10

26 4 0
                                    

Bizim haklılığımız ortaya çıkmış gibiydi. Hakimin kararı da benim hapisten çıkmam oldu. Balıkla eski günlerimize döndük ve ona kavuştum diye içimdeki kelebekler uçuşuyordu. Sonunda tek bir saniye aklımdan çıkmayanıma kavuşmuştum. Salondan çıkar çıkmaz balığın boynuna fazlasıyla sıkı sarıldım. Gözlerime baktı.
"Canımı yakmamak için gözyaşlarını silmelisin."
"Mutluluktan balık."
"Biliyordum. Ama sen ağladıkça canım yanıyor."
"Öyle çok özlemişim ki sana sarılmayı,gözlerini..."
"Biliyorum. Ben de senin gözlerini özledim. Baksana ben yokken ne hale gelmiş gözlerin."
"Sen yokken uyuyamadım."
"Biliyorum."
Birbirimize gülümsedik.
"Şimdi kediciğim,gel benimle."
Dışarıda yürüyorduk.
"Uzak bir yere gidelim seninle. Öyle hep gittiğimiz bir yer olmasın."
"Tamam sen yeter ki gel."
"Çok özledim seni."
"Belli oluyor gözlerinden."
"Öyle mi ?"
"Öyle."
Birlikte uzun süre yürümeye karar verdik.
"Konuşacak çok şey var kedicik."
"Ne mesela ?"
"Sen yazıyorsun ya,ben konuşmayı tercih ederim."
"Sürekli yazarım ben içimi dökmek için."
"Biliyorum.Yazdıkların beni mutlu ediyor."
"Etmesin mi ? Sen üzgünken mutlu olmaktan utanıyorum balık."
"Seninle ilgili her şey mutlu ediyor zaten."
Gülümseyip gözlerimi kaçırdım.
"Utanmasana."
"Peki balık."
Yürürken serçe parmaklarımızı birleştirdim.
"Çok tatlısın."
"Sen de öyle balık."
"Mutlu ediyorsun beni."
"Sen de."
"Ben de."
Bana göz kırptı.
"Konuşacak çok şey var demiştin."
"Gözlerimle anlatmıyor muyum ?"
"Balık gözlü. Anlatıyorsun tabi."
"E anladın o zaman."
"Anladım.Ben de çok özledim seni."
"Bu güzel bir şey."
"Öyle."
"Eskiye döndük."
"Omzuna yatmak istiyorum balık. Sonra kalp atışlarını dinleyerek uyumak."
"Olur."
"Olsun."
"Ama önce !" deyip uzaklara bakındı. Bileğimden çekiştirip hızlıca bir yere götürdü beni. İçeri girdik ve bir sürü kediyle karşılaştım.
"Hadi en çok sana benzeyeni seç."
Şaşkınca kedi yavrularına baktım.
"Hepsi çok güzel ama."
Bir tanesinin çok güzel yeşil gözleri vardı. Onu kucağıma aldım.
"Bu,en güzeli."
"Sana benziyor kedicik."
Ardından iç kısımlara doğru yürüyünce akvaryumları gördüm.
"Bu kedi benim mi olacak ?"
"Hayır benim olacak. Sana balık alacağız."
Akvaryumlara doğru yürüdüm.
Bir balığı gösterdim.
"Bak bu senin gibi. Tupturuncu. Kalbimi boyadığın gibi." Görevli gösterdiğim balığı çıkarıp naylon poşete koydu.
"Ama balık sen seçecektin."
"Senin istediğin olsun."
Kedi ve balık almıştık. Bu beni çok mutlu etti. O demirlerin arasında balıksız uzun bir süre geçirince,böylesine mutlu olmayı da unutmuşum. Daha sonra kedimizi ve balığımızı alıp eve yürüdük. Balığın evine.
Sonra uyuyamadığım geceler aklıma geldi ve balığa uyumam gerektiğini söyledim.
"Kalbime yaslan."
Söz verdiği gibi kalp atışlarıyla uyuyacaktım. Gözlerim ağır ağır kapandığında uzun süreli bir uykuya daldım.

***

Balığın kalp atışlarıyla uyandım. Gözlerimi açmadan bir süre daha durdum. Saçlarımı öptü. Ömrümün sonuna kadar böyle kalabilirdim. En azından huzurlu ölürdüm.

Artık uyanmam gerektiğini hissettiğimde gözlerimi açtım. Kediyle biraz oyun oynadım. Müzik dinledim.

Yatağa uzanmış kulaklığımla müzik dinlerken,müziğin ritmine bir piyano tınısı karıştı. Bu bildiğim bir şarkıydı ve bu yüzden şarkıyı kapatıp gerçekten bir piyano sesi geldiğini anladım. Salondan gelen sesi takip ettiğimde balığın piyano çalışına şahit oldum. Parmakları o kadar hızlı ve tecrübeli basıyordu ki tuşlara...
"Bilmiyordum." dedim. Çalmayı bırakıp yanıma geldi. Benim elimden tutup koltuğa oturdu. Ben de yanına.
"Benim bildiğim bir şey var."
"Sen hep bilirsin. Ama bu sefer neyi ?"
Kalbimi gösterip.
"Senin kalbin benim." dedi.
"Bunu bilmen mutlu ediyor balık."
"Beni de öyle." Gülümseyip omzuma yattı. Parmağımı öpüp onun yanağına dokundum. Birkaç saniye yüzüme baktı. Sonra çok güzel bir şekilde güldü.
"Çok tatlıydı."
"Biliyorum."
"Benim sözüm."
"Biliyorum."
Burnumu sıktı.
"Gözler kalbin aynasıysa gözlerin aynam olsun mu ?"
Hafif bir kahkaha atıp
"Çok tatlısın." dedi.
Dayanamayıp ben de güldüm.
"Seni seviyorum."
"Biliyorum."

BAL'IK-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin