8

22 2 0
                                    

Hayat garip gerçekten. Fazlasıyla garip. 1 saniyede bile her şey değişebiliyor. Fakat fazla özel insanlar var. İyi ki varlar. Kötü günümde yanımda olan da var olmayan da. Ama ben hepsinin kötü gününde yanında olmaya çalıştım. Her neyse fazla duygusallığa lüzum yok. Bölümü tam 00.00 da atıyorum. Bugün de gülüşünde papatyalar açmış sevdiğim.
Seviyorum seni/sizi.
-
***Kedicik***

Aradan 3 hafta geçti. Gelmemişti.
Her geceki gibi onu düşünsem bile farklı hissediyordum. Elbet ona sarılacaktım. Ama sabredemiyorum. Çareyi yazmakta buldum. Ağlaya ağlaya...

"Saat 00.00 sularında yüzüyorum yine. Bu kez satırlara sığdıramadığım seni daha çok özlüyorum. Özlüyorum,hem de çok. Bu kez geçemeyen günler değil,hatta dakikalar bile değil. Saniyeler geçmiyor balık. Aklımdan çıkmıyorsun,ağrılar giriyor başıma. Ne başımdaki ağrı diniyor,ne de sana olan özlemim. Haftalar oldu. Tek bir haber bile alamadım senden. Gelmedin. Yazmadın... Yazarım demiştin ama yazmadın. Olsun,ben sana yazıyorum bak. Belki sana ulaşmayacaktır. Ama ben yazıyorum. Kırıldığım günler vardı ya,veya senin bana kırılmış gibi yaptığın. Ama aslında öyle olmayan günler. Onları da özledim. Balıklık yapıp bütün anılarımızı unuturdun. Elini tutardım bazen. Benim elim soğuk olurdu. Gözlerine bakardım ya. Gülerdin ya.

Güzeldi ya. Güzeldik ya. Sen ve ben olarak. Özledim gerçekten. Bir kaç saniye düşünmeden duramıyorum. Olmuyor be... Dayanamıyorum... Üşüyorum... Gelsen sarılsak ne güzel olurdu değil mi ? Seni düşünmeyi de özlüyorum. Kokunu özlüyorum. Saçlarını özlüyorum,kahvenin en güzel tonuydu. Her bir telini özledim. Seninle oturur müzik dinlerdik. Sonra bir bakardım yine gidiyorsun. Nereye ? demezdim. Dediğim şeylerin seni kırmaması için kelimeleri özenle seçerdim. Seni sevdiğimi söylerdim. Her seferinde bilirdin ama. Hep hissederdin çünkü. Sen kalbimdin benim. Sana en çok yakışan, Kalbim dememdi sana. Kalbimi fetheden gülüşünü özledim. İki gram aklımı bir gülüşe feda ettim. Gülüşün kulaklarıma doldukça midemin içinde kelebekler uçuşuyodu ya... özledim. Gerçekten özledim. Bana sarılmanı çok özledim." 

Kalemi bıraktığımda baş ağrısına dayanamayıp uyumaya çalıştım. Aradan günler geçti diyemeyeceğim,geçmiyordu işte.

Gardiyan ziyaretçi saati olduğunu söyledi. Balık haftalardır yoktu,şimdi de olmayacaktı biliyordum.

Yine de en beklenmedik anda bana telefon geldiği haberini aldım. Sadece telefon görüşmesi için kısa süreliğine çıktım. Elif veya balıktı. Başkası olamazdı zaten.

Telefonu elime alıp kulağıma götürdüm. Balığın sesiydi bu. Haftalardır duymadığım bu ses çok iyi gelmişti bi anda. Nasıl olduğumu sordu. Hiç iyi olmadığımı ona söylememeliydim.

"Ben iyiyim,
önemli olan sensin."
"Sen iyiysen ben de iyiyim."
"Güldürdün."
"Farkettim kedicik."
"Biliyor musun ?"
"Neyi ?"
"Biliyorsun biliyorsun."
"Neyi biliyorum ?"
"Söyleyemem."
"Neden söyleyemezsin ?"
"Utanırım."
"Utanma o zaman."
"Şu an burda olsan sarılırdım."
"Bu şimdilik imkansız."
"Ben burada olmanı istiyorum."
"Nerede ?"
"Yeri önemli mi ? Ben sana sarılmak istiyorum... Bi an önce çıkayım ya da sen gel. Dayanamıyorum balık."
"Dayanmalısın. Merak etme senden önce ben sarılacağım."
"Peki o zaman neden gelmiyorsun ?"
"Gelemiyorum."
"Neden balık?"
"Çünkü daha iyi bir şey olacak. Onun için uğraşıyorum."
"Ne için uğraşırsan uğraş. Gel çıkar beni buradan. Benim burada olmamam lazım. Ben kötü biri miyim balık ?"
"Değilsin."
"Seni seviyorum."
"Biliyorum."
"Bilmene sevindim."
"Şimdi o gözyaşlarını sil." dedi gülerek.
"Nereden bildin ağladığımı ?"
"Hissediyorum."
Aynı anda güldük.
"Çöplerin yanımda fazla dolaşma ha."
"Neden ?"
"Balıksın sen,kediler yer seni."
"Kediler değil,kedi yer. Benim bir tane kedim var."

Diyecek bir şey bulamadım.

"Ve o kedi seni fazlasıyla özledi."

BAL'IK-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin