𝓉𝓌𝑒𝓃𝓉𝓎 𝒻𝑜𝓊𝓇

19.1K 1.2K 241
                                    

*

Jungkook birkaç saatten sonra Sun'un binadan çıktığını görünce gülümsedi.

Sun'da Jungkook'a gülümsemiş  yanına koşarak gelip sırtına binmişti.

Jungkook kahkaha atmış dalga geçmeye başlamıştı.

''Kilo mı aldın sen?''

Sun Jungkook'un boynundaki ellerini daha da sıkılaştırmıştı.

''Ne duyamadım?''

Jungkook Sun'un ellerinden tutmuş son anda boğulmaktan kurtulmuştu.

''Zayıflamışsın''

Sun Jungkook'un sırtından indiğinde yüzüne baktı.

''Son birkaç gündür uyumuyor musun?''

Jungkook gülümseyip elini Sun'un saçına koydu.

''Neden?''

''Çünkü gözlerin apaçık bağırıyor uykusuzuz diye ''

Jungkook önden yürüdüğünde  Sun'da onun arkasından yürüyordu.

''Olabilir''

Sun bir anda kollarını Jungkook'un beline sardığında Jungkook durdu.

'' Neden uykusuz kalıyorsun bilmiyorum ama ''

''Benim için uyumayı dene''

Jungkook gülümsemiş Sun'un belindeki olan ellerini ellerinin arasına aldı.

''Senin için deneyeceğim''

*

Sun'un telefonu çaldığında Jungkook kimin olduğuna bakmaya çalıştı fakat başarısızdı.

Bir kaç süre Sun'un konuşmasını dinledikten sonra Sun Jungkook'un yüzüne baktı.

'' Jongin hastaymış''

''Yanına gitmem gerekiyor''

Jungkook bıkkınlıkla nefes verdiğinde elini montunun cebine attı. Bugün kolyeyi ona veremeyecekti anlaşılan.

''Tek başına mı gideceksin?''

Sun gülümseyerek konuştu.

''Gelmek ister misin?''

Jungkook gitmek istemese de onları her dakika yalnız bıraktığında içi içini yiyordu.

'' Tabi yakın arkadaşımı tek başına bırakmak istemem'' 

dediğinde Jungkook Sun'la beraber Jongin'in evine doğru yürümeye başladılar.

Bir kaç dakika yürüyüşten sonra gelmiş kapıya tıklatmışlardı.

Jongin kapıyı açtığında Jungkook'u görünce gülümseyen suratı düşmüştü.

Jungkook sırıtmış içeriye girmişti.

Sun içeri girer girmez mutfağa girdiğinde sıcak bir şeyler yapmayı denedi.

Fakat sonra hatırladı ki o hiçbir şey yapamıyordu.

Yavaş yavaş Jongin ve Jungkook'un oturduğu odaya geldiğinde Jungkook'un yanına oturdu.

'' Jongin ben bir şey yapamıyorum ''

Jongin gülümsemiş yapmaya gerek olmadığını söylemişti.

Daha sonra aralarında bir süre sessizlik olduğunda Jongin ayaklanmış odasına doğru ilerlemişti.

Sun'da onun arkasından gideceği sırada Jungkook bileklerinden tutup durdurmuştu.

''Ben onun işlerine bakarım ''

''Sen burada dinlen''

*

Jungkook yorgun bir günün ardından Jongin'in uyuduğuna emin olduktan sonra oturma odasına geçti. Jongin'in isteği gün boyunca bitmemişti gerçi bilerek yaptığını biliyordu.

Daha sonra koltukta uyuyan Sun'u gördüğünde gülümsedi.

Eline battaniye aldığında Sun'un üstüne örttükten sonra yere oturup yüzünü izlemeye koyuldu.

Aklına gelen kolyeyle ilerideki montunun cebinden kolyeyi çıkardı.

'' Bunu nasıl takacağım ki?''

Birkaç uğraştan sonra Sun'u uyandırmış içinden lanetler okumuştu.

''Jungkook ?''

''Efendim?''

''Napıyorsun?''

''İyiyim sen napıyorsun?''

Daha sonra aklına gelen fikirle gülümsemiş Sun'un kulağına doğru fısıldamıştı.

''Yarın gece sana mesaj attığımda kapının önünde ol ''


* Uzun bölüm istiyordunuz en uzun bölüm bu oldu sanırım saişfkasşifgkasşidfas*


Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.









best friend ➥jeon jungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin