Medusa'yı Özledim

793 77 104
                                    


Merhabalar efendim... Yeni bölüm getirdim size ve şimdi doğum günü kutlamaya gitcem çünkü yaşasın :) Neyse doğum günü haftama nazaran bu bölümü doğum günü bölümüm ilan ediyorum ve bu güne kadar okuyup da yorumlamaya üşenen herkesten yorum bekliyorum bu sefer tamam mı? Semaaaa. Sana ithaf ediyorum bebişim bu bölümü. Çünküsünü de okuyunca anlarsın zaten ahahah. Hadi öptüm seviyorum sizi! -Hazal

Selin

Evin bahçesinde duran arabasını gördüğümde istemsizce derin bir nefes verdim dudaklarımdan. Git gide aptal bir karar verdiğim daha da belirginleşiyordu sanki. Sırf Ali'ye hafta sonu işim var diyebilmek içim Güray'la ne olacağı belirsiz bir yolculuğa çıkacaktım. Üstelik bu soğukta ve üstü açık arabasıyla. Hayır, arkasında bulunan üzerini kapatmasını sağlayan o parça da yoktu. Yani tüm yaşadıklarımdan sonra biraz üşümek nedir diye düşünebilirdim aslında. Zaten tüm bunları düşünmüş ve yanımda lokal anesteziye kadar her şeyin olduğu bir çanta da indirmiştim.

"Bununla mı gideceğiz gerçekten?" diye sordum yine de. Çünkü mantık dahilinde yapacağı herhangi bir hareketin içimi rahatlatacağını düşünüyordum. Sanki beni asıl huzursuz eden bu arabanın üstünün açık olmasıymış gibi buna takılmıştım.

"Keyifli ve serin bir yolculuk olacak." Dedi Güray, güneş gözlüklerinin üzerinden. En azından şunu çıkarsa diye düşünüyordum. Hava karanlıktı, yağmur yağmak üzere gibi görünüyordu ve o daha da karartan güneş gözlüklerini takıyordu.

Görmezden gelmeye çalışarak sırt çantamı arka koltuğa atıp ön koltuğa yerleştim. Eğer durduğumuz herhangi bir ışıkta biri çantamı alıp kaçarsa bu başıma gelen bir yığın felaketi bile engelleyebilirdi. Önce karakola, oradan da eve geri gelirdim ve bu Ağva macerasından kurtulurdum en azından.

Güray yola çıktığında bir süre sessizliğini korudu. Ben de şiddetlenen rüzgarda hem kendi yapısını, hem de benim sinirimi bozan saçlarımı yüksek bir at kuyruğuna toparladım. Ama şimdi de kulaklarım soğuktan ağlıyordu. Güray'ın aptal sessizliği ve hatta bir şey düşündüğüne emin olmamı sağlayan ruh hali de beynimin şu sürecini tetikliyor olabilirdi tabi ki.

Sonra birden, konuşmaya karar verdi. "Ali bizim Ağva'ya gideceğimizi nereden biliyor?"

Peki Güray, Ali'nin bildiğini nereden biliyordu?

"Ben söyledim." Dedim omuz silkerek. "Hafta sonu Savaş'ı adam edecek bir plan hazırlamanın peşindeydi ve benden yardım istedi. Ben de seninle planımız olduğunu söyledim."

"Peki, Ağva'da olduğunu da sen mi söyledin?"

Kaşlarımı çattım. Hayır, bunu söylediğimi hatırlamıyordum.

"Bunu ben söylemedim işte." Dedim gülerek. Ali'ydi sonuçta. Bir şekilde öğrenirdi. İlle de öğrenmek istiyorsa onu durdurabilecek bir şey yoktu. "Peki sen? Sen nereden öğrendin onun bildiğini?"

Güldü Güray. Ardından omuz silkti. "Boş ver. Keyfimizi bozmaya değmez."

Ardından eli arabanın müzik çalarına giderken, müziğin sesini yükseltti.

...

Eve girdiğimde içerideki nüfus bana dışarıdaki araba kalabalıklığını açıklıyordu. Güray'ın her zamanki arkadaş grubunu burada bulacağımı biliyordum zaten ve söylediği, hatta umduğum buydu. Zaten öyle demişti. Bizim çocuklarla planımız var demişti. Yani zaten buraya geleceklerdi ve ben buna sonradan dâhil olmuştum. Bu yüzden yalnız olmayacağımıza güveniyordum. Onunla hiç yalnız kalmamıştım ve açıkçası bunu istemeyeceğimi de çok iyi biliyordum. Biz o tarz çiftlerden değildik. Aslında biz tam çift bile değildik. Hele bir de baş başa kalmak falan...

Medusa'nın GözyaşlarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin