I walk a lonely road
The only one that I have ever known
Don't know where it goes
But it's home to me and I walk alone
Yalnız bir yolda yürüyorum
Bildiğim tek şey
Nereye gittiğini bilmediğim
Ama bu benim evim ve yalnız yürüyorum
...
Ali tüm kalabalığın içinden polisleri yararak Selin'in yanına ulaştı. Polisin biri, Selin'in telefonundan Ali'yi aramış ve Selin'in kaza yaptığını söylemişti. Ancak bir hastaneye değil de, olay yerine çağırdığı için Ali biraz daha sakin kalabilmişti. Ve şimdi gördüğü şey, çok garipti.
Selin kırmızı mini cooper'ıyla yolun kenarındaki bariyerlere girmiş, arabanın ön kısmını hurdaya çevirmişti ancak kızın yüzünde bir çizik bile yoktu. Öylece sürücü koltuğunda oturmuş, ayaklarını dışarı uzatmış oturuyordu. Bakışları boş, yüzü kıpkırmızıydı. Bir polis memuru kızın yanında diz çökmüş, elindeki alkol ölçere üflemesi için kızı ikna etmeye çalışıyordu ancak Selin tepki vermeye bile tenezzül etmiyordu.
Ali de tıpkı polis gibi kızın göz hizasına çömeldi yanına ulaşınca ve bir anlık tereddütten sonra elini tuttu.
"Selin, iyi misin?"
Selin Ali'nin elini tutuşuyla bakışlarını genç adama çevirdi. Başını iki yana salladı ardından. Duygusuz, ruhsuz. Belki de sadece yorgun.
"Değilim."
Ali yutkundu. Kız gerçekten kötüydü. Belki de biraz içip bir yere vurduğunu falan düşünüyordu Ali gelirken. Ancak olanlar buna benzemiyordu ve Ali iyice nefret eder olmuştu kızın hayatından. Kızın nefesinde en ufacık alkol kokusu yoktu ve ona rağmen berbat bir haldeydi.
Polis memuruna döndü sonra.
"Biraz konuşabilir miyiz?"
Polis bir defa daha Selin'in yüzüne baktı ardından da başını sallayarak Ali'nin peşinden doğrulup genç adamı takip etti. Yeterince uzaklaştıklarını düşündüğünde Ali polise döndü.
"Nasıl olmuş?"
"Çevrede görenler durduk yere olduğunu söylüyorlar. Kimseye bir zarar vermediği için herhangi tutanak tutacak bir işlem yok. Arabanın hala tamir edilebilir bir durumu kaldıysa kaskosu halledecektir. Ancak bizim alkol muayenesi yapmamız şart."
Ali başını salladı.
"Başka bir şekilde çözemez miyiz?" dedi ardından da. Kız çok kötü görünüyordu ve bu ıvır zıvır işlerle uğraştırmak istemiyordu.
"Bakın siz gelene kadar bekledik ama eğer buna üflemezse bizimle hastaneye, kan muayenesine gelecek." Diye belirtti polis memuru. "Başka bu çözüm yolumuz var."
Ali başını salladı.
"Anlıyorum." Dedi derin bir nefes almadan hemen önce. "Bakın Selin çok kötü görünüyor ve şuan yabancı biriyle iletişim kurmaktansa bir duvar gibi cevap vermiyor ama eğer bana verirseniz... Yani ben ona üfletirim ve sonra da gideriz. Olmaz mı?"
Polis memuru tekrar arabada oturmuş dışarıyı boş gözlerle izleyen kıza baktı.
"İzliyorum." Dedi cihazı Ali'nin eline tutuşturarak. Ali'yse bir anlık onaylar bir baş sallamanın ardından elinde cihazla Selin'in yanına döndü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Medusa'nın Gözyaşları
Fanfic"Ne demek lan bu?" dedi Emre kızgınlıkla. "O kız, bir defa bile ağlamadı. Bir defa bile incinmedi. Duygusuzun teki o. Bir de aşık mı edeceksin kendine?" "Daha fazlası." Dedi Ali. "Medusa'nın gözyaşlarını çalacağım. Ve yaptığı tüm büyüler bozulacak."
