MEDYA: BERKAY ATA
Öğle saatlerine doğru pastane iyice kalabalıklaşmıştı. Mutfak telaş içerisindeyken Serhat - kardeşim - mutfak kapısından kafasını uzatıp "Usta, bir waffle! Patatesli böreğimiz de az kaldı." diye seslenince şef malzemeleri çıkarıp hazırlamaya başladı. Onlar günlük yiyecekleri hazırlarken ben ve birkaç kişi de tatlı ve pasta türlerini hazırlıyorduk.
Elimdeki çileklerle pastayı süslemeye devam ederken Serhat, elinde benim çalan telefonumla koşturarak geldi." Abi, okuldan arıyorlar."
Merakla telefonu elime alıp açma tuşuna bastım ve telefonu omzuma koyup kulağıma dayadım.
" Buyrun Serpil Hocam."
Eldivenlerimi elimden sıyırıp tezgahın üzerine koyduktan sonra omzumdaki telefonu elime aldım ve Eren' e bir şey olma endişesiyle karşımdaki kişiden cevap bekledim.
" Merhaba Berkay Bey, Eren sınıftaki bir arkadaşıyla kavga etti. Sürekli ağlıyor ve ne olduğunu bize anlatmıyor. Rica etsem buraya kadar gelebilir misiniz?"
" Tabi Serpil Hanım, geliyorum hemen."
Telefonu kapatıp hızlıca mutfaktan çıktım. Serhat telaşlı halimi görünce yanıma gelip ne olduğunu sordu.
" Eren arkadaşıyla kavga etmiş. Ne olduğunu söylemeden sürekli ağlıyormuş. Ben bir gidip geleyim. Burası sana emanet."
Serhat olumlu temkinlerde bulunurken ben de arabanın anahtarını çekmeceden alıp pastaneden çıktım ve arabaya binip okula doğru yol aldım.
Eren uzun zamandır bir arkadaşıyla kavga etmiyordu. Yoksa yine aynı mevzulardan dolayı mı tartışma çıkmıştı? Öyle olmaması umudu içerisinde okula vardım. Arabadan inip koşturarak öğretmenler odasına gittim. İçeriye girdiğimde Eren bir sandalyede oturmuş, başını öne eğmiş ağlıyordu . Başında da Serpil öğretmen ve müdür yardımcısı vardı. Hızlı adımlarla oğlumun yanına doğru gittim ve önünde diz çökerek yüzüne baktım." Eren, oğlum iyi misin?"
Kıpkırmızı olmuş gözleriyle bana baktı. İç çekerek ağlaması hiç de hayrı alamet değildi.
Bir elimle elini tutup diğer elimle göz yaşlarını sildim." Babacığım, ne olduğunu anlatır mısın?"
Dudaklarını büzmüş bana masum masum bakarken boğazımda acı hissetmemle gözlerimin dolması bir oldu. Bakışlarımı ondan ayırdım ve masanın üzerindeki kağıt kalemi alıp eline verdim.
" Hadi oğlum sen ne olduğunu yaz buraya ben de öğretmeninle konuşayım tamam mı?"
Usulca başını sallamasıyla yanaklarından öptüm ve ayağa kalkıp öğretmenine baktım. Öğretmeni dışarı yönelince Eren'i kağıt kalemiyle yalnız bırakıp dışarı çıktık.
Bir gözüm Eren'de öğretmeni dinlemeye koyuldum.
" Resim dersinde etkinlik yapıyorduk. Ben bir öğrencimle ilgilenirken birden bir ses duydum. Eren'in başında üç beş kişinin toplandığını görünce yanlarına gittim. Yanlarına vardığımda Eren karşısındaki arkadaşını itti. O anda araya girdim. Eren'e neden böyle bir şey yaptığını sorduğumda ağlıyor olduğunu fark ettim. Hıçkırarak ağlıyordu. "
" Peki diğer öğrenciye sormadınız mı ? Neden tartışmışlar?"
"Sordum. Durduk yere tartışma çıkardığını söyledi. Ama Eren'in böyle bir şey yapacağını sanmıyorum. Hemde hiç durmadan ağlıyordu. Durduk yere neden ağlasın ki çocuk."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Oğlumun ANNESİ Olur Musun?#Wattys2019
قصص عامةNedir çaresizlik? İki şeritli bir yolda ilerlerken aniden önünüzü göremeyecek kadar yoğun, beyaz bir sisin içinde bulmaktır kendini. Geri dönmek isteyip dönememektir. Ağacın tepesinde bir dala tutunduğun anda kırılmasıyla ani bir hareketle bir diğer...