Düşünün...
rabbimin bize verdiği en büyük armağandır düşünebilmek. Bizler düşünebilen iki ayaklı hayvanlarız. Yaşıyorum nefes alıyorum düşünüyorum evet sağlam bir şekilde düşünüyorum ama olmuyor karşımda put gibi dikilen bana delirmiş kızgın gözlerle çatık kaşlarla bakan adam, kolumu sıkıca kavrayan kız homurtuları kulağıma gelen ama umurumda olmayan eren. Ne bicim bir oyunun içindeyim ben. ''hocam affedin biliyorsunuz zor günler geçiriyoruz'' dedi yanımdaki kız. Gözlerimi bile kırpmadan karşımdaki adama bakıyordum. Bir dakika hocam mı dedi o.
''hoca mı ne hocası be ekim o ekim'' dedim. Allah'ım ne oluyor bu millete herkes mi kafayı yedi.
''herkes sınıfa'' diye kükredi ekim ve hızla gözden kaybolup sınıfa girdi.
''tek kelime dahi etme sakın yürü'' diyen kızın boynunda ki kolye dikkatimi çekti. Seçil yazıyordu kolyede ama bu karşımda endişeyle bana bakan kızın adı olmayabilirdi.
Annesinin yada kız kardeşinin de adı olabilirdi ve ben bir pot daha kırmayacaktım. Aşağıdan yukarıya kadar dolu olan amfide bir yer bulmak zordu ve benim gözlerimi çantasından bir şeyler çıkaran adamdan almam daha zordu.
''deniz otur artık'' diyen kızın sesindeki bıkkınlık fark edilir cinsten olsa da pekte umurumda değildi. Zaten şu anda ne umurumdaydı ki ? tabi ki hiçbir şey.
Beş gün önce olanlar meğerse beş ay önce olmuş tanımadığım bir kızla beş aydır yaşıyor muşum tanımadığım ama her şey onunla sevgili olduğumu gösteren bir sevgilim var mış nerdeyse on günü beraber geçirdiğim, kazalar ölümler hastalıklar yağmurlar çamurlar geçirip sırtında nerdeyse üç kilometre kat ettiğim adam meğerse benim hocam mış. Mış mış mış ne kadar da dili geçmiş zaman kullansam da o zaman geçmedi benim için.
''deniz'' diye beni dürtükleyen kızı uyarmam gerekecekti eğer bir daha beni böyle dürtmeye cesaret ederse güzel bir fırça yiyecekti benden. Bir de ne o öyle gözlerini pörtletip Z harfini uzatıyorsun ne yani sen Z harfini uzatınca ben seni dineleyecek miyim?.
''cevap versene'' dedi pörtlettiği gözlerinin yanına sürekli hareket eden kaşları da eklenince çok sevimsiz olmuştu.
''neye'' dediğimde tüm sınıfında bana baktığını gördüm. İyi de neden?. Tüm sınıf da bana bakmaları da şuan için pekte umurumda değildi ama gözlerimi ona döndüğüm de oda bana bakıyordu. Beş gün öncesinde nasılsa yine aynı bakıyordu viski rengi gözleri.
''bize katılacak mısınız? Deniz hanım yoksa hayal dünyanızdan çıkmanızı bekleyelim mi?.'' Dediğinde gür sesi koca anfide kulağıma dolduğunda boğazımda ki türük bezlerimin bile kuruduğunu hissettim. Üzerimdeki bu etkisinden nefret ediyordum.
''neden bahsediyorsunuz siz'' dedim ekim yada murat her kimse işte o bana ve tüm amfiye sırtını dönmüş masasına ilerliyordu. Gözlerini deviren kız derin bir nefes alıp kapattığı gözlerini açtı bu kez bıkkınlığın yanına kızgınlıkta eklenmişti gözlerine.
''murat hocanın sana yapman için verdiği projeden bahsediyoruz yaklaşık on gün önce verdi ve bu gün teslim etmen gerekiyordu.'' On gün mü koskoca on günden bahsediyordu oysa ben daha dünü bile hatırlamıyordum ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SIR MUHAFIZI
Fantasybir kaza neyi değiştirir, bilir misiniz? aslında her şeyi, hayatı gelmişi geçmişi tüm zamanı, bir kız, geleceğini kuracağı adama mı aşık olur yoksa geçmişindeki unuttuğu adama zaten aşık mıdır?