Böyle bir şey olamazdı. Abim Elif'le beraber olamazdı. O kadar çok uyarmıştım.
Beni görünce ikisinin de gözleri açıldı. Abimden sadece tek gecelik gibisinden bir açıklama bekliyordum. Buna bile şükredebilirdim. Gerçekten sevme ihtimali olmadığını bilmem yeterdi.
"Masal ne işin var senin evde?"
Bu kesinlikle abimden beklediğim tarzda bir ses tonu değildi. Eskiden olsa direkt gelir sarılıp öperdi. Şimdi ise bir başkasını bulmuştu. Nasıl yapardı? Bunu bana nasıl yapabilirdi?
"Abi burada olan biteni açıklaman için beş dakikan var."
Tehdit edilmekten nefret ederdi. Biliyordum. Fakat ağzında gevelemesinden bir şey yokmuş gibi davranmasını da istemiyordum. Abimin gözlerinden resmen ateş fışkırıyordu. Elif'in bence o ateşte çok büyük faydası vardı. Kim bilir neler demişti hakkımda. Abim ağzını açtı kısa bir duraksadıktan sonra.
"Önce bir düzgün konuş bizimle. Bu ne düşmanlık. Sen kimi tehdit ettiğini sanıyorsun?"
Bu canımı yakmıştı işte. Abimin bana böyle davranmasını kaldıramazdım. O benim sahip olduğum en iyi şeydi belki de tek şey demeliyim. Yine de güçlü görünmek zorundaydım. Abimle atışmayı bırakarak Elif'e yöneldim.
"Elifciğim sana Kaan'ın selamı varmış."
Elif sözlerimi duyunca başını, gömüldüğü abimin omuzundan kaldırdı. Gözlerini kocaman açtı. Şaşırmış bir hali vardı. Abim ise soru soran bakışlarını bir Elif'e bir bana yöneltiyordu. Daha sonra abim kafasını salladı.
"Şu kendi aranızdakileri şimdi burada konuşursunuz. Ben de odama çıkıyorum."
Ne Elif'in ne de benim itiraz etmemize izin vermeden merdivenlere yöneldi. Elif abimin gittiğinden emin olduktan sonra gözlerini kocaman açıp yanıma iyice sokuldu.
"Bana bak Masal ya da Seren ne boksan, uzun zamandır sana katlanıyorum. Ama eğer bu ilişkiyi mahvedersen seni gebertirim."
"Baksana bana sen. Kimi tehdit ediyorsun lan sen? Evin hizmetçisi olduğunu söyleyeyim. Ne oldu abim yatağına girince daha mı çok para verdi?"
Ürkütücü davranıyordu. Her an benim üzerime atlayacakmış gibi duruyordu.
"Benimle düzgün konuş. Paraya ihtiyacım mı var sanıyorsun? Zenginlikte sizin kadar varız güzelim. Sana Kaan'ın bir oyunuydu bu. Beni arayıp durmamı istedi. Ama çok geç olmuştu. Ben abine aşık oldum."
Ölümü benim elimden olabilirdi gerçekten. Biliyordum. Bu kadının başımıza bela olacağını çok iyi biliyordum. Abimle oynayacaktı. Tamamen yalandı. Onu sevmiyordu. Sevemezdi. Abimi kimse benden daha çok sevemezdi.
"Elif kendine gel. Bu ailede yerin yok. Bunu anlamayacak kadar saf olamazsın. Düşünemeyecek kadar. Abime biraz daha yaklaşırsan olacaklardan..."
Birden bağırdı ve sözümü kesti. Aptal kendine tokat atıyordu. Saçını başını dağıttı. O sırada abim merdivenlerde göründü. Hızlıca yanımıza geldi. Yüzünde anlamadığını belli eden bir ifade vardı. Elif birden ağlayarak konuşmaya başladı.
"Kardeşin... Üzerime atladı. Ona sadece seni ne kadar çok sevdiğimi anlatıyordum. Ama o birden bana saldırdı. Çok küçük düşürücü bir davranıştı bu."
Abim bir adımıyla dibime girdi. Saçımdan tuttu. Elif'e böyle mi yaptın diye bağırarak saçımı çekmeye devam etti. Her ne kadar inkar etsem de inanmadı. Sonunda saçımı bıraktı.
"Masal derhal çık bu evden. Bir daha yüzünü bile görmek istemiyorum. Biraz saygı gösterebilirdin. Bundan sonra senin bir abin yok!"
Beni kolumdan sürükleyip kapı önüne koydu. Daha sonra sert bir şekilde kapıyı kapattı. Bundan sonra benim abim yok muydu?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIĞIN OYUNU
Teen FictionKaranlıkta mutlu olduğunu sanıyordu. Belki de güvendiği tek yer içindeki karanlıktı. Fark etmese de işler değişiyordu. Hayatı tamamen yok oluyorken sevdiklerini yine karanlığa bırakıp gidiyordu. Giderse bu oyunda yenilen taraf o olurdu. Ve tercih ha...