Kendimi atölyeye kapatıp yoğurduğum kile bazen elmas traşla bazen de elimle şekil verirken düşünmemeye özen gösterdim. Tamam hatırlamasam da bu benim hayatımdı her şeyi yoluna koymasını bilirdim.
Babam ölmeden önce, herkes bu hayatta ikinci bir şans elde eder ve o şans elbet kaderini belirler demişti. Hiç unutmadım bu sözü belki de bu yeni hayatım bana sunulan ikinci bir şanstı ve ben bunu en iyi derecede değerlendirmeliydim.
''daha kalacak mısınız deniz hanım'' diyen sese döndüğümde üniversitenin bayan güvenlik görevlisini gördüm.
''sabaha kadar buradayım biliyorsunuz ki'' dediğimde ikimizden farklı bir ses yankılandı atölyede.
''sergi var'' diyen ses donup kalmama yetti. Arkamı dönmeye korkuyordum.
''sen gidebilirsin ayşe '' dedikten sonra hala yerimden bir milim bile kıpırdayamadığımı fark ettim.
Ona karşı olan bu tepkilerim yada tepkisizliklerim beni ele veriyordu.
''geç oldu'' dediğinde bana doğru geldiğini hissedebiliyordum.... Korkuyordum....
''dediğiniz gibi sergi var'' dediğimde kendime şaşırmıştım vay be ne büyük bir gelişme her şeye rağmen onun karşısında konuşabiliyordum.
''neden deniz'' dediğinde anlamamıştım ne demek istediğini ellerimde ki kili temizleyip saatlerdir oturduğum tabureden kalktım. Ve ona baktım.
Tanrım. Bu adam neden bu kadar yakışıklı olmak zorundaydı ki.
Hem bir kötü çocuk hem bir aile babası havası vardı ve ikisi tam zıt şeyler olsa da o bu zıtlıkları aynı bünyede barındıran bence tek adamdı.
''ne, neden anlamadım'' dediğimde bana bir adım daha yaklaştı.
''evime neden girdin'' dediğinde işte şimdi sıçtın kızım dedim kendime.
Tamam sakin ol. Bunu nerden biliyordu. Benim olduğumu nasıl öğrenmişti. Evde güvenlik kamerası falan görmemiştim. Güvenlik görevlisi mi söylemişti acaba...
Tanrım şimdi ne diyecektim kendimi nasıl savunacaktım. Hayır, hayır kendimi savunamazdım hele ki böyle bir durumda.
''hocam anlamadım'' dedim zorla, tükürüğüm boğazımda geçmiyordu.
Söz ağzımdan çıktıktan sonra bana doğru bir adım daha attı. Gittikçe yaklaşıyordu ve ben hala geriye doğru tek adım atamıyordum.
''ne bulmayı bekliyordun''dediğinde bu kez ayaklarımı hareket ettirip o bana bir adım attığında geriye doğru bir adım attım.
''ya da kimi'' dediğinde kulağının arkasını kaşıdığında gözlerimi gözlerinden çekip yaptığı harekete odaklandım.
''tek bir hareket sana neyi hatırlatıyor deniz ya da kimi'' dediğinde benimle nasıl oyun oynadığına kanaat getirdim. Buna izin vermeyecektim. oyunu yönetenin o olmasına izin vermeyecektim. Ama içimden bir his ekim ve murat arasında ki o ince gerçeklik çizgisine çok yaklaştığımı söylüyordu. Ve ben bu kez içimdeki sesi dinleyecektim.
''hayalini kurduğum adamı'' demek istedim ama hayır diyemezdim bu kadarına cesaretim yoktu.
Hava limanında ''tekrar görüşeceğiz'' dediğinde attığı o bakışın aynısı şimdi yine karşımdaydı.
''evime neden girdin deniz'' dediğinde konuyu yine ustalıkla değiştirdiğini anladım.
''bu kez siz hayal kuruyorsunuz murat bey '' dediğimde yine bir adım daha attı.
![](https://img.wattpad.com/cover/130198123-288-k871136.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR MUHAFIZI
Fantasybir kaza neyi değiştirir, bilir misiniz? aslında her şeyi, hayatı gelmişi geçmişi tüm zamanı, bir kız, geleceğini kuracağı adama mı aşık olur yoksa geçmişindeki unuttuğu adama zaten aşık mıdır?