#9.bölüm

76 3 0
                                    

Not: ben bütün bölümleri yalın - alışmak zorundayım 'ı dinleyerek yazdım. Hikayenin ana teması bundan kaynaklanıyor ama Eylül'ün ruh haline göre şarkılar seçmeye çalışıyorum.Henüz yorum gelmediği için Eylül , Ersan çiftini beğendiğinizi düşünüyorum.bu bölüm biraz kısa olabilir.İyi okumalar...

Hava alanının ne kadar büyük olduğunu keşfetmek güzeldi.

Hangi şehrin hava alanı bu demi?

Antalya 'nın hava alanı.

Burayı neden seçtiğimi daha sonra anlarsınız...

Oradaki taksilerden birine binip herhangi bi otele gitmek istedim.

Niyetim bir ay falan kalmak ama ne biliyim işte duruma göre bakıcam.

Otele ulaştıktan sonra valimizimi yerleştirip sahilde yürüyüşe çıktım.

Burayı seçtim çünkü denizi çok seviyorum.

Onu hatırlatıyor bana..

Onun gözleri gibi masmavi.

Ender'i çok özledim.

Hani bi insan hayatınızdan gidene kadar onun yaratacağı boşluğu anlamazsınız ya işte

öyle bi şey .

Onunla hiç konuşmadığım, kokusunu alamadığım , dizine yatamadığım tam 3,5 ay...

Ankara'ya gitsem acaba ailesine görünmeden mezarına gidebilir miyim?

Hiç düşünmeden - genelde yaptığım bi davranış.-  uçağa bilet aldım.

Daha yeni geldin bi dur demi yok söz konusu ben olunca bu mümkün değil.

....

Ankara'ya gelişimle beraber hüzünlü bir hava karşıladı beni.

Hiç kimseye haber vermeden doğruca Ender'in mezarına gittim.

Mezarın kenarındaki otları temizledim.

Zaman durmuş gibi oldu bir an .

Hiç gitmek istemedim buradan .

Sessizce Ender'e veda edip ayrıldım mezarlıktan.

Tepemize gittim.

Bıraktığımız gibi Ender, tek fark ben burdayım ama sen yoksun!

Gözlerim dolarken dişimi sıkıp ağlamamaya çalıştım.

Bak ağlamıyorum ! Bak bak ağlamıyorum EnderBen ağlamıyorum sözümü tuttum ama

sen , sen yalancısın Ender sözünü tutmadın! Hani hiç bırakmaycaktın beni !

...

Eylül bak şimdi bir anlaşma yapıcaz tamam ? Gözlerime öyle içten bakıyorduki...

Tamam .

Sen ağlamayacaksın bir daha bende hep senin yanında olucam anlaştık ?

Gözlerimi silip tüm gücümle yüzüne baktım Anlaştık.

...

Bacaklarım  bu yükü daha fazla taşıyamazken dizlerimin üstüne düştüm.

Ben sözümü tuttum Ender , sen niye tutmadın? Sen niye tutmadın...

Ağlarken ilk kez bu kadar kırgın hissettim.

Omzuma dokunan bir elle kendime geldim sayılır.

Sessizce gözlerimi sildim ve arkamı döndüm.

Allah'ım ne olur Murat amca olmasın ne olur...

Eee..Ersan sen sen...

Hiç bir şey demeden yanıma oturdu.

Özür dilerim diyebildi sadece.

Burası bu konuşma için uygun değildi.

Ender'le bizim yerimizde olmazdı.

Hızlıca kalkıp koşmaya başladım.

Herhangi bir yere değil hiçliğe koşuyordum.

Yok olmak istercesine ...

Yola atladığımı fark edene kadar o araba bana çoktan çarpmıştı...

alışmak zorundayım...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin