KARANLIĞIN OYUNU

6. Bölüm

 Artık Batuhan ile ilgilenebilirdim. Duşumu almıştım. Şimdi yapmam gereken süslenmekti. Akşam olmuştu. Barlar sokağında onu bulacağımdan emindim. Batuhan da zengin çocuğuydu. Ucuz barlarda takılmayacağını biliyordum. Zaten daha önce de birkaç kere karşılaşmıştık aynı barda.

 Giyinmek için dolabımı açtım. Abartı bir şey giyip aşırı dikkat çekmek istemiyordum. Askıdan çok sevdiğim tulumu çıkarttım. Tulumum siyahtı. Üzerinde beyaz çiçekler vardı. Bu kıyafet kesinlikle işimi görürdü. Makyaja geçebilirdim. Siyah koyu bir göz makyajı yaptıktan sonra kırmızı rujumu sürdüm. Kırmızı ruju kendime yakıştırıyordum. Makyajım da bitmişti. Ayakkabı olarak da kahverengi platformlarımı giymiştim. Kahverengi ve altın süslemeli çantamı aldıktan sonra evden çıktım. Çıkarken Elif'in kıskanç dolu bakışlarıyla karşı karşıya kalmıştım.

 Umrumda mıydı? Tabiki de hayır.

 Telefonu çıkarıp taksinin numarasını tuşlamıştım bile. Taksi gelene kadar kulaklığımı çıkarıp sevdiğim şarkılardan birini açmıştım bile.

Barlar sokağına geldiğimde taksiden indim. Saçma sapan barlar vardı. Barın etrafından geçerken bile ucuz içki kokusunu alıyordum. Benim barım neredeydi? Belki de barın ismi beni kendine bu kadar çok çekiyordu. 'Karanlık' isminde duru, sade fakat son derece beni yansıtan bir bardı. En azından içerisi ucuz bira kokmuyordu. İçeriye girdiğimde çalışanlar bana selam verdi. Beni tanıyorlardı. "Merhaba Seren hanım. Yalnız mısınız arkadaşlarınız gelecek mi?" Burada çalışanları seviyordum. Öncelikleri her zaman ben oluyordum. Tabi bu ilginin ne kadar para miktarıyla doğru orantılı olduğundan emindim. "Yalnız geldim ama yalnız çıkmaya pek niyetim yok. Beni tanımıyormuşsunuz gibi yapar mısınız? Bence yaparsınız." Tabiki yapacaklardı. Devamlı müşterileriydim. Zengin bir müşteriyi kim kaçırmak isterdi ki? "Tabiki Seren hanım siz nasıl isterseniz."

 Gülümseyip yoluma devam ettim. İçerisi kalabalık değildi. Ortam gerçekten adı gibi karanlıktı. Müzik son derece slow çalıyordu şuanda. Çünkü saat daha erkendi. Ortama siyah rengi hakimdi. Tuvaletler hariç. Orası bembeyazdı. Sanki karanlıktan aydınlığa geçiş gibi. Çünkü çoğu sarhoşun gecesi burada sonlanıyordu. Kusarken...

 İçeriye göz gezdirdiğimde Batuhan'ı gördüm. Tam önündeki masaya oturmaya karar vermiştim. Sigarasını yakmıştı. Sigara içerken erkekler bence çok seksi olabiliyordu. Tabi konu Batuhan olunca seksilikten bahsetmek pek mümkün olmuyordu. Yanıma garson geldi. Bir bira söyledim. Kafamı kaldırdığımda Batuhan'ının yanına iki tane kız gelmişti. Batuhan'ının eli kızın bacağındaydı. Kızlardan birisi kızıldı. Boyu kısaydı. Diğeri ise esmerdi. Ben ikisinden de güzeldim. Batuhan'ı kendime çekmem gerekiyordu. Bunu yapabilirdim.

 O sırada biram geldi. Teşekkür edip biramı aldım. Arkamı dönüp baktığımda Batuhan'la göz göze geldik. Derin baktı. Onu görünce etkilenen o gerizekalı kızların taklidini yaptım. Bunu becerebilirdim. Becermiştim hatta bariz ortadaydı. Yanındaki kızlar bana tip tip bakmaya başlamışlardı. Birbirlerini kıskanmayıp beni kıskanmaları tuhaftı. Komikti. Biraz da mide bulandırıcıydı. 

 Biramı içerken aynı zamanda Batuhan'a derin bakışlar atıyordum. Balık oltaya takılmak üzereydi. Şu gece bitmeli ve ben Dünya'yı aramalıydım.

 Yanıma bir garson geldi. Zaten tanıdıktı. Ama tembihlediğimden dolayı beni tanımamazlıktan geliyorlardı. Garson kulağıma doğru eğilip "Sizi arka masadan çağırıyorlar. Onlara katılmak isteyip istemeyeceğinizi soruyorlar." dedi.

 Tanrım ne kadar iğrenç bir çocuktu! İki kız yetmemiş üçüncüsünü arıyordu. Şerefsiz.

 Oyunumu oynamak zorundaydım ama biseksüelmiş gibi davranmak istemiyordum. İstemediğim bir şeyi kimse bana yaptıramazdı. Garsona bir şey söylemeden sadece arkamı dönüp Batuhan'a baktım. Göz kırptım. Ümitlenmemeliydi. Garsona dönüp "evet çok isteyeceğimi fakat yanındakilerden kurtulması gerektiğini söylerseniz sevinirim." Adamın suratına iğrelti bir gülücük yerleşti. Yapabileceğim bir şey yoktu. Dünya için değerdi.