[Sezon finali dönüşü ilk bölüm. Öncelikle okuma oranından oldukça memnunum fakat kendimi geliştirebilmem için eleştirmekten kaçınmayın. İyi okumalar dilerim. ]
-Kevin
Jaxon birden bağırdı. ''Kim var orada?'' Sonra bir ses duyuldu. Ses mekanikti, değiştirmek için bir alet kullanılmıştı. ''Kurtarıcınıza merhaba deyin!'' diye bağıran bu ses kimdi ? İkimizde bu soruya odaklanmıştık. ''Kimsin sen?'' diye bağıran Jaxon'a cevap gelmemişti. Peki ya benim kurtarıcım kimdi? Büyük bir sessizlik hakimdi mekanda. Benimse ellerim tir tir titriyordu. Jaxon'la olan bakışmalarımız hızlandığında içimde bir heyecan patlaması yaşanıyordu adeta. Kendime dur diyemiyordum. Kollarımın kelepçelenmiş olması ise cabası. Etrafta Adriyen ve Belinda'nın olmamış olması ise birazda olsa sevindirici bir durum. Jaxon 'kimsin sen?' tarzı bağırışlarına devam ettiğinde aramıza katılan kişi yani kurtarıcı siyah puslu ortamdan iki adım ileriye bize doğru geldi. Arkasını yavaşça döndü. Elindeki ses aletini yere attı. Yüzünü görmekte zorluk çekiyordum. Yanıma gelmeye başladığında yüzü belirginleşmişti ve ... Bir an rüyadamıyım diye düşündüm. Ölmüş müydüm? Hayal mi görüyordum? Bu Jas-jas-jason!!! Jason, öldü. Yoksa,,, ama nasıl? Nasıl yaşar? Ölmüştü! Onu ben öldürdüm. Gözlerime inanamıyordum , karşımda canlı canlı duran Jason göz bebeklerime bakıyordu ve yarımağız gülümsüyordu. Jaxon'da bir acayip olmuştu. Ağzı açık kalmıştı abisini gördüğünde.
İkimizde şaşkınlığımızı gizleyemiyorduk. Benim yanıma doğru iki üç adım attı. Ceketinin kolunu sıvazladıktan sonra cebinden anahtar çıkarıp onunla kelepçemi açtı. Hiç konuşmuyordum. Adeta dilim tutulmuştu. Şaşkınca gözlerimi ondan alamıyordum. Canlıydı. Gözlerinin kahverengiliği bedenimle buluşmuştu, beni süzüyordu yine. Kelepçenin yaptığı morlukları ovaladıktan sonra yaslandığım demirden çektim kendimi. Jaxon , Jason'a döndü. Yüksek sesle konuşmaya başladı. Bunu şaşkınlığına veriyorum. ''Abi! Sen öldün ama ... Neredeydin bunca senedir? Lanet olası , senin intikamını almaya çalışıyordum bende aklım sıra. '' Jason gamzelerini ortaya çıkaracak derecede gülümsemişti. Gözlerimi irileştirip Jason'ın yüzüne dikkat kesildiğimde cevap vermesi , ya da konuşması gerektiğini anlayarak gözlerini ikimizin yüzleri arasında gezdirmişti. Şuan o kadar şaşkındım ki. Söyleyecek kelime bulamıyordum tek umudum dudakları arasından dökülecek tek kelimeydi. Acaba bize ne açıklama yapacaktı? Ölmediği hakkında... Aklıma şu soru da gelmedi değil peki mezardaki kim? O mezar boş mu? Yıllardır tüm içimdekileri döktüğüm mezar boş mu? Olamaz...
Kaşlarını hafif yukarı kaldırdı. Ben ise hala o tek sözcüğü bekliyordum. ''Size anlatmadığım ve anlatmayacağım şeyler var. Jax, kardeşim. Senden intikam almanı istemiyorum. Onun hayatını mahvetmene engel olmalıydım. Bu yüzden geri döndüm. '' dedi. Jaxon yüzünü buruşturup abisine baktı. ''Bu mu açıklaman abi?'' diye bağırdı. Jaxon'ın durması , onun üstüne gitmemesi için bileğimi koluna geçirerek durdurduğumda içinde öfkeyle biriktirdiği nefesini dışarıya kustu. Rahatladı. ''Beni korumak istiyordun madem , neden ölmediğini söylemedin? Neden ortaya çıkmadın ha söylesene? Ben senin mezarının başına gidip ağlarken... Senin yaşadığını bilseydim böyle olmazdı. Sen herşeyi mahvettin. Jaxon'ın yaptığı bunun yanında ne ki! Ben seni kaybettiğimde kendimi suçladım hep. Ben seni öldürdüğüm için vicdan azabı çektim anlıyor musun? Şimdi beni korumak için geri dönmen herşeyi mahvediyor!'' diye çıkıştığımda Jason yüzüme masum şekilde baksa da ona karşı öfkem asla geçmeyecekti. ''Bak Kev, beni dinlemiyorsun!'' dedi. Kolunu tutup gözlerimi gözlerine diktim. Sinirle kolunu sıktım. Yüzümdeki ve tüm bedenimdeki damarlar belirginleşmişti. ''İyi anlat o zaman. Mantıklı bir açıklaman var mı? O gün seni bıçakladıktan sonra oradan kaçtım. Jaxon sonra bana seni gömdüklerini söyledi. Mezardan çıkmış olamazsın herhalde.'' dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sexy Back
Ficción GeneralHomofobik kişilerin okumamasını rica ediyorum. ©Tüm hakları saklıdır. Başlangıç: 8 Eylül 2014