Bahardan
Evden nasıl hızla çıktım hatırlamıyorum bile. Nisa'nın söylediklerin doğruluğunu kabul etsem dahi artık çok geç. Dün gece epostama düşen mesajların peşinden gidecektim bugün. Dün olmuş ve bitmişti ama yarın olacaklar benim elimdeydi bu yüzden ögrenmeliydim. Gizemli eposta da kimden geldiği belli olmayan mesajlar vardı
"Bir ömür geçireceğin erkeği ne kadar tanıyorsun?"
Bir saat sonra" Tanımanı sağlayacağım! bir kişi daha benim gibi olmamalı."
Bir saat sonra "sen kimseye anlatmadığın sürece ben hayatta kalacağım."
Bir saat sonra
"Dışarıda ol ulaşacağım sana"
Saatlerdir yazmasını bekliyorum kafa bulacak kimse yoktu ve iş için kullandığım bu epostayı basvurularım icin kontrol ediyordum dun yatmadan once böyle bir bildirim alabileceğim aklimdan geçmemişti. Emrenin saplantılı kişiliği kafamda bir sürü soru oluşturmasına sebep olurken ogreneceklerim korkutuyordu. Emrenin sınırları hakkinda hicbir fikrim yoktu. Bir kafeye oturdum ve kahvemi yudumlarken aklım karman çorman olmaya başladı.bir anda garson onumdeki sandalyeyi kenara çekti ve tekerlekli sandalyedeki bayan güneş gözlüğünü çıkardı.
"Sağlam olmana sevindim"
"Neyden bahsediyorsunuz"
"Öncelikle ben düşmanın değilim hayatının benim gibi mahvolmasına izin vermeyeceğim mesajlarımı almışsın."
"Neyden bahsediyorsunuz, kimsiniz"
"Benim kim olduğumdan ziyade emrenin gercek yüzü daha önemli olmalı canı tehlikede olan sensin tabi buluştuğumuzu ögrenirse benimde hayatım tehlikede olur."
"Daha açık konuş!"
"emre eski sevgilim karşındaki halim onun eseri en net bu sekilde açıklayabilirim"
Bu kadar guzel, alımlı ve akıllı duran bir kadinin benimle dalga gecme ihtimali mi yoksa emrenin gercek yüzünü öğrenme ihtimalinin gerçekleşmesi mi karar veremiyordum.Nisadan
"Emreden korkuyor diyorum sana!"
"Korkan insan sevgili olmaz aşkım demez evlenmek istemez o yüzüğü takmaz nisa!"
"Yine sığ düşüncelerde boğuluyorsu. Korkması sebep olamaz mı baştan bende yeni bir başlangıç olduğunu düşünüyorum . Ama yaklaşık 1 ay önce evlilik tarihini ziya dedenin isteği ile yaza aldiklarindan beri paranoyaklaştı.hep komplo teorileri üretmeye başladı çalışmasını istemedi ev tutalım yaşayalım demeye nikahı yapalim düğünü yaza yaparız kimseye soylememize gerek yok demeye basladi taleplerini bahar reddettikce köpürdü sinir krizleri gecirdi ve baharin vicdanina oynadi durdu. Bahar son kavgalarinda tepkisini koymus ve son sansi oldugunu soylemis ama ne dese beğenirsin bir daha olursa kendini cezalandıracağından bahsetmis bu ne ya resmen psikolojik baskı uyguluyor."
"İt herif!" Ileri geri volta atmaya basladı
"Her seyi anlatmıyor bahar ama öğreneceğim"
" bende arastirayim psikologta tanistiklarini soyledin dimi şu herifle"
"Evet ama benim şimdi gitmem gerek, haberleşelim tamam mi"
"Tamam bir sey olursa ilk benim haberim olacak o heriften önce"
"Tamamdır" vedalaştıktan sonra atölyeye geçtim üniversiten bilgisayar mühendisi olaban arkadasimdan yardim istedim emreyi arastirmasi için sağolsun kabul etti 1 haftaya dogdugu hastaneye kadar her bilgiyi hazırlayacağını söyledi.
Atölyeye geçtiğimde lutfiye babaanne gelmişti Türk Kahvesini içerken
"Hoşgeldiniz lütfiye babaanne"
"Hoşbuldum guzel kızım"
Sarılırken
"Umarim cok bekletmemisimdir trafik berbattı."
"Hayır bende katologlarini inceliyordum erken gelen bendim."
Muhabbet ederken zaman hızla geçmişti
"Bence modellerde 80lerin renklerine az yer vermissin canli çılgın renkler günümüz kuşaklarınin dikkatini cekecektir, saat bayagi ilerledi seninle sohbet etmek konuşmak iyi geliyor "
"Aynı sekilde benimde sanki uzun suredir tanışıyor muşuz gibi hissediyorum"
"Aynen kızım iyi ki bizim kereta seni kapmış yoksa senin gibisini bulamazdı" bu cümleye ne diyeceğimi bilemedim tebessüm ettim mecburen. Aslinda oğuzun kalbinin sahibi olduğunu onu unutamayacagini düşünüyorum. Çünkü bitmemiş bir hikaye benim rolüm konuk oyuncu.
"Bana biraz oğuzun küçüklüğünden bahseder misiniz nasıl biriydi"
"Onu bir kelimeyle tanımlasam yaramaz evet tam bir yaramaz dedesiyle çok yakındı. Aralarındaki bağa beni bile sokmazlardı. Dedesinin paçasını tutar ve onunla tüm gün şirkette dolaşırdı.hafta sonları balık tutmaya giderlerdi. Okula başlayınca ise balık günleri ayrı onem kazandı hatta bir keresinde balık tutmaya hoşlandığı kızıda davet etmiş ama kız ona balıkları öldürmeye karşı olduğunu söylemiş ve kavga edip küsmüşler balıktan anlamayan kızı sevmem ben deyip dedesinin dizlerinde ağladığını hatırlıyorum dün gibi... o günden sonrada o kızın lafını hic anmadi" demek ki isteyince cesareti ve unutma gücü var,demek ki unutmak istemiyor,durum ve şartlar oluştugunda cesaretini de kullanacak peki ben bu sartlarin olusmasi sürecinde durumu idare ettirecek piyon görevindeyim.tabi ya anlasmamızı surekli gozume batiriyor. Lütfiye babaanne eski yaramazliklarini anlatirken vakit geçmişti. Gülüslerimiz anılarla birlikte devam ederken atölyeye bir anda oğuz girince ikimizde birkaç saniyeliğine donduk ve tekrar kahkaha atmaya başlayınca oğuz malak gibi bakmaya başladı.
Kendimizi toplayıp
"Hoşgeldin oğuz"
"Iyi insan lafın uzerine gelir seni çekiştiriyorduk kereta"
"Tüm ipligimi pazara dökmeye gelmişsin babaanne bakıyorum da." Sahte bir alınma takınıp dibime oturdu ve koluyla beni sarıp kolunun altına aldı. Bu kadar rahat olmamaliydı.ben kurtulmaya çalıştıkça dibime dibime geliyordu.
"Hayatım utanmana gerek yok babaannemden"
"HAYATIM ne utanmasi islerimizi var şuan onlar hakkında konuşuyoruz değil mi babaanne salıya yetişmesi lazım dikime geçmeliyiz o gün"
"Nisacım sakin ol en son spyleyeceklerimiz bitmiş oğuzun küçüklüğünden konuşmak istiyordun yani iş faslı bitmişti" ne denirdi ki bir taraftan torunu diger taraftan babaannesi kuşatmıştı.
Konuşmasına devam etti
"Şoför kapıda değil mi ben artık eve geçeyim bugun cok güzeldi artık sık sık tekrarlarız dikim asamasinda bir kac tuyoya ihtiyacin olacak kesimleri kolay olan parçalar degil haberin olsun"
"Bugün daha başlangıctı babaannecim yardımların benim için çok önemli...her sey için çok teşekkür ederim"
"Görüşürüz canim kızım sende eve geç kalma kereta"
"Tamam sultanim saat 12 olmadan evdeyim mazallah arabam balkabağına dönüşmesini istemem"
Diyerek sarılmış ve kapıya dogru ilerliyorduk hep birlikte
"Sen dalga geç bakalım babanneyle gorusecegiz eve gelince" sahte kizmasiyla birlikte oguz dayanamayip kahakaha attı ve babanneyi kaldırıp etrafinda döndürdü
"Birak beni oğuz kac yaşındayım basim döndü...dur dedim sana...öldürmeye mi niyetlisin beni!" Indirdi yere
"Sultanim kendine iyi bak akşam gece atıstirmalarinda mutfakta karsilasiriz nasılsa"
"Su heridin hakkindan bir sen geliceksin kizim eti senin kemiği benim hadi görüşürüz "
"Kendinize iyi bakın babaannecim" vedalastiktan sonra iceri girdik kolunun altina aldi beni ve cok normalmiş gibi ilerlemeye başladı. Kolundan kurtulup ilerlemeye basladim hızıma yetişen oğuz
"Nasıllar baharla can?"
"Iyi olacaklar şu işi çözünce"
"Ne işi? Can dun gece cok kötüydü delicesine pisman yaptıklarından ve bi o kadar da seviyor onu hatalarinin hepsi kafasındaki dusuncelerden baharı korumak olduğunu düşünüyorum." Surekli ilgili davranmak zorunda değildi. Dün geceki anlasmamizi hatırlatmasi aklima geldikçe bu sergiledigi tavır yapmacik gelmeye başlıyordu.
"Kimse yok ortalıkta oğuz!"
"Ne... ne demek istiyorsun?"
"Rahat ol anlaşmayı unutmadım ne zaman nasıl davramam gerektiğini bilirim. şimdi su hareketlerin tamamen yapmacık geliyor, babaannenle tüm gun ilgilendigim için mi bu ilgi alaka daha dune kadar ne bahari ne de canı tanidiyordun. Gelmis bana onların durumu hakkinda dertlendigini kafa patlattigini söylüyorsun! Ben şu seninle yaptigim anlaşma disinda hayatima hiç kimseyi zorla almam babaannenle gerçekten cok iyi anlasıyoruz kafa yapımız uyuyor sen istediginden degil yani!"
"Tüm bunları sen mi düşündün. Sen ne dediğinin farkında mısın ben öyle biri miyim aileme katlanabildigi ve anlasmaya uydugu sürece bende ilgilenirim diyebilecek çıkarcı herifin teki miyim? Şu anlaşmaya meraklı değilim tamam mı ben de seni zorladım diye mutlu muyum sanıyorsun!"
"Peki neyi bekliyorsun ayrildigimizi aciklamak icin? Zaten ailenin onune birini çıkardın meraklarini giderdin."
"...."
"Sana tek kelime dahi etmeden defolup terkeden ve coktan unutan birini hala bekliyorsun değil mi? O yüzden açıklamıyorsun. Ben bu arada beklemede kalan piyon gibiyim ama ise de yarıyorum dimi!"
"Nisa ben ne dersem yeterli gelmeyecek dimi seni tatmin etmeyecek. Sadece sen pragalısın zannediyorsun ama unutma benimde ayağım pragalı bunu görmezden gelip duruyorsun... Gerçekten geçirdigimiz vakitler boşaymış. Ne sen beni ne de ben seni tanıyamamışım!" Gozlerini benden uzaklastirirken ilerlemeye başladı arkasına dönüp ne halde beni biraktigindan habersiz bir sekilde
"kavga ortasinda kacmak sende alışkanlık haline geldi galiba!"
Onu durdurmak icin her kozu denemeliydim öfkem, kırgınlığım ve diger gormezden geldigim duygularım için ama o sadece duraksayıp döndü ve
''ke-keşke farklı bir zamanda farklı şekilde tanışsaydık ben kesin anında aşık olurdum sana''
Diyerek çıkıp gitti ve beni yeni kesfettigim kıskançlık duygusuyla başbaşa bıraktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dilhun(Düzenli bölüm geliyor)
Romance#Bazı şeyler, kötü sonlara rağmen yaşanacak kadar güzeldir. Yüzyıllardır oynanmasına rağmen, hiçbir seyirci sahneye fırlayıp, Romeo'nun zehirli iksiri içmesine engel olmamıştır. Sonunda geminin batacağı bilindiği halde, Titanic filmi defalarca izle...