....
Üniversitedeki ilk günümdü.
Derslerden sonra bi şeyler içmek için kantine girdim.
Bi çay alıp masaya koyduğum anda bir kaç sersem masama çarptı.
Son anda kalkıp çayın üstüme dökülmesini engelledim.
Ben masayı temizlerken yanımda bir gölge gördüm.
Nazikçe elini uzatıp Merhaba ben Ender oturabilir miyim? dedi yüzü o kadar masumdu ki
reddemedim.Tabi otur . Bende elimi uzatıp Bende Eylül dedim.
Bizim çocukların kusurana bakma büyüyemediler hala. dedi gülerek.
Biraz bekler misin ? deyip masadan kalktı. Aradan iki dakika geçmeden elinde kahveler ile
geri döndü.
O gün uzun bir süre sohbet ettik.Daha sonra zaten hiç ayrılmadık zaten...
....
Eylül sen iyi misin? sorusuyla kendime geldim.
Hıh şey evet iyiyim pardon dinlemiyordum tekrar söyler misin ? gözlerimi kaçırdığımı
fark etmemiştir umarım.
Adım diyodum merak etmiyor musun ? etmek istemiyordum ama nasıl söylerdim...
Evet ediyorum .
Ersan dedi gülümseyerek.
Sessizce yürümeye devam ettik.
.....
Ender yapamadım yine giremedim içeri...
Uzanıp gözlerimi sildi.
Eylül bence bunu kendini hazır hissettiğinde yap.Böyle kendini zorlayarak bir yere
ulaşacağını sanmam. Onun yanımda kendimi öyle iyi hissediyordum ki...
Ellerimi beline doladım , başımı omzuna yasladım...
O da bana sarıldı.
Saçıma öptü. Kokusunu doya doya içime çektim.
Patika yoldan yürümeye devam ettik.
Bu senede olmamıştı, girememiştir o eve...
.....
Hep susacak mıyız böyle dedi dudağını ısırıp .
Bilmem deyip omuz silktim.
Yürümeye devam ettik.
Gittiğimiz yer çok şirindi.
Kahvaltının ardından yeniden eve doğru yürümeye başladık.
Sen dön istersen ev baya uzak. dedim yüzüne bakmadan.
Zaten o yüzden geliyorum uzak olduğu için dedi yarı şaka yarı ciddi bir şekilde.
Gerçekten yalnız kalmaya ihtiyacım var her şey için teşekkür ederim. cidden
gitmesini bekledim. Gözlerimi yere sabitleyip yüzüne bakmamaya çalışarak.
Peki dedi biraz kırgın bi şekilde ...
Hiç bi şey söylemeden yoluma devam ettim.
Kulaklığımı takıp rasgele bir şarkı seçtim.
Yalın- alışmak zorundayım...
Belki şarkıdan gözlerim doldu.
Kaç gündür düşünüyorum o kaza nasıl oldu diye ...
Ender'e nasıl olurda bu kadar dikkatsiz olur.
Keşke o gün bende yanında olsaydım...
Yoldan sahile indim.
Oturup deniz havasını içime çektim.
Yok olmazdı Ersan'a yapamazdım.
Aklımda hep o vardı.
Ender...
Gözlerimi silip oturduğum yerden kalktım.
Eve girip raftan en sevdiğim Can Yücel kitabını aldım.
Okumaya başladım.
Her satırda sözcükler daha bir yoruyordu.
Göz kapaklarım kapanmakta diriniyorlarken sonunda pes ettim ve kendimi uyukunun
kollarına bıraktım.
'Bir gün kaldığın yerden başlayacaksın.Biri seni bulacak , önce korkacaksın eski acılara
yakalanmaktan biraz ürkeceksin.
Ne kadar dirinsende nafile . İnsansın sonuçta , seveceksin...
Eski acılara bakıpta küsme sevdalara ....
Gâvura kızıp da oruç bozulmaz!
Sök at kafandan acabaları!
Bir kemik aynı yerden iki defa kırılmaz...'
....Can Yücel