenadan çıkacaktım ki müdürün seslenişini duydum "Ayaz , nereye gidiyorsun? Tamam düelloyu sen kazandın ama büyünü geri alman lazım.". Dediği şeye tamam anlamında kafa salladım. Ne yapacağımı hiç bilmiyordum. Etrafa bakındım. Herkes benim bir şey yapmamı bekliyor. Stresten kalbim patlayacak gibi hissediyordum. Müdürün "Hadi Ayaz." demesiyle bir an kalbim durdu sandım. Kalbime çok güçlü bir ağrı girdi. Gözlerim parlamaya başladı. Ateş'in vücudunu saran buzlar ellerime doğru geri çekilirken aynı zamanda büyü formuna bürünüyordu. Ateş'in vücudu tamamen buzdan kurtulduğunda gözlerimin parlaması bitti. İkimiz arenadan çıkacakken sırtımda hissettiğim acıyla yere yığıldım. Müdürün bağırışlarını duyduğumda Ateş'in bana saldırdığını anladım "Ateş sen ne yaptığını sanıyorsun! Bu kurallara aykırı.". Ateş cevap vermedi.  Bu o kadar alçakçaydı ki vücudumun her hücresinde siniri hissedebiliyordum. Birden tekrar gözlerim parlamaya başlayınca acı yok oldu ve ben uçuyordum. Gerçek anlamda havada uçuyordum. Diğerlerinden aşağı yukarı iki metre yükseklikteydim. Birden ağzıma mavi bir duman girdi. Bu dumanın Briphienix'in ruhu olduğunu vücudumu tamamen ele geçirince anladım. Şuan da bir bedende iki ruhduk. Ama ben sadece izliyordum bütün kontrol Briphonix'in elindeydi. Başladım konuşmaya , daha doğrusu Briphoenix başladı konuşmaya. "Ey seni aciz ölümlü ruh. Nasıl olur da taşıyıcıma bunu yapabileceğini sanarsın. Yaşamayı haketmiyorsun alçak ruh.". Ateş önümde korkuyla titriyordu. Briphoenix vücudumdan çıkıp , ben yere yığılmadan önce hatırladığım son şey Ateş'in buza donüşmüş bedeniydi.

***

Soğuk odada yavaşça gözlerimi araladım. Hatırladığım şeyle yatakta korkuyla doğruldum. Ben Ateş'i öldürmüştüm. Birde okula geldiğim ilk gün Mert'e ben kimseyi öldürmem demiştim. Bunu nasıl yapabildim. Ne kadar hakettiğini düşünsemde bu benim bir katil olduğum gerçeğini değiştirmez. Yorgun bedenimi yavaşça yataktan kaldırıp camın yanına yürüdüm. Dışarı baktığımda kar yağıyordu. Hemde yazın ortasında. Camdaki yansımasından Cansu'nun odaya girdiğini gördüm. Yanıma gelip elini omzuma koydu. "Üzülme , senin suçun değil. Briphoenix vücudunu ele geçirmişti." dedi. Neden bunu hatırlamıyordum? Ona "Ateş'e ne oldu?" diye sordum. Cevap vermedi."Cansu Ateş'e ne oldu?" diye tekrar edince konuştu "O öldü Ayaz. Ama lütfen üzülme büyü konseyi bu konu hakkında düşünüyor." dedi. Derin bir "Of" çektim." Hadi gel seni odana götüreyim" deyince kafamla onayladım. Bana odama kadar eşlik etti. İçeri girdiğimde derin düşüncelerle koltukta oturan Mert birden ayağa fırladı "Ayaz iyi misin? Bir yerin acıyor mu? Yorgunsan yat. Karnın aç mı? Birkaç yiyecek almıştım.". "Sakin ol Mert. Ben iyiyim. Sevgilim olsa bana bu kadar ilgi göstermez yemin ederim."  "Oğlum o olanlardan sonra bizi çok meraklandırdın. Sen bayıldıktan sonra kar yağmaya başladı yanına geldiğimizde ise ellerin buz tutmuştu." dedi tek nefeste. "Lan bir sakin olsana."  "Ayaz sen ne yaptın öyle ya? Çok güçlü görünüyordun.". "Offf hiç bunları düşünecek halim yok ben uyuyacağım." dedim ve yatağıma yattım.

***

"Sen ne yaptın Briphoenix?!"  "Onun gibiler bunu hak eder Ayaz. Bir gün kötüleri öldürünce kendini suçluluk hissinden bu düşünceyle kurtaracaksın."   "Bu saçmalık."   "Korkma Ayaz. Bu tür durumlarda suçluları öldürdüğün sürece büyü konseyi ve dünya her daim senin yanında olacaktır."...

***

Bu sefer ki çok kısa sürmüştü. Gözlerimi açtığımda valiz hazırlayan Mert'i gördüm. "Günaydın Mert , ne yapıyorsun.". Kafasını bana çevirdi ve bağırmaya başladı "HAZIRLAN KANKA OKULCA KAMPA GIDIYORUZ!!"...

****************************

Arkadaşlar kusura bakmayın bölüm geç geldi. Bilgisayarımsa sıkıntı var da telefondan yazmak zorunda kalıyorum. Şimdi bir tanede diziye sardım onu izliyorum. Üşengeçlik işte kusura bakmayın. Umarım beğenmişsinizdir. Yorum ve votelerinizi bekliyorum(O 3 O). Sizce kampta neler olacak? Düşüncelerinizi yazmayı unutmayin

Özel OkulumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin