Ben bu bölümü çok sevdim biricik okuyucularım. Dilerim siz de öyle düşünürsünüz... -Hazal
Selin odaya girdiğinde elindeki telefonu hızla yere savurup, ardından bağırarak küfreden adamı gördüğünde adamın sesinin yükselmesiyle bulunduğu yerde silkindi. Güray, Selin'in görmeye asla alışık olmadığı kadar öfkeli ve bunu kontrol edemez görünüyordu. Yutkundu adama bakarken. Güray'ınsa gözleri bir an onu buldu ama ne bakışları değişti adamın, ne de gergin duruşu...
"Bir sorun mu var?" diye sordu Selin gerginlikle. Adamı bu kadar neyin sinirlendirdiğini merak ediyordu Selin doğal olarak. Ve tabi ucunun ona dokunup dokunmadığını. Aslında bu, göründüğü gibi bir soru değildi. Tabi ki bir sorun vardı. Bu soru daha çok, bu sorun bana söyleyebileceğin tipte bir sorun mu demekti.
"Fatih'e ulaşamıyordum." Dedi Güray sinirle.
"Torbacına mı?" diye sordu Selin. Sahi, bir buçuk haftadır Güray bir çeşit "uçma" organizasyonu düzenlememişti. Gerçi bu Selin için bir sorun değildi. Biraz baş ağrısı vardı ama bağımlı olmak istemediği için bu "kullanamama" durumu işine gelmişti.
"İçeri almışlar." Dedi Güray, hırıltıya benzer bir sesle.
"İçeri mi?"
Fatih tutuklanmış mıydı? Bu işin ucu onlara dokunur muydu? Belli ki dokunacaktı. Yoksa Güray neden bu kadar sinirli olsundu ki?
Selin'in bakışlarını fark eden Güray başını iki yana salladı. "İçiciyiz biz. Merak etme, bize bir şey olmaz. Yani eğer böyle bakarken kast ettiğin buysa..."
Rahat bir nefes çekti ciğerlerine Selin. E... O zaman neydi ki Güray'ı rahatsız eden bu kadar?
"E?" diye sordu Selin bu defa. "O zaman seni bu kadar rahatsız eden ne?"
"Sence?" diye diye Güray, inanamaz bir yüz ifadesiyle Selin'in suratına bakarken. "Bir haftadır elime bir gram mal geçmedi ve daha fazla dayanacak sabrım kalmadı."
Başını iki yana salladı Selin. "Sakin ol. Bu şekilde kendini tehlikeye atabilirsin."
"Umurumda değil. Dediğim gibi. Ben sadece içiciyim. Bana bir şey olmaz." Dedi Güray yere attığı telefonu eline alırken.
"Sen sadece içici değilsin Güray." Dedi Selin. "Aynı zamanda Güray Koralp'sin. Olaya bir de bu açıdan bak istersen."
Aynı şeyleri kendisi için de düşünüyordu aslında. Sonuçta karşısında adam ne kadar Güray Koralp'se, o da o kadar Selin Yılmaz'dı. Ama o her zaman temkinli davranmıştı ve hiçbir zaman torbacıyla doğrudan kontağa geçmemişti. Eline geçen malın hepsi, her zaman ona Güray aracılığıyla ulaşmıştı.
"Bunu göz önünde bulunduracağım aşamayı çoktan geçtik." Dedi Güray, telefonunu üzerine hızla geçirdiği montun cebine atarken. "Biran önce şu işi çözmem gerek. O zamana kadar başka hiçbir şey düşünemem."
...
Ali arabasının içinde oturmuş, öylece gözlerini denizin üzerinde tutuyordu. Ve öylece, sakince sessizliği dinliyordu. Evde durmak ona iyi gelmiyordu. O da kendini dışarı atmıştı.
Telefonunun çaldığını duyduğunda ekrandaki ismi görmeyi hiç ummuyordu. Herhalde onu aklındaki düşüncelerden uzaklaştırabilecek tek insan arıyordu. Telefonunu açtı büyük bir heyecanla.
"Alo, Melisa!"
"Alo." Dedi Melisa telefonun öbür ucundan mutlu gelen bir sesle. "Nasılsın?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Medusa'nın Gözyaşları
Fanfiction"Ne demek lan bu?" dedi Emre kızgınlıkla. "O kız, bir defa bile ağlamadı. Bir defa bile incinmedi. Duygusuzun teki o. Bir de aşık mı edeceksin kendine?" "Daha fazlası." Dedi Ali. "Medusa'nın gözyaşlarını çalacağım. Ve yaptığı tüm büyüler bozulacak."