Jungkook karşısında Sun'u görünce derin nefes aldı ve gülümsedi. Uykulu gözleriyle çok tatlı gözüküyordu gözüne. Sun nefesi ile ellerini ısıtmaya çalışıyor bir yandan da Jungkook'un ne diyeceği hakkında teoriler üretmeye başlıyordu.
''Seni dinliyorum''
dediğinde Sun Jungkook sırıtarak aralarında milimi dahada yakınlaştırdı.
'' Neden üstüne kalın bir şeyler giymedin ki ?''
Sun Jungkook'un yanaklarını sıkıp gözlerini kocaman açarak baktı.
''Bu saate çağırdığına göre seni bekletmemeliyim diye düşünmüş olamaz mıyım?''
Jungkook üstündeki kabanı çıkarıp Sun'a giydirdiğinde saçlarını geriye doğru savurdu.
Sun'un boynuna doğru eğildiğinde Sun sesini çıkarmıyor hızlı atan kalbini susturmaya çalışıyordu. Jungkook elindeki kolyeyi Sun'un boynuna taktığında geri çekildi.
''Sana demek hiç hediye almıyorum ''
Sun konuşamıyor sadece öylece duruyordu. Jungkook kaşlarını çattığında pür dikkat Sun'a baktı.
''Yoksa beğenmedin mi?''
Sun gözleri gittikçe dolarken yutkundu.
'' B-en''
''Çok beğendim teşekkür ederim''
Jungkook yüzüne memnun olmuş ifade takındığında kollarını açtı , Sun kollarının arasına girmiş kafasını göğsüne yaslamıştı.
''Ölecek miyim?''
Dediğinde Sun Jungkook ortama kıkırdama bıraktı.
''Kollarımda ölmek hmm?''
''Kulağa hoş geliyor ''
Yağan kar onları bembeyaz yaparken Jungkook nefes verdi. Ve kendi duyabileceği şekilde konuştu.
'' Şuan zaman dursaydı''
'' Ve biz sonsuza dek böyle kalsaydık''
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
