4. Bölüm

244 7 8
                                    

 'Neredeydin Masal?'

 'Alışveriş yaptım baba. Zaten geç geleceğimi Elif'e söylemiştim.'

 Ters ters Elif'e bakıyordum. Söylemediyse zaten ona sinirliydim, şimdi mahvederdim. Bir şeyi de düzgün yapsa şaşırırdım zaten. Şu kadını evde istemeyen tek insan ben miydim? Gerçekten, nasıl sevip dayanabiliyorlardı şuna. Nereden geldiğini unutan bir hali vardı. Giyecek toplam 10 tshirtü bile yoktu geldiğinde. Şimdi kadın adeta benimle yarışmaya çalışıyordu. Boş uğraşlar işte.

 'Haberim var kızım, sadece bize de haber verebilirdin.'

 Of niye bu kadar uzatmıştı ki? Alt tarafı alışverişe gitmiştim. Onun tükenmez parasıyla. Bir kere bile ne kadar harcadın diye sormadı. İlgisini çekmek için sürekli alışveriş yapıyordum. Bir çorap alacaksam bile en pahalısından alıyordum. İndirimde olan mağazalara girmiyordum bile. Biraz paranın kıymetini anlamasını ve şükretmesini istiyordum. Ben kesinlikle para düşkünü bir insan değildim ama babam ve annem parasız kalsalar ölürlerdi sanırım. Abim de tıpkı benim gibiydi. Abimle bu konuyu konuştuğumda bana sadece susup harcamamı, sonuçta herkesten çok paramız olduğunu söylüyordu. 

 'Başka bir şey söylemeyeceksen ben odama çıkıyorum.'

 Hadi baba. Bu kadar harcama yapma de. Konuşmak istiyorum seninle. Bir kere olsun oturup karşılıklı konuşmak. Paradan aç konuyu ama devamını getirelim. Herkes gibi biz de beraber bir masada oturup yemek yiyelim. Gülelim. Kızalım birbirimize. Sana benim hep ihtiyacım var ama bir kere bile hissetmedim varlığını yanımda. 

 'Tamam.'

 Şaşırmış mıydım? Hayır. Yine boş ümitlerim, çabalarım vardı. Baban neden seninle konuşsun ki Masal? Sen kimsin ki...

 'Elif yukarıya gel.'

 Sinirimi bir yerlerden çıkartmam gerekiyordu. Elif buna uygun olan en iyi kişiydi. Merdivenleri çıkınca dünyada en sevdiğim yerime geldim. Odama... Bana huzur veren tek yere.

 Çok geçmeden kapı çaldı. Elif'le atışma saatlerine girmiş bulunuyorduk. Bana soru soran gözlerle bakıyordu. Unutacağımı falan mı sanıyordu?

 'Odama neden girdin?' 

 Yüzünde hiçbir şey anlamadım dermişçesine bir ifade vardı. Ben de bu kadar saftım zaten. Kiminle oyun oynamaya çalıştığını unutan bir insan duruyordu karşımda. 

 'Hayır efendim, siz bugün yokken hiç girmedim.'

 Geri zekalı. O kadar bağırdıktan sonra girse ölüsü çıkardı burdan. Şuan sadece aptal sevimli olma çabaları yüzünden bile onu öldürebilirdim. Kimse beni suçlayamazdı değil mi?

 'Daha önceleri düşün, odamda ne arıyordun?'

 'Hiçbir şey. Ben sadece temizlik yapıyordum. Bunun için maaş alıyorum. Üzgünüm ama girmemem gerektiğini unutmuşum.'

 Çok konuşup beni yoruyordu. Aldığın maaşı da çok hakediyordu sanki. Bu kadın beni çıldırtıyordu. Sadece dans etmek istiyordum. Elif ile tartışıp sinirlerimi bozmak değil.

 'Defol!'

 Kapıyı hızla kapatıp çıktı. Kendince haklıydı, belki ben abartıyordum. Belki gerçekten temizlik için gelmişti abimin yatağına girmek için her şeyi yapabilecek insan. Dans edip rahatlayacaktım. Evde bana huzur veren, yanında kendimi güvende hissettiğim insanı aramalıydım başlamadan önce.

 'Abi neredesin?'

 Abimi çok seviyordum. Asla ondan vazgeçmezdim. Her şeyim oydu benim. Annemi de seviyordum ama bir abim değildi. Yani kimse bir abim değildi. Olamazdı da. 

KARANLIĞIN OYUNUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin