bölüm:1

697 28 15
                                    

herkese selam bu muhafızlar serisinin ikinci kitabıdır, keyifle okuyun.....sibel....




Bir bedel ödenmesi gerekiyorsa al canımı sana verecek bu aciz bedenimden başka hiçbir şeyim yok...

Yalnızlığımın içindeki ses yine suskundu o sustukça benim sesim çoğalıyordu. O benden gittikçe ben ona daha çok yaklaşıyordum. 

''kalbin.'' dedi ses, benden aslında bana ait olmayan başkasına yıllar önce verdiğim bir şeyi istiyordu. 7

''tek bir kalbim var oda artık benim değil.'' en derinden attığım çığlıkları susturuyordu sessizliğim.

Aslında ne güzel bir hayatım vardı ta ki o kazaya kadar. Çocukluğum deniz, kum, güneş ve ormanlarda geçmişti. Akyaka benim güzeller güzeli memleketim. sonbaharı yaz gibi, kışı bahar gibi, baharı yaz gibi, ama yazıda yapış yapış nem olan memleketim. Zor günlerin başlamadan önce mükemmel bir çocukluk geçirmiştim. Ne zaman bir deniz yıldızı görsem dişlerimi sıkarım ağlamamak için. Denize aşık kaptan babanın onu aşkla sefere yollayan bir annenin ikinci kızıydım ben. Ablama annesinin istediği üzerine onun ismini vermiş babam. Zehra. Bana da annenizden sonra ki tek aşkım dediği deniz ismini vermiş.

Babaannemin ismi ne kadar Zehra olsa da ona hep çakır nene derlerdi adı gibi çakır gözleri vardı. Ablam on üç ben dokuz yaşındaydık çakır nenemin öldüğünde. O günden sonra babam ne zaman gözlerime baksa ağlamaklı olurdu çünkü tüm güzelliğimi annemden ve halamdan almış da olsam gözlerim babama annesini hatırlatacak kadar çakırdı. İlk, orta ve liseyi Akkaya da okudum babamı çok göremezdik büyük bir yük gemisinde yardımcı kaptandı. Canım annem babamın her ay farklı ülkelerden gönderdiği parayla bizi ve evimizi çekip çeviriyordu.

Güzeldi hayatımız gelgitlerimiz vardı ama çok büyük sorunlarla karşılaşmıyorduk hiç. Ailemizde herkes üstüne düşen görevleri biliyor ve hakkıyla yerine getiriyordu. Mutluyduk şimdi ki insanların zoraki yaptığı için değil içimizden geldiği gibi gülebiliyorduk.

O kara yıl hayatımızın dönüm noktası oldu. O köşeyi dönmüş noktayı koymuştuk ve artık geri dönüş yoktu. Hayatım aslında bilmediğim bir şekilde ilerlemeye başladı korku içimi kemirirken cesaret neymiş öğrenmeye başlamıştım. Babamın çalıştığı gemi korsanlar tarafından ele geçirilmiş tüm mürettebat öldürülmüş hatta gemi batırılmıştı. Babam artık o çok sevdiği denizinin koynunda yatacaktı cesedini bulamamışlardı ve başında ağlayacağımız bir mezarı bile yoktu. Babasızlığa alışıktık ama onu tamamen kaybetmek üzerimize düşen bir çığ gibiydi.

Annem kadar güçlü bir kadın olamadım hiçbir zaman onun kadar dirayetli olmadım. İçi kan ağlasa da acıdan kıvransa da asla bunu bize yansıtmamıştı. Sabah kalkıp gözlerine baktığımızda solgun kıpkırmızı olurdu, sabaha kadar ağladığını biliyorduk ama ona ağlama diyemiyorduk. Herkes zamanı gelince gidecekti ama bu gidiş biraz ani olmuştu. Boynumuz bükük kalmıştı onu çok görmezdik ve artık tamamen gitmişti ama manevi tarafını her zaman yanımızda hissedecektik.

Üç kadın yalnız başımıza yaşamaya mecburduk kendi ayaklarımız üzerinde durmalı tıpkı babam seferdeymiş gibi yaşamaya devam etmeliydik. Öylede olmuştu ama zaman geçiyor biz büyüyorduk. Babamdan kalan emekli maaşının yetmediğini anlayacak yaşa gelmiştik ablamla çalışmak istediğimizi söylediğimizde annem karşı çıktı ve etrafımızı çevreleyen otellerden birine temizlikçi olarak girdi. Babanız varken nasılsa şimdide öyle olacak herkes görevini yerini getirsin ben çalışacağım siz okuyacaksınız demişti annem.

Gönlümüz razı değildi onun böyle yıpranmasına ama bize söz söyletmiyordu. Kalabalık bir ailemiz yoktu babam iki kardeşti halam gülsüm Fethiye de evliydi annem tek çocuk olduğu için anneannemle dedem ölünce sarıldığı, acısını paylaştığı babamda yoktu artık. Zaman geçiyor biz büyürken annem yaşlanıyordu lise son sınıftaydım ablamın üniversitede okuması annemi maddi açıdan zorlarken birde beni dershaneye yazdırması tamamen aile bütçemizi alt üst etmişti. Annemi ikna edip okuldan mezun olduğum yıl ablamla çalışmaya başlamıştık.

SIR MUHAFIZIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin