[Bölümde bir çok karakterin görüşünden anlatım vardır. İYi okumalar xx ]
-Adriyen
Eve gidiyorken beynimde Kevin'ın sesi yankılanıyordu. 'Tamam öyleyse. Git ve dediklerimi yap kendin kurtul tamam mı? Kurtul. Benim yüzümden polislikten atılmanı istemiyorum. Çünkü senden bunun için yardım istemedim ben. ' demişti. Gerçekten onun dediklerini mi yapmalıydım? Bu kadar aşağılık olmak , bana göre değildi. Fakat konu işim , mesleğim, geleceğim olduğunda sanırım onun dediklerini devreye sokup tekrar polislerin gözünde onun aranmasını sağlayabilirdim. Çünkü ancak bunu yaparsam kimse benim nereye gittiğimi düşünmezdi. Ya da delil saklamaktan bende yerdim bir kaç yıl. Hangisi şimdi? Gerçekten polislikten atılmak mı? yoksa Kevin'ın can dostumun -bundan emin değilim- hapse girmesine göz yummak mı? Hangisi?
Evime yaklaştığımda kafamda kara bulutlar halini alan düşüncelerden soyutladım bedenimi. Lavaboya adım attım. Yüzüme soğuk suyu birkaç sefer çarptığımda ancak rahatlayabilmiştim. Yüzümü havluyla sildiğimde aynada yansıyan silüetimi gördüm. Kaç yıldır üniformayı hakkıyla taşımayan bir adam vardı. Tekrar bilgisayarımın bulunduğu masamın başına geçtim. Başım ağrıyordu sanki. Fazla düşünüyordum yine. Bilgisayarımı açtım. Dosyalarıma girdim. Kevin'la ilgili sakladığım tüm bilgileri açtım. Tek tek okumaya başladım. Suçu bir tane değildi ki. Okurken onunla tanıştığım zamanlar aklıma geliyordu. İyi yıllardı. Ben okumaya çabalıyordum. Aslında o da benim gibiydi. Fakat onun tek farkı almak istediği bir intikamı olmasıydı. Değişmesine neden olan tecavüzlerin intikamını. Yaşı daha on yediydi. Reşit bile değildi. -Türklere göre reşit değil belirtiyim-
Ona yapmaması gerektiğini binlerce kez söylesem de plan yapmıştı bir kere beni dinlemiyordu. Sürekli küfrediyordu bana ve çevredekilere. Herkes -yani yetimhanede onun yaşında olanlar- ona gözü dönmüş diye bakıyorlardı. Arkasından konuşuyorlar ondan korkuyorlardı. Yanında ben vardım hala onu geri döndürebilmek adına, ordaydım. Yanında. Bir ses kadar bir fısıltı kadar yakındım bedenine ama zihnine. İçinden geçenlere... İşte onlara olan mesafem belki de kuzeyle güney kutbunun mesafesinden daha fazlaydı. Uzaktık işte...
Yaptığı planlar beni korkutuyordu. Ayrıca polislik okuduğum için bilgilerimle ona çok ceza alacağından bahsediyordum. Beni dinlememekle beraber umursamıyordu. Zaten onu bildim bileli umursamazdı. Göz rengi koyulaştığı bir geceydi. Basket maçı vardı. Karşı takımdaysa öldürmek istediği adam. Jeremy. Jason ve Jaxon'ın ağabeyi. Ona bunları yapan kişi. Basket maçı bitiminde gizli bir odaya çekilmişti Jeremy ve Kevin. O günün sonunun kötü olduğunu anlamıştım. Onunla olan bir konuşmamız kulağıma bir fısıltı gibi gelmişti. Anımsamıştım.
'' Bir yılın var. Buradan kurtulacaktın neden onu...'' sözümü kesip mavi gözlerini irileştirerek bakmıştı.
''Onu öldürmek zorundaydım. Bu olaya bir süs verdik zaten. Jason ağlıyordur. Ben onun yanına gideceğim. Adriyen, polis olunca benim bu pis işlerimi kapatırsın koçum değil mi?'' demişti alayla. Kıkırdamıştım. Ama nereden bilebilirdim ki pis işlerini kapatacağımı?
Dosyanın adı ; Yeni kimlik , içinde yazanlarsa şöyle tabi bunların hepsi benim cümlelerim ve notlarım. Ne yaptığımı unutmamak için tutuyorum.
Luke erken kalkmamıştı. Oysa ki buluşmamız gereken biri vardı. Bay kimlik diye tanınan Chris. Saçları yüzünün tamamını tanınmamak için kapanmıştı yine. Luke'u kolundan çekiştirmişti. ''emanetin.'' derken yeni kimliği elime vermişti. İncelediğimde gerçeğinden farksız olduğu kanısına vardım. Luke baygın gözlerle kimliği inceledi. Kahkaha attı. ''Yeni adım Kevin Swan. Havalı gibi bence ya. '' dedi gevşekçe. Tekrar gözlerimi devirip onu çekiştirmiştim. Yeni arkadaşım Luke yok artık Kevin var. Luke pis işlerini bitirdi. Öldü. Kevin'sa yeniden doğdu. SON.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sexy Back
Ficción GeneralHomofobik kişilerin okumamasını rica ediyorum. ©Tüm hakları saklıdır. Başlangıç: 8 Eylül 2014