Yasak Aşk

1.8K 146 22
                                    



Selin başını fotoğraftan kaldırıp hayallerini, rüyalarını, dünyasını bir defa daha yıkan adamın gözlerine baktı. Kızgındı. Bağırmak, kırıp dökmek istiyordu. Ancak korkuyordu. En azından karşısındaki adam kadar...

"Nereden buldun bunu?" dedi dudakları titrerken. Dudakları neydi ki? İçi tir tir titriyordu. O adam, Savaş'ın babası olan o adam Haluk Mertoğlu'ydu. Onlar, Savaş da, o da, belki Ali bile aslında uzaklarda biri olduğunu düşünürken, bulabileceklerinden bile emin olamazken, ölmüş olma ihtimalini bile bu ihtimalden yüksekken bu öyle kolay atlatılabilecek bir şey değildi.

Adam, bir kere onların dibindeydi. Savaş, Haluk Mertoğlu'nun gözünün önünde büyümüştü. Elinde belki. Ailelerinin onca ortak arkadaşlarından, Savaş bir tek Mertoğlu ailesinin yanında rahat olabilirdi. Çocuk eliyle tutmuştu daha önce babasının elini Savaş. Nasıl bir zehirdi bu böyle, yıllardır içinde taşıdığı bir şey vardı, o adama ait bir şeydi ve o hiç bilmiyordu.

Peki ya Melisa? Melisa, Savaş'ın hayatının aşkıydı. İlk sevgilisiydi. Son sevgilisiydi. İlişkilerine çocuk yaşta başlamışlardı, Melisa sebepsiz yere bir anda Savaş'tan ayrılmıştı ve onlara gelmeyi bir süre bırakmıştı. Henüz 13 yaşındaydı Melisa herhalde o zaman. Savaş da 15. Her neyse sebep, Melisa Savaş'ı değil sırf Selin'i de görmeyi reddetmişti. Oysa onlar birlikte büyümüşlerdi. İyi arkadaşlardı onlar. Ama Melisa ona bile sırtını dönmüştü. Her şeyi yakacak, unutup gidecek kadar ağır bir şey yaşamıştı. Denemişti de. Ama Savaş'ı bırakıp gidememişti.

Defalarca ayrılmışlardı. Mantıklı ve mantıksız sebeplerden. Selin, annesinin de tepki gösterdiğini hatırlıyordu. Her şey gibi bu da geçip gitmişti onlar için. Birbirlerini her şeyden fazla sevmişlerdi. Ve şimdi... Şimdi onlar kardeşti.

"Buna inanmıyorum." Diye itiraz etti Selin, başını iki yana sallayarak. "Bu fotoğraf bir şeyi kanıtlamaz."

"Selin burada... Bak burada sevgililer tamam mı? Bunu görebiliyorum. Sen de görebilirsin." Diye yanıtladı onu Ali. "İnkar etmek bir şeyleri değiştirecek olsa bunu zaten yapardım. Buraya gelmezdim. Bu kadın her kimse, onun gerçeği annemle babamın evliliğinden sadece 2 ay önce babamın sevgilisi olduğu gerçeğini inkar edemezdim. Ve şimdi de onun annen olduğunu inkar edemezsin."

"Sevgili olamazlar." Dedi Selin. Aklı almıyordu. Bir kaçış arıyorlardı. "Eğer öyle olsa bunu bilirdik. Bizi bırak, onca magazin var. Savaş'ın bu haberinden sonra ortaya şimdiye çıkarırlardı. Sevgililik bu Ali. Herkes biliyordur. Herkes."

"Ben, aksini düşünüyorum." Dedi Ali başını iki yana sallayarak. "Annem ve babamın evleneceği olayı öyle birden bire ortaya çıkmadı Selin. Onlar, 3 yıldır nişanlıydılar. İlk defa evlenmeye kalktıklarından, 1995 yazıymış. Babam nikahı erteletmiş. Sonraki kışa kadar."

"İlla geçerli bir sebebi vardır." Dedi Selin. İstemiyorduysa, evlenmeyecekti. Neydi erteletmek yani? Eğer erteletiyorsa, müsait olmadığından, aksilikler olduğundan falan olduğundandı mutlaka.

"İlki öyleydi diyelim." Dedi Ali başını sallayıp Selin'in önüne kadar sürüklediği arabasına yaslanarak ellerini cebine soktu ve doğrudan yere bakarak konuşmaya devam etti. "Peki ya ikincisi. Üçüncüsü? Annem ve babam evlendiğinde, Mertoğlu Holding'in batmak üzere olduğunu biliyor muydun mesela? Bilmiyordun."

Başını iki yana salladı Selin. Gözünden bir damla yaş aktı. Tüm bunları bilmiyordu tabi. Tabi ki bilmiyordu. Ama madem öyleydi...

"Sen bilmezsin ama benim babam bir pislik. Oradan gördüğünden defalarca daha iğrenç bir adam. Neden annem varını yoğunu, tüm servetini tüm mirasın tek varisi olarak babana yardım etmeye yatırmak yerine Zafer'e yem etsin." Selin, ortaya attığı hipotezlerle ruhunu kurtarmaya çalışıyordu. Hala gözden kaçırdıkları bir şey var diye düşünüyorlardı. Ve bunun için tüm kalbiyle dua ediyordu. Bu, bir aile dramından fazlasıydı. Bu, kıyamet gibi bir şeydi.

Medusa'nın GözyaşlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin