Gözlerimi açmaya çalışıyordum ama başaramıyordum. Yatağımda derin bir uyku çektikten sonra başıma gelirdi hep bu. Batuhan'la ilgili de bir rüya görmüştüm. Kalkıp okula gitmem gerekiyordu. Gözlerimi açtığımda yatağımda değildim. Bir saniye! Ben nasıl buradaydım? Neden ayak ucumda Batuhan yatıyordu...
Biraz düşününce gece olanları hatırladım. Kızların başı dertteydi. Batuhan'la başım dertteydi. Planımı gerçekleştirememiştim. Neden hiçbir şey yolunda gitmiyordu. Yolunda giden tek bir şey vardı, o da Batuhan'ın hala uyuyor olmasıydı. Bari Batuhan ile olan planlarımı gerçekleştirebilseydim. Hala bir şansım olabilirdi. Hemen onun için hazırladığım sütyeni göğsüne taktım. Çok derin uyuyordu. Biraz işime yarayacaktı. Başına da sarı peruğu geçirmiştim. Yüzüne de biraz makyaj... Olmuştu. Uyanmasından çok korkuyordum. Ama bunu yapmak zorundaydım. Çantamdan çıkarttığım rujla göğsüne sonunda olmak istediğim kişi oldum yazmıştım. Bir fotoğraf tamam çektiğimde her şey hallolacaktı.
Fotoğrafını çekmek için telefonumu çantamdan çıkartmıştım. Poz ver bakalım tatlım. Ve tamam. Fotoğraf çekilmişti. Lanet olsun! Flashı nasıl açık unuturdum. Batuhan kımıldanmaya başlamıştı bile. O kadar hareket ettirdim, zaten uyanması an meselesiydi. Bir de bu patlayan flash. Çok zekisin Masal aferin sana. Hızlıca çantamı da alıp merdivenlerden indim. Tam kapıyı açıyordum ki Batuhan'ın Okyanus diye çemkirişini duydum. Hızlıca evden çıktım. Dışarıya çıkamazdı sonuçta. O halde hiçbir yere adım atamazdı. Bu yüzden normal adımlarla oradan uzaklaştım. Eve dönmeliydim. Taksi çağırdım. Takside giderken tüm rehberimdekilere o fotoğrafı gönderdim. Bunu hemen halletmeliydim çünkü asıl probleme odaklanabilmeliydim.
Taksiden indiğim an Kaan'ın numarasını tuşladım. Açmıyordu. İnatla aramaya devam ettim. Hayır hiçbir cevap yoktu. Okula gitmeliydim. Belki okulda bulabilirdim onu. Önce duş almam, üzerimdekileri değiştirmem, tekrar hazırlanmam gerekiyordu. Bunun için vaktim yoktu. Su'ya haber verirsem panik yapıp her şeyi batıracaktı. Tek çarem Arda'ydı. Arda'yı rehberimde ararken bulamadım. Kaslı yavrum diye kaydettiği daha sonra aklıma geldi. Şuanda bu isim için gülmenin ne yeri ne zamanıydı.
İlk çalışta açtı Arda telefonumu.
"Arda Kaan okulda mı? Su yanındaysa sakın bir şey çaktırma. Dünya ve Azra'yı aptalca oyunlarına alet etmişler. Sadece Kaan orada mı?" Sesimden endişemi anlaması kaçınılmaz bir gerçekti. Ondan tek istediğim Su'ya hiçbir şey çaktırmamasıydı.
Kaan bir kahkaha attı. "Ne komik bir kızsın ya en kısa sürede buluşup telafi etmeliyiz." Yani oradaydı. Su da yanındaydı. En azından ben okula gidene kadar Su'yu yanında tutması iyi olabilirdi.
"Kaan'a dikkat et. Su'yu yanından sakın ayırma. Onun da başına bir şey gelmesin. Lütfen Arda." Korkuyordum. Keşke kızlar yerine beni alsalardı. Hiçbiri çeneme dayanamaz beni bırakırdı.
"Tamam canım hadi öptüm görüşürüz. Sabırsızlıkla bekliyorum." Hiçbir şey demeden telefonu kapattım. Arda şuanda okulda olduğu için şanslıydım. Gerçekten şanslıydım. Acele etmeliydim.
***
Okuldaydım. Kaan ise tam karşısımda kendi sürüsünün içinde oturup gülüşüyordu. Gözüm Arda'yı ararken Su'nun yanıma geldiğini gördüm. Arda ise hemen arkasında Kaan'a tehditkar bakışlar savuruyordu. Adımlarımı hızlandırıp Su'ya aldırış etmeden Kaan'a doğru yürümeye başladım. Kaan beni fark etmemişti. Arkadaşları kaş göz işareti yapınca Kaan bana döndü. Suratında iğrenç bir gülümseyiş vardı. Sadece şu gülüşü için bile öldürülmesi gereken insanlar listeme girebilirdi.
Kaan'a iyice yaklaştığımda oturduğu yerden doğrulup yanıma gelmeye başladı. Herkesin içinde konuşulacak bir konu değildi. İlk defa yaptığı hareketi taktir edebilirdim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN OYUNU
Teen FictionKaranlıkta mutlu olduğunu sanıyordu. Belki de güvendiği tek yer içindeki karanlıktı. Fark etmese de işler değişiyordu. Hayatı tamamen yok oluyorken sevdiklerini yine karanlığa bırakıp gidiyordu. Giderse bu oyunda yenilen taraf o olurdu. Ve tercih ha...