"Hayatım çıkıyorum ben. Sen evde mi kalacaksın?"
Demir gidiyordu demek. Sonuçta herkesin işleri var. Okula gitmem gerekiyordu ama tüm gece uyuyamamıştım. Ayrıca biraz kızlarla takılmaya ihtiyacım vardı. Okul bekleyebilirdi sonuçta.
"Hayır aşkım evdeyim ben bugün."
"Canım okuldan aramamışlar mıydı?"
Nasıl da beni düşünüyordu. Umarım hep böyle düşünceli olmaya devam ederdi.
"Gece uyuyamadım bitanem. Biraz daha uyuyayım. Sonra kızları çağıracağım. Biraz dedikodunun kimseye zararı olmaz değil mi?"
Demir kapının önünden bana doğru yürümeye başladı.
"Sen gece niye uyuyamadın bakayım? Uyuyamadığında beni de uyandırırsan sana kızmam."
"Benim bitmek bilmeyen kabuslarım vardır. Bazen öyle korkunç olurlar ki geri uyuyamam. Sen de öyle güzel uyuyorsun ki uyandırmaya kıyamam."
Tam ağzını açıyordu ki telefonu çaldı. Telefonunu açtığında konuşmadan beni öpüp evden çıktı. Geç kalmıştı anlaşılan. Yalnız kalmıştım kocaman evde. Hemen yatağımıza geçtim telefonu elime aldım. Whatsappta kızlara ulaşmak için grup açtım. Onlara gelmelerini yazdığımda hepsi hemen geleceğini söyledi. Özlediklerini biliyordum ben de özlemiştim. Evin adresini de attım. Onların gelmesini beklerken üzerime rahat bir şeyler geçirdim. Daha sonra da bize kola almak için markete gittim. Eve geldiğimde Su gelmişti. Kapının önünde bekliyordu. Beni görünce hemen yanıma koştu.
"Seren çok özledim seni. Nerelerdesin? Ne ulaşabiliyoruz ne görebiliyoruz?""Ben de seni özledim canım benim. İşler karıştı biraz. Gel içeride konuşmaya devam edelim."
Kapıyı açtığımda içeriye girdik. Su hemen gözleriyle evi taradı. Annelik iç güdüsü en çok Su'da vardı. Nasıl bir yerde kaldığımı kısa sürede düşerek anlamıştı.
"En azından iyi bir yerde kalıyorsun. Anlat bakalım neler oluyor?"
Tam anlatmaya başlayacaktım ki zil çaldı. Azra ve Dünya da gelmişti. Hepsiyle yapılan özledim muhabbetinden sonra koltuklara yerleştik. Ailemle olanları detaylıca anlattıktan sonra Demir'e taşınmamı anlattım. Hikaye gibi dinliyorlardı. Daha sonra Dünya derin bir nefes alıp konuşmaya başladı.
"Serenciğim, her şeyi anladım. Kafama takılan tek şey ise Demir'le aranızda herhangi bir şey olup olmaması."
Nasıl bu kadar şeyin içerisinden sadece Demir'i tutup çekti ki?
"Sevgiliyiz. Yani gerçekten sevgilim var. Eğlenmelik olanlardan değil."
Hepsi kaşlarını kaldırmıştı. Alışık değillerdi tabiki bu duruma. Dünya konuşmaya devam etti.
"Ne zamandan beri? Nasıl oldu? Seren benim niye hiçbir şeyden haberim yok? Daha doğrusu bizim."
"Söylediğim gibi her şey çok ani gelişti. Ne olduğunu ben bile tam anlayamıyorum. Demir'i gerçekten seviyorum. Güvenim yüzde yüz olmasa da zamanla güveneceğime inanıyorum."
Azra söze atıldı.
"Peki Demir tamam. Elif tamam. Ailen tamam. Sen iyi misin? Demir'le ilgili her şey yolunda mı? Güvenmemen için bir şey mi yaptı?"
Onun bir şey yapmasına gerek yoktu ki. Ben hep tek başına kalmış, kimseye güvenmeyen bir insandım. Birden kendimi nasıl yüzde yüz bir erkeğe adayabilirdim ki?
"Ben iyiyim. Gerçekten Demir bana iyi geliyor. Güvenmemem için de hiçbir sebebim yok. Eski sevgilisiyle bir dialoğun ortasında kaldık ama orası ayrı."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN OYUNU
Teen FictionKaranlıkta mutlu olduğunu sanıyordu. Belki de güvendiği tek yer içindeki karanlıktı. Fark etmese de işler değişiyordu. Hayatı tamamen yok oluyorken sevdiklerini yine karanlığa bırakıp gidiyordu. Giderse bu oyunda yenilen taraf o olurdu. Ve tercih ha...