Gözlerindeki bakışın anlamı bilmiyordum ama bana acımasını istemiyordum. Elini yine alnıma koydu. ''ateşim var hadi yatağına dön'' diye emretti önden ben arkamdan o uyandığım odaya gittik ortalık çok sessiz ama sıcaktı. Elinde tepsiyle güneş gibiydi gülümseyen yüzlü bir kadın girdi içeriye.
Tepsiyi önümüze koydu ve yine gülümseyerek sessizce gitti. Anlamamışçasına ekime baktım. O güldü ben hayallere daldım. Tepside nerdeyse yok yoktu. Ne tuhaftı ki kara denizin meşhur karalâhana dolmasını hiç tanımadığım bir evde hiç tanımadığım ama iyiliği yüzüne yansıyan bir kadının ellerinden yiyordum. Gözüm ve karnım doyunca kendimi biraz daha iyi hissetmiştim.
Kapı çalınca şaşırdım ''buyurun'' dedi ekim. çay tepsisiyle teyze yine geldi yüzündeki bu gülümsemenin nedenini çok merak ediyordum.
''lütfen gitmeyin oturun'' dedim kapının yanında kel kısa boylu göbekli bir adamda vardı kadın oturduğunda oda gelip yanına oturdu.
''adım deniz her şey için teşekkür ederim tüm yardımlarınız için evinizi açtığınız için'' dedim kadının gülümsemesi yerini düşüncelere bıraktı.
''yok kızım olur mu öyle şey kazayı duyduk çok üzüldük Allah yarımcınız olmuş bak sizi birbirinize bağışlamış'' dedi şaşkınlıktan ikimizin de ağzı açık kalmıştı. Ne anlamıştı ne yorumlamıştı bilmiyorum ama yanlış anladığı kesindi. Ona yanlış anladığını anlatacak dermanım yoktu ekimde sessiz kalınca o geceyi yine aynı odada ama bu kez uzak köşelerde geçirdik.
''onu buradan götüreceğim durumu iyi değil bir araba olmazsa traktör oda olmazsa kucağıma alıp yinede onu buradan götüreceğim'' ekim sesi çok endişeli geliyordu ağzımı oynatamıyordum içimden ona bağırsam da dudaklarımı oynatamıyordum parmağımı oynatacak halim yoktu neler oluyordu bilmiyordum burnuma gelen o yakıcı koku gittikçe artıyordu tanıdık geliyordu koku ah evet sirke kokusuydu bu ekimin dokunuşlarını hissedebiliyordum bazen alnımda bazen boynumda bazen de koltuğumun altında hissediyordum.
Benim yerimde o olsa bende aynı şeyi yapar mıyım? Diye düşündüm evet yapardım her kim olursa olsun yapardım bu sadece ekime özel bir durum değildi. Onunda benim gibi düşündüğünü biliyordum. Bilmediğim neden bu kadar güçsüz olduğumdu beni bu hale ne getirmişti ayağım hala acıyordu ama bu halsizlik acıdan daha beterdi. Sanki tüm kemiklerim kırılmışta sonra tekrar kaynamış gibi hissediyordum kemiklerimin içindeki iliklere kadar ağrı hissediyordum. Kaza geçir, ıslan, soğukta kal, cılız bir ateşte ısın, çamurlarla dalaş sonrada neden bu hale geldim diye düşün saçmalıyordum tabii ki şiddetli bir grip geçiyor olmalıydım. Zorluyordum kendimi ama yapamıyordum ekimin gergin olduğu sesine yansıyordu bir an elimi tuttu bende gözlerimi zorla araladım ve elini sıktım.
''iyileşeceksin deniz güven bana'' neden bu kadar abarttığını anlayamıyordum birkaç güne atlatacağım bir soğuk algınlığıydı.
Kaçıncı geceydi hatırlamıyorum ama yavaşça açtım gözlerimi uzun zamandır görmediğim ışık gözlerimi alıyordu zar zor görebildim elimin üzerinde uyuyan ekimi. Onu uyandırmak istemesem de tuvalete gitmem gerekiyordu yavaşça doğruldum yerimden dışarıya çıkmalıydım kaç gündür içerde kapalıydım bilmiyorum ama ciğerlerimin temiz havaya ihtiyacı vardı. köy evi olduğu için tuvalette dışarıdaydı üzerime kapı girişindeki askıdan bir ceket giydim ayaz geceye çıktım. Başımı kaldırıp yıldızlara ne kadar yakın olduğumuzu gördüm ve derin bir nefes aldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR MUHAFIZI
Fantasybir kaza neyi değiştirir, bilir misiniz? aslında her şeyi, hayatı gelmişi geçmişi tüm zamanı, bir kız, geleceğini kuracağı adama mı aşık olur yoksa geçmişindeki unuttuğu adama zaten aşık mıdır?