12

20 2 0
                                    

Seni seviyorum dediğimi hissetmiş olmalı ki,elini elimin üstüne koydu.
"Uyumuyor musun?"
Cevap vermedi balığım. Uyanıktı ama neden bilinmez uyuyor gibi yaptı. Ben de uzun süredir yapmak istediğim o şeyi yaptım.
Balık bana yaslanmış uyurken saçlarının kokusunu hissettim. Sonra saçlarının kokusunu içime çektim. Saçları huzur kokan biriydi o.

Balık hafızasına karşın onunla ilk kez bankta oturduğumuz günü hatırıyor mu acaba diye düşündüm.

Elini omzuma atıp beni kendine yaslamıştı. Ben de omzuna yatmıştım. Kokusunu ilk hissettiğim gün,omzuna yattığım ilk gün ve... beraber bankta oturduğumuz ilk gündü o eski gün. İlkler unutulmaz derler ama ben hiç bir anımızı unutamıyorum.

O eski anımız aklımda canlandı bir an,sonra uçup gitti.

Onun uyumadığını bildiğimden
"Şimdi de sen kedi gibi oldun." dedim. Hiç bozuntuya vermeden yeni uyanıyormuş gibi yaptı. Gözlerini yavaş yavaş açıp bana baktı. Güldü.
"Tek kedi sensin kediciğim."
"Tek balık da sen."
"Okyanusta binlerce balık var ama."
"Ben kalbimle bakıyorum okyanusa. Birini seçiyor kalbim."
Gülümsedi.
"Ne güzel seviyorsun beni."
"Biliyorum balık."
Sevgim içime sığmadı ve yanağından öptüm onu. Sonra iyice kalbine doğru yaslandım. Gözlerimi kapattım.
Bir süre sessiz kaldık ve balığın da benim gibi utandığını gördüm. Nedense birbirimize bakamadık bir süre. Ardından o bana baktı ben bakamadım,en sonunda dayanamayıp ben de baktım. Uzun süre göz göze kaldık.
"Ne güzel gözlerin var öyle." dedim.
"Biliyorum kedicik."
"Biliyorum mu ?"
"Evet."
"Seni seviyorum demedim ama."
"De o zaman."
"Utanırım."
"Ya,söyle sen."
Sessiz kaldım bir süre.
"Çok seviyorum seni balık. Çok."
"İyi hissettim."
"Birlikte iyi hissedelim."
"Olur kediciğim."
Uçak yolculuğumuz uzun süreceğe benziyordu.
Başımı cam kısmına yasladım. Balık da bana yaslandı.
"Uyuyacak mıyız böyle?"
Gülümsedim
"Birlikte mi?"
"Öyle."
"Uyuyorum ben o zaman balık."
"Birlikte."
"Seviyorum ya seni."
"Biliyorum."
Canımız sıkıldığı için yolculuğun yarısını uyuyarak geçirdik. Bana sürekli yanımda olduğunu hissettiren adam,yine beni bırakmamış yanıbaşımda benimle beraber uyuyordu. Huzur kokan saçları ellerime değiyordu. Hiç rüya görmeden kısa sürede uyandım. Onun nefes alışverişini dinledim. Kokusu burnuma dolarken gülümsedim. Sonra sevgi patlaması yaşayıp o uyurken sımsıkı sarıldım. Fazla sıkı sarılıp canını yaktım. O da uyurken bir anda şaşırdı tabi bu duruma. Gözlerini ovuşturdu.
"Naptın öyle bir anda."
"Sevgi gösterisi balığım."
"Gösteri güzeldi. Ayakta alkışlamam gerekiyor."
Hafif bir kahkahayla geçiştirdim.
"Benim karnım ağrıyor."
"Ben de iyi bakamıyorum sana. Sıkı giyinseydin keşke." deyip bana sarıldı.
Gözlerinin içine baktım.
"Sen varken hissetmiyorum üşüdüğümü falan."
"Hemen konuyu bağlıyorsun bir şekilde."
"Neye ?"
"Beni sevdiğine."
"Gün akşam olurdu,gökyüzü karanlık. Ve ben yine maviyi severdim. Tıpkı seni sevdiğim gibi."
"Edebiyat falan." gözlerini devirdi.
"Seni sevmemi sevmiyor musun ?"
"Bilmiyorum."
Bir süre sustuk. Onu sevmem tuhaf bir şekilde bana soğuk davranmasına sebep oluyordu. Belki de sürekli sevgimi dile getirmemden de bunalmıştı.
"Seni seviyorum dediğimde iyi hissediyorsun."
Biraz düşünceli bakıp güldü.
"İyi geliyor nedense. Kalbime."
Başımı yana eğip yine ona sevgi dolu baktım. Parmağımı öpüp onun yanağına dokundum.
"Sana her baktığımda kalbimi görüyorum."
"Ben de sana her baktığımda sevgiyle parlayan kedi gözleri görüyorum."
"Ya bu çok tatlı oldu."
İkimiz birden güldük.
"Oraya gidince sürekli gezeceğiz, yürüyeceğiz,oturacağız,senin sevdigin gibi kedicik.
"Dondurma da yiyelim."
"Çocuk gibisin. Yiyelim tamam."
"Parkta sallanmak isteyen ben değildim.".
Hak vererek gülümsedi.
Uçak yolculuğumuzun son yarım saatiydi. O yarım saati de aynı iki kedi misali uyuyarak geçirdik. Uçaktan indik. Bir sürü valiz,pasaport kontrolünü de hallettikten sonra bir taksiye bindik. İtalyanca bilmiyorduk,taksiciye gideceğimiz yeri nasıl söyleyecektik onu düşündüm. Balığa fısıldadım.
"Nereye gideceğiz ?"
"Bilmiyorum. Nerede canımız isterse durduralım şöförü."
Birbirimize gülümsedik.
Yollar iyiden kötüye ve genişten dara giderken balık durmamız için seslendi. Taksici durdu ve indik. Valizlerle,indiğimiz dar,karanlık ara sokakta yürüdük.
"Balık bence burada kaybolacağız,indiğimiz yere bak. Hava da karanlık, bu sokak lambaları olmasa..."
O sırada nasıl bir mucize ise sokak lambaları söndü.
"Al işte balık."
"Korkma kediciğim."
"Korkmuyorum ama sarıl bana."
Anında bana sarıldı. Bir kez daha hissettirdi bana o güzel duyguyu. Balıkla karanlık sokakta sarıldıktan sonra kaldırıma oturdum. O da yanıma oturdu. Aynı kucağında uyuduğum günki gibi.
"Seviyorum seni. Çok seviyorum ya... Çok."
"Biliyorum ya. Çok."
"Çok."
Alnımdan öptü beni. Sonra gerçekten kedisi gibi sardı. Hava soğukken bana sarılması beni ve kalbimi ısıttı.
"Aaa bak sana ne vereceğim kediciğim."
Hapse girerken avuçlarının arasına bıraktığım kolyeyi boynundan çıkardı. Aynı o gün benim yaptığım gibi,iki eliyle elimi tutup avuçlarımın arasına koydu.
"Balığın seni seviyor."

BAL'IK-2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin