Sabah kalkıp kahvaltıdan sonra temizliğe giriştiler dip bucak temizlediler evi. İsyan eden Zeynep "aman anne sanki gelip pencerelere bakacaklar temiz mi değil mi diye boşuna temizletiyorsun bize." "Sus kız pis mi kalsın pencereler temiz olacak elbette." Elysa kıkırdayarak "tabi temiz olmazsa almazlar beni paşa oğullarına" dedi. Temizlik bittiğinde öğlen olmuştu, Elysa'nın anne babasını otelden aldılar Zeynep'lerin evine getirdiler.
Mahmut Bey ile kızlar tanışıp aynı eve çıkınca İstanbul'a gittiklerinde tanışmışlardı. Daha sonra da yazın tatil için İzmir'e gittiklerinde misafir olmuşlardı evine. Eftalya hal ve hareketlerinden anlamıştı bu ailenin kızını nasıl sevdiklerini. Bir ara Elysa Ayşe'ye anne diye seslendiğinde içi acıdı, kızına anne sevgisini Ayşe vermişti demek ki yokluğunda.
Mehmet ve Özgür'le konuşup kız istemenin Zeynep'lerde olacağını söyleyip yaylaya gitmek için anlaşmışlardı. İki araba yaylaya gittiler Asiye'ye olanları anlattılar, Özgür "biliyorsun Asiye Sultan benim annem yok sen gel Ela'yı istemeye bizimle beraber" dediğinde, gözündeki yaşı içine akıtıp "suratsuz gelinum gelecek değul ya ben geleceğum elbet, çağurmayaydun basardum o evu tüfeğunen" dedi. Kızlar eşyalarını toplamaya eve geçtiler. Gerekli şeyleri hazırladıklarında toplanıp yola çıktılar Asiye'yi de alıp.
Kızlar evden gidince erkekler de bahçeye çıktı. Yalnız kaldıklarında Eftalya, Ayşe'nin yanına oturdu ve ellerini tuttu "gördüğüm kadarıyla Elysa'ya da annelik yapıyorsun, ailenizden biri olmuş artık. Kızıma sahip çıktığınız için çok teşekkür ederim. Ben ona annelik yapamadım. Siz benim yerimi doldurmuşsunuz. Bundan sonra Zeynep de benim bir kızım. Yunanistan'a gelirseniz eğer evimde misafir etmek isterim sizi" dedi.
Ayşe başını sağa sola sallayarak "olur mu öyle şey Eftalya Hanım Ela bizim de kızımız tabi ki ama senin yerini kimse dolduramaz. Ben Zeynep'ime ne yapıyorsam ona da onu yaptım sadece. Biz onu ne kadar seversek sevelim senin yerin ayrı onun için. Sen onu dokuz ay karnında taşıdın, sevgini, sütünü, emeğini verdin. Kimse sevemez senin gibi onu. Benim senden tek isteğim bundan sonra yanına gelemesen de ara sor kızını. Annesi varken annesiz olduğunu zannetmesin bu hayatta."
"Yanlış anlamazsanız bir şey soracağım, neden Ela diyorsunuz Elysa'ya?"
"Zor geliyordu Elysa demek, bende ona Ela dediğimde severek kabul etti."
Güldü Eftalya kızım çoktan bu insanlardan olmuş da haberim yokmuş diye düşündü. İki kadın sohbet ederken Zeynep ile Elysa girdi eve ellerinde çantalarla. Ayşe tatlı tatlı kızdı onlara "akşam oldu nerde kaldınız sanki beni istemeye geliyorlar yarın. Daha ikramlıklar hazırlanacak siz fittir fittir geziyorsunuz ortalıkta." İki yanağına kızlar sulu öpücükler bıraktılar "şimdi mutfağa girer hallederiz merak etme sen" dedikten sonra eşyaları bırakıp mutfağa girdiler. Beş dakika sonra Ayşe'yi çağırdıklarında masanın üzerinde tatlı ve tuzlu kurabiyeler saklama kaplarında bekliyordu. Ayşe kahkaha atıp "üşengeçler hazır mı aldınız kurabiyeleri" dedi. Kızlarda güldüler ve "ne gerek var yorulmaya her şey hazır işte" dedi Elysa. "O zaman geriye laz böreği kalıyor onu da ben yaparım hemen" dedi Ayşe. Eftalya böreği duyunca "börek ağır olmaz mı akşam akşam?" dedi. Buna gülen kızlara bakıp kızdı Ayşe "susun bakayım, Eftalya Hanım bu laz böreği normal börek değil tatlıdır. Ağır olmaz merak etme sen."
Aileler iyice kaynaşmış sohbetler koyulaşmıştı. Elysa elinde telefon bol bol fotoğraf çekti. Kızların aynı anda telefonları çalınca gülerek açtılar. Mehmet ve Özgür kapının önünde olduklarını söyleyince kızlar dışarı çıktı. Kimseye görünmeyecek kuytu bir yere geçtiklerinde sevgililer sarıldı birbirlerine. "Müstakbel nişanlım bir an önce olsun şu isteme işi" dedi Özgür. Mehmet'te gülerek "bizde seneye evlenelim o zaman" demişti. Zeynep algılayamadı duyduğunu yanlış anladığını zannetti. Kızdan tepki almayan Mehmet "sen benimle evlenmek istemiyor musun sevgilim?" dedi korkuyla. Zeynep "ne dedin sen bir daha söylesene" dedi emin olmak için. "Seneye diyorum evlensek mi diyorum." "Hah işte benim öküzün evlenme teklifi. Özgür hiç mi ders vermedin arkadaşına?" diyerek çemkirdi ama içinde hamsiler horon tepiyordu resmen. Hep vazgeçtiği anda Mehmet istediğini veriyordu ona. Demek evlenmek istiyordu, gerçekten seviyordu Mehmet.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIN SESİ VAVEYLA
General FictionKaradeniz'in iki deli, inatçı, gururlu, hırçın aşıkları Mehmet ile Zeynep. İmkansız dediği ne varsa oldu Zeynep'in hayatında. Mehmet'in beni sevmesi imkansız, aldatması imkansız dedi. Hepsi de oldu işte, kadere akıl sır ermiyordu. Önce kahkaha oldul...